ABD, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün, Mısır güvenlik güçlerini geçen yıl gösteriler sırasında, bin 150 kişiyi sistematik şekilde öldürmekle suçlayan raporundaki tespitleri "çok rahatsız edici" buldu.
Bakanlık Sözcüsü Marie Harf, günlük basın brifinginde konuyla ilgili soru üzerine, raporu şu an incelemekte olduklarını söyleyerek, "İlk tepkimiz, rapordaki tespitlerin çok rahatsız edici olduğu yönünde" dedi.
Harf, geçen yılki şiddet olayları sırasında ABD Başkanı Barack Obama'nın, Mısır hükümeti ve güvenlik güçlerinin attığı adımları kuvvetle kınadığını, sivillere yönelik uygulanan şiddete tepkisini ortaya koyduğunu ve o dönemde bazı silah sistemlerinin Mısır'a tedarikini askıya aldıklarını hatırlattı.
Olaylardan bir yıl sonra, hala hiçbir güvenlik gücü mensubunun sorumlu tutulmamasının da rahatsız edici olduğunu ifade eden Harf, "Birçok kez söylediğimiz gibi, Mısır uzun vadeli istikrar, güvenlik ve ekonomik refaha erişebilmek için, bu olayları tümüyle şeffaf ve güvenilir bir şekilde, hukukun üstünlüğünün tarafsızca uygulanması ve insanların sorumlu tutulmasını temel alan bir tarzda soruşturmalı" diye konuştu.
Mısır hükümetine baskıyı sürdüreceklermiş!
Mısır hükümetinin olaylarla ilgili olarak sorumlulara hesap sorması gerektiğini ve kendilerine bu noktada baskı yapmayı sürdüreceklerini söyleyen Harf, "(Olaylarda) Sevdiklerini kaybedenler, hayatını kaybedenler ya da yaralananlar, bunu hak ediyor. Eğer Mısır, refah dolu, daha iyi bir geleceğe sahip olmak istiyorsa, bu tür adımları gerçek anlamda atmalı" ifadesini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Harf, Mısırlı yetkililerin raporu taraflı olmakla eleştirmesi ve HRW'yi de meçhul ve güvenilmez kaynaklara itibar ederek profesyonelce davranmamakla suçlamasına yönelik bir soru üzerine, "Geçen yıl Ağustos ayında Mısır sokaklarında neler olduğunu görmek için herhangi bir meçhul kaynağa ihtiyacınız olduğunu düşünmüyorum. Hepimiz olanları gördük" dedi.
Merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü, yayımladığı raporda, Mısır güvenlik güçlerini geçen yılki gösteriler sırasında, bin 150 kişiyi sistematik biçimde öldürmekle suçlamış ve işlenen cinayetlerin, insanlık karşıtı suç kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini bildirmişti.