Esed rejiminin Türkiye sınırındaki İdlib ilinde, Han Şeyhun beldesine düzenlediği kimyasal silah saldırısının ardından olay bölgesine ulaşan AA ekibi, yaşananları mağdur yakınlarına ve sivil savunma ekiplerine sordu.
Kimyasal gazın etkisinin büyük ölçüde geçtiği mahallede, bombanın düştüğü noktada, hububat silolarının bulunduğu görüldü.
Saldırının ardından belde merkezindeki sakinlerin evlerini terkettiği, az sayıdaki sivilin de eşyalarını toplamaya çalışarak güvenli bölgelere geçmeye hazırlandığı gözlendi.
Siloların 50 metre karşısındaki evin aile reisi Cemil Nahaz, Türkiye sınırındaki Der Hassan köyüne taşınmak üzere bir kamyonete eşyalarını yüklerken AA ekibine konuştu.
Nahaz, saldırı esnasında kendisinin belde dışında olduğunu ve olayı duyar duymaz Han Şeyhun’a geldiğini anlattı. Evde bulunan 4 yakınının zehirli gazlardan öldüğünü ve cesetlerinin buradan çıkarıldığı haberini Sivil Savunma ekiplerinden aldığını söyleyen Nahaz, şunları kaydetti:
“Arkamdaki evde bir aile vardı. Aile saldırı sesine uyanmış, hemen hepsi yere yığılmış, hemen sağlık noktasına taşımışlar. Ama maalesef hepsi vefat etti. Yan komşumuz da aynı şekilde onlardan da kimse hayatta kalmadı. 7 kişilik bir aileydi. Çocuk, kadın, büyükler hepsi şehit oldular. Diğer taraftaki ailerden de kimse kalmadı. Sarin gazı olduğunu netleşti. Uluslararası kuruluşlar nerde. BM nerede? Kuşlar bile öldüler. Güvercinler bile saldırıdan kurtulamadı.”
Nahaz, “Şimdi sınıra doğru gidiyoruz artık burada duramayız” diye konuştu.
Bu arada, yakınlarını kaybeden ailedeki bazı kadınların ağladığı görüldü.
Sivil Savunma da gaza maruz kaldı
Saldırının hemen ardından siloların bulunduğu bölgeye gelen Sivil Savunma Ekibi görevlisi Abdülhamid Kuteyni, katliam alanına ulaştıklarında gazdan kendisinin de kısmen etkilendiğini, kısa bir tedavinin ardından işinin başına döndüğünü söyledi.
Kuteyni, kurtarma çalışmasının ilk anlarına ilişkin şunları paylaştı:
“Dün sabah saat 6.30’da rejim güçlerine ait Sukhoi 22 tipi savaş uçakları Han Şeyhun’da yerleşim birimlerine birden çok saldırı düzenledi. Saldırıda roketlerin birinde kimyasal zehirli gaz vardı. Roketlerin birisi şu an arkamda bulunan bölgeyi hedef aldı. Gördüğünüz saldırı noktasında çok büyük çapta zarar olmasa da küçük bir çukur oluştu. Ama zehirli gaz buradan yayılmıştı. Biz sivil savunma ekipleri olarak diğer rejim saldırılarında olduğu gibi hemen olay yerine intikal ettik.”
Kuteyni, beldedeki Sivil Savunma ekibinin kimyasal saldırıyı ilk kez tecrübe etmesi nedeniyle ilk anlarda şaşkınlık yaşadığını şu sözlerle aktardı:
“Bundan önce hiçbir saldırı sonrası kurtarma ekiplerimizde boğulma, nefes alamama vakası olmamıştı. Ama ekiplerimiz bizlere telsizlerle ve diğer iletişimi araçlarıyla kurtarma ekiplerinin de zehirlenme ve nefes darlığı yaşadıklarını belirterek yardım talebinde bulundular. Dolayısıyla buraya başka bir kurtarma ekibi ve ambulanslar gönderdik. Bu (yeni) ekip olay yerine maskeli olarak geldi.”
Muhaliflere yönelik suçlamaya yanıt
Uzun süredir beldede yaşayan Kuteyni, Rusya ve Esed rejiminin, vurulan yerin muhaliflere ait kimyasal silah stokları olduğu iddiası için, şöyle konuştu:
“Beldede hiçbir askeri karargah ya da depo bulunmuyor. Han Şeyhun kenti, Hama kırsalından ve diğer köylerdekilerin yöneldiği, buraya sığındığı bir yer. Arkamda bulunan ise buğdayların ve arpaların depolandığı silolardır. Şehrin ekmek ihtiyacı için kullanılıyor.”
AA