ABD büyükelçisi ikna etti mi?
Saadet Oruç / Star
ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass ile son dönemde Suriye sınırında yaşanan gelişmeler başta olmak üzere gündemdeki konularla ilgili bir röportaj gerçekleştirdik. Amerikalı diplomat “ABD, Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt oluşumuna önderlik ediyor” haberlerinden rahatsız olmuş. Yabancı bir diplomatın kendi ülkesinin Türk kamuoyundaki algısını düzeltmek üzere bir hamle yapması anlaşılır bir şey elbette. Çok nazik bir şekilde gerçekleşen ziyareti sırasında kendisine yönelttiğim sorularım son derece netti. “Kürt devleti kurulmasına öncülük mü ediyorsunuz”, “PYD’ye destek oluyor musunuz” ,”Esad’ı devirmek halen öncelikleriniz arasında mı”, “Seçimlerden önce sıkça gerçekleşen ziyaretlerden yola çıkarsak, Türk siyaseti ABD’de dizayn ediliyor diyebilir miyiz” başlıkları esasen merak ettiğim konulardı.
Bu sorulara verdiği yanıtları röportajımızda okudunuz. Peki bunun dışında aklımda neler kaldı?
Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki, 34 dakika boyunca güzel bir sohbetimiz oldu. Eksiksiz, tamamını yanıtladı sorduğum soruların. “Türk medyasındaki haberlerden rahatsızım” diye söze girdi ve kendi pozisyonlarını anlatmaya çalıştı. Medyanın uydurarak bu haberleri yazmadığını, somut gelişmelerin olduğunu hatırlattım.
Ben de ABD’nin Ortadoğu’da, öncelikle Suriye ve Irak’ta bir Kürt oluşumu fikrini desteklediğini dahası bunun fikir mühendisliğini ve operasyonel sorumluluğunu üstlendiğini düşünenlerdenim. Türkiye’deki son seçimlerde HDP’nin barajı geçmesinin de bu mühendislik çalışmasının halkalarından biri olduğu kanaatindeyim. Sorularımı da bu çerçevede yönelttim ABD’li diplomata. Peki cevaplarından ikna oldum mu? Bu fikrim değişti mi mülakatın sonunda? Röportajda Büyükelçi Bass’ın bir diplomat çerçevesinde yorumlar yaptığını yazmam gerekiyor. Öncelikle Washington’un Türkiye, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne verdiği önemi vurguladı. Israrla “Kürt devleti ilan edilirse engel olur musunuz” minvalinde yönelttiğim sorulara “Eğer ile başlayan sorular soruyorsunuz. Bunlar hipotetik sorulardır” yanıtını verince dayanamadım: “Diplomatlar olarak siz de hipotetik konular üzerine çalışıyorsunuz.”
Günün sonunda “Kürt devleti ilan edilirse engeller misiniz” şeklinde formüle ettiğim soruma net bir “Evet engelleriz” yanıtı alamamıştım.
Ben Suriye, Irak sordum, büyükelçi Ukrayna-Kırım’dan örnek verdi. Türk basınının bu konuya ilgisizliğinden yakındı.
Suriyeli muhaliflere neden PYD’ye gösterdikleri teveccühü gösterip, hava saldırılarıyla destek olmadıkları sorusu da yanıtsız kaldı zihnimde.
Şimdilik Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsederken, “ama federal sistem” alt başlığı açmıyor ABD Büyükelçisi.
Büyükelçinin “Irak, Suriye ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz” cümlesine düştüğü şu dipnottan sonra kafamdaki soru işaretlerinin azalmadığından iyice emin oldum:
“Irak’ta federal bir sistemi savunuyoruz.”
Belli ki, toprak bütünlüğü kavramından herkes ayrı ayrı şeyler anlıyor.
Bağımsız bir Kürt devleti konusunda herkes şimdilik top çeviriyor gibi geldi.
Belki de yanılıyorum, bilemem.
Belki de ABD’li diplomatın daha fazla kendi politikalarını anlatması gerekiyordur.