ABD, Esed’e Yedirmediği PYD/PKK’yı Türkiye’ye Yedirir mi?

Esed güçlerinin iki gündür Kuzey Suriye'de PKK/PYD'yi havadan vurmasına tepki gösteren ABD, bölgede korumacılığını üstlendiği PYD’ye dokunmayı aklından geçirenlere gözdağı vermiş.

HAKSÖZ-HABER

Direnişin katil Esed’i def etmesini uzun zaman boyunca çeşitli bahanelerle engelleyen, Eğit-Donat gibi türlü projelerle Suriye direnişini kontrolü altına almak isteyen ve bunu başaramayınca da PYD/PKK isimli yılana sarılan ABD, şimdilerde Kuzey Suriye’de iyice şımarttığı bu partnerini koruyup kollama derdinde.

Son olarak havadan ve karadan sağladığı aktif destekle PYD/PKK’ya Menbic bölgesini teslim eden ABD, son günlerde örgütün Esed rejimiyle girdiği anlaşmazlık sonucu çatışma yaşamasından oldukça endişeli görünüyor.

Esed’in daha düne kadar kendisinin bölgedeki emanetçisi olarak beslediği bu örgütle şimdilerde çatışma yaşamasının nedenleri bir tarafa bırakılacak olursa ABD’nin burada edindiği pozisyon dikkat çekicidir. Uluslararası diplomasi masalarında “Esed karşıtı” ve “Suriye muhalefetinin dostu” payesini elden düşürmeyen ABD’nin maskesinin “Rojava”da düştüğü açıktır. ABD’nin o oyalama ve kandırmadan ibaret olan Suriye siyaseti ülkenin kuzeyinde izlediği politika sonucunda iflas etmiştir. En azından bu siyasetiyle ABD’nin tam 5 yıldır halkını ve ülkesini despotlardan kurtarmak için canla başla savaşan, bu bağlamda kıt imkanlara rağmen tarihi bir bedel ortaya koyan Suriye muhalefetine veya direnişine hiçbir hayrının olmadığı gün gibi ortadadır.

ABD’nin Esed karşıtlığı ve sözde muhalefet yanlılığının zerre kadar inandırıcılığı olsaydı bunca katliam karşısında şimdiye kadar böyle vurdumduymaz davranmaz, kılını kıpırdatmadan beklemeyi tercih etmezdi. Demek ki kendinizi nispet ettiğiniz o “evrensel değerler”inizin pratikte hiçbir karşılığı yok. Söylem planında belirli büyülü kavram ve değerlere yaslanan politikanızın arkasındaki temel saikin kendi çıkarlarınız olduğu aşikar.

Bugün Esed yönetimini PKK'nın Suriye kolu PYD'yi vurmaması konusunda uyaran ve Esed’in Haseki’deki hava bombardımanı karşısında PYD/PKK’nın yardımına koşan ABD Esed, İran, Rusya ve dolayısıyla Türkiye’ye açıkça şunu söylemiş oluyor: Burası uçuşa yasak güvenli bölgedir. Dokunursanız karşınızda beni görürsünüz!

Yani ABD, 2012’den beri çeşitli bahanelerle engellediği muhalefetin ve Türkiye’nin “uçuşa yasak güvenli bölge” talebini şimdi kendisi bizatihi “Rojava”da fiilen gerçekleştirmiş oluyor! Bu yüzden bugün katil Esed’e yönelik verdiği gözdağının sadece onunla sınırlı düşünülmemesi gerekmekte.

Peki, ABD ile çıkar ortaklığı olan İran ve Rusya’yı geçersek Türkiye, Suudi Arabistan gibi Suriye halkının yanında saf tutmaya çalışan ülkelerin bu gidişat karşısındaki pasif tutumunu nasıl anlamalı? Daha doğrusu bu pasifliğin, acizliğin anlaşılır yanı var mı? Bugün Menbic’i PYD/PKK’ya altın tepside sunan ve Esed üzerinden bunu tehdit edenlere karşı sessiz kalmayacağına dair verdiği gözdağı karşısında ne yapıyorsunuz? Bu gerçeklik zemininde “Suriye’de iyi gelişmeler bekliyoruz” kuruntunuza kendiniz inanıyor musunuz? Suriyeli kardeşlerimiz için adeta tek nefes borusu olan Azez-Cerablus hattında 2012’den bu yana tam 4 yıldır “uçuşa yasak/güvenli bölge” talebinizi hep geçiştiren ABD’nin samimiyetine hala inanıyor musunuz? ABD’nin PYD/PKK öncülüğünde fiilen de-fakto bölgeye dönüştürdüğü Kuzey Suriye’yi PKK’dan alıp muhaliflere vereceğini mi sanıyorsunuz?

Suriye’de izleye geldiği oyalama siyaseti ve son zamanlarda şer cephesinin ortağı PYD/PKK ile giriştiği bu stratejik müttefiklik ilişkisi ortadayken, üstelik de bu örgüt inisiyatifinde bölgede oluşturduğu statüyü korumak için Esed üzerinden tüm dünyaya gözdağı vermeye girişen bir ABD’den Suriye halkının hayrına iş beklemek bu saatten sonra saflıktan başka bir şey olmasa gerektir. Son günlerde bazı resmi zevatça dillendirilen ABD’nin bölgeyi PKK’dan alıp Türkiye’nin de uygun gördüğü muhalif unsurların denetimine vereceği beklentisi ise açık bir kuruntudur ki bunun sahibine bile bir hayrı olmayacaktır.

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!