ABD çöker mi?

Ahmet Varol

Biz işgalci Siyonist devletle siyasi ve ekonomik ilişki içine girilmesine her zaman karşı olmuşuzdur. Bu konudaki tutumumuzdan dolayı birtakım turizm firmalarının Siyonist işgali meşru sayan prosedüre göre ve genellikle Siyonist devletin firmalarıyla koordinasyon içinde düzenlenen Kudüs turlarına da karşı olmuştuk. Vakit gazetesi yönetimine bu konudaki ilkeliliği önemsemesi ve basite alınamayacak bir reklâm gelirini gözden çıkararak söz konusu turların reklâmlarını kabul etmemesi sebebiyle son derece minnettarız. O zaman samimiyetlerinden zerre kadar şüphe etmediğimiz bazı turizmci dostlar reklâm konusundaki engelin kalkması için söz konusu turların bazı önemli faydalarının da olduğunu söylüyorlardı. Oysa mesele fayda – zarar değil ilkesellik meselesiydi. Ayrıca bu konudaki ilkeliliğin yitirilmesinden kaynaklanacak zarar yüzeysel faydalardan büyük olacaktı.

Aradan zaman geçti; İslâmî camianın desteğiyle oluşturulan bazı büyük şirketlerin işgalci Siyonist devletle doğrudan ekonomik ilişki içine girdiklerini öğrendik. Gerekçeleri ise şuydu: “İsrail, ABD’nin köprüsü. Bu köprüyü kullanmadan ABD pazarına giremiyorsunuz.” Zaman o köprünün diğer ucunun büyük pazara değil uçuruma çıktığını gösterdi.

Yaklaşık bir buçuk yıl önce Cezayir’deydim. Bizim orada olduğumuz günlerde Türkiye’den genç bir iş adamı arkadaş da Cezayir piyasalarını araştırmak için gelmişti. Kendisiyle sohbet ediyorduk. ABD’nin dünya ekonomisi ve serbest piyasa üzerindeki hâkimiyetine öylesine inanmıştı ki neredeyse onun kontrolü dışında yaprak oynamadığını düşünüyor gibiydi. ABD sultasının bu kadar abartılmaması gerektiğini savunarak arkadaşla biraz tartışmıştım. Ama kendisi ticaretin içinde olduğu, ihracat ithalatla uğraştığı için bu konuları benden daha iyi bildiğini düşünüyordu. Dolayısıyla söylediklerim onun için ikna edici olmamıştı.

Ben serbest piyasayla ilgili tespit ve değerlendirmeler üzerinde durmaktan ziyade ABD’nin dünya sultasının bir zulüm yapılanması olduğunu, bunun da uzun sürmeyeceğini söylüyordum. Orada arkadaşa da okuduğum âyeti kerimede Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Size bir yara dokunduysa karşı topluluğa da benzer bir yara dokundu. Allah'ın gerçekten iman etmiş olanları ortaya çıkarması ve aranızdan şehitler edinmesi için bu günleri böyle aranızda döndürürüz. Allah zalimleri sevmez.” (Ali İmran, 3/140) Birçok ilim adamı bu âyeti kerimeyi dünyada hâkimiyet, üstünlük ve saltanatın dönüşümlü olduğuna, zulmün ise sonu yaklaştırdığına delil saymıştır.

Kur’an-ı Kerim’deki kıssalar bizim için önemli ibretler içerir. Bir kıssayı aynen Kur’an-ı Kerim’de geçtiği şekliyle aktarmak istiyoruz:

“Biz bahçe sahiplerini imtihan ettiğimiz gibi bunları da imtihan ettik. Hani onlar sabah vaktinde onu (bahçeyi) mutlaka devşireceklerine yemin etmişlerdi. Hiç istisna da etmiyorlardı. Ancak onlar uyurlarken Rabbinden (gönderilen) bir salgın onun üzerini sardı, böylece (bahçe) kapkara oluverdi. Sabahleyin birbirlerine seslendiler. "Eğer devşirecekseniz erkenden ürününüze gidin" diye. Derken aralarında fısıldaşarak yola çıktılar. "Sakın bugün oraya bir yoksul girip yanınıza sokulmasın" diye. (Yoksulları) engellemeye güç yetirecekleri zannıyla erkenden gittiler. Fakat onu (bahçeyi) gördüklerinde: "Herhalde yanlış geldik" dediler. "Hayır. Doğrusu biz mahrum bırakıldık." Orta hal üzere (mutedil) olanları dedi ki: "Ben size (Allah'ı) yüceliğini anmanız gerekmez mi dememiş miydim?" "Rabbimizi yüceltiriz! Doğrusu biz zalimlerdenmişiz" dediler. Bu kez birbirlerine dönüp birbirlerini kınamaya başladılar. Dediler ki: "Yazık bize! Doğrusu biz azgınlarmışız. Belki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Şüphesiz biz Rabbimize yönelenleriz." İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi.” (Kalem, 68 /17-33)

Şunu unutmamak gerekir ki mutlak güç ve hâkimiyet sahibi Allah’tır. Dünyadaki saltanatlar geçicidir.

ABD’nin dünya hâkimiyeti, tek kutuplu dünya teorileri çökmüştür. Dolayısıyla ABD merkezli bir saltanattan söz etmenin herhangi bir anlamı kalmamıştır. Artık bunu kimse tartışmıyor. Tartışılan “Acaba ABD de çöker mi?” konusudur. Bu çerçevede çok farklı yorumlar yapılıyor. Bazıları ABD’nin çökmesinin tüm dünya ülkelerine ağır bir maliyetinin olacağı görüşünü savunuyorlar. Amerikan emperyalizmi de dünya ülkelerini “biz batarsak hepiniz batarsınız” iddiasıyla korkutmaya ve kurtarma operasyonuna ciddi bir katkıda bulunmaları için zorlamaya çalışıyor. Bütün bu hususlarla ilgili görüş ve kanaatlerimizi de inşallah müteakip yazıda aktarmaya çalışacağız.

VAKİT