Middle East Eye, 1948'de yaşanan Nekbe'nin şahitlerinden Halima ebu Dayya ile 2018 yılında 91 yaşındayken röportaj yapmıştı.
Dayya, Gazze'deki Deyr Sunayd köyündeki evinden zorla çıkarılışını şu sözlerle anlattı: Silah zoruyla arabalara bindirilerek Gazze sınırına yakın bir yere götürüldük. Orada üç gün kaldık ve sonra tekrar Gazze Şeridi'ne götürüldük. Üç çocuğum vardı ve yerlerimizden edildiğimizde hamileydim. Hayatımın en zor günüydü.”
Siyonist İsrail'in Gazze'ye yönelik bir yıla yakındır sürdürdüğü savaşın tırmanmasıyla birlikte MEE, Ebu Dayya'nın ailesiyle yeniden röportaj yapabilmek ümidiyle iletişime geçti.
Aile saldırılar sebebiyle yedi ay içinde 10 kereden fazla yerinden edildiklerini söylerek, bu durumun Dayya için oldukça zorlayıcı olduğunu söylediler.
Ebu Dayya'nın torunu Afnan Ebu el-Kumsan, göçleri sırasında Dayya'ya refakat ediyordu. Vefat etmeden önceki son günlerinde Alzheimer hastalığının oldukça ilerlediğini ve kişileri karıştırmaya başladığını söyledi.
Kumsan, MEE'ye yaptığı açıklamada, "Sürekli olarak memleketi ve meyve bahçesi (Nekbe'den önce ailesine ait olan) hakkında sorular soruyordu" dedi.
Kumsan, MEE'ye verdiği demeçte, "Sürekli olarak neden evden ayrıldığımızı soruyor, geri dönmeyi istiyor, eşyaları ve kıyafetleri hakkında sorular soruyordu. Neredeyse her sabah eve dönmek istiyordu. Girdiğimiz her ev onu şaşırtıyordu ve sürekli nerede olduğunu soruyor, geri dönmek için yalvarıyordu." dedi.
Kumsan sözlerine şöyle devam etti: Her kaçtığımızda, yıkım ve bombardımanın yanında sokaklarda yatan şehitleri görüyordu. Gördüklerine dayanamayıp gözyaşlarına boğuyordu. Geceleri bombaların sesiyle korkuyla uyanarak ağlamaya başlıyordu.
İşgal ordusu aylardır Gazze Şeridi'nin kuzey kesimlerine temel ve hayat kurtarıcı gıdaların girişini engelliyor, Bu durum, çok sayıda Filistinlinin, özellikle de çocukların ve yaşlıların hayatını kaybetmesine yol açan yaygın bir kıtlığa neden oluyor.
Gazze'deki çoğu yaşlı gibi Ebu Dayya'nın da sağlığı o dönemde hızla kötüleşti.
Kumsan; “Son günlerinde Şeyh Rıdvan mahallesindeki kız kardeşimin evinde bizimle kalıyordu. Sağlığı, özellikle meyve, sebze, süt veya yoğurt gibi temel ihtiyaçların eksikliği sebebiyle kötüleşmeye başladı. Yaşından dolayı hayvan yeminden yapılan ekmeği yiyemiyordu. Hem o hem de babam yaşlarından ve uygun ulaşım olmadan sürekli yer değiştirmelerinden dolayı çok zayıfladılar.” dedi.
Ebu Dayya 26 Mayıs Pazar günü açlık sebebiyle vefat etti.
Ailesi, başlangıçta Şeyh Rıdvan Mezarlığı'na ulaşma tehlikesi olduğu için, onu şu anki savaşta öldürülenlerin gömüldüğü stadyumdan dönüştürülmüş toplu mezara gömmeyi planlıyordu.
Ancak aile risk alarak mezarlığa doğru yola çıktı ve onu kocası Mahmud Musa Ebu el-Kumsan'ın yanına gömdü.