90’lı Yılların ‘Adam Kaçırma Hastalığı’ Hortladı mı?

FETÖ suçlamasıyla aranan çok sayıda kişinin devlet güçlerince kaçırılıp, resmi gözaltı işlemi yapılmaksızın tutuldukları iddiaları karşısında İçişleri Bakanlığı neden susuyor?

Haksöz Haber

15 Temmuz’da yaşanan alçak darbe kalkışmasının ardından hukuki alanda ciddi irtifa kayıpları yaşandığı inkarı imkansız bir gerçek olarak ortada. Olağanüstü Hal uygulamasının da katkısıyla yargı yolu kapalı KHK’lardan uzayan gözaltı sürelerine, yoğunlaşan işkence şikayetlerinden cezaevlerinde artan ihlallere kadar pek çok alanda dile getirilenler ülkede insan hakları alanında sistematik bir geriye gidiş yaşandığını göstermekte.

Bu bağlamda çok vahim iddialardan birini de aranan kimi şahısların emniyet ya da istihbarat güçlerince kaçırılıp alıkonuldukları konusu oluşturmakta.

FETÖ mensubiyetiyle suçlanan bu şahısların aileleri çeşitli tarihlerde evlerinin önünden ya da farklı yerlerde zorla arabaya bindirilip kaçırılan yakınlarından haber alamadıklarını, bu kişilerin büyük bir ihtimalle örgüt hakkında bilgi alma gerekçesiyle emniyet ya da istihbarat birimlerince kaçırılmış olduklarını ifade ediyorlar. İşkence altında olduklarından endişe ettiklerini söyledikleri yakınlarının öldürülmüş olma ihtimalinin de bulunduğunu ifade ediyorlar.

Daha önce KHK ile meslekten atılan bu isimlerden bazıları şunlar:

Fatih Kılıç: Ailesi KHK ile mesleğinden ihraç edilen öğretmen Fatih Kılıç’tan 14 Mayıs 2017 tarihinden beri haber alamadıklarını söylüyor. Fatih Kılıç, 14 Mayıs 2017 günü saat 23.00 sıralarında Ankara Şehirler Arası Otobüs Terminali’nden (AŞTİ) ailesini yolcu ettikten sonra ortadan kayboldu.

Turgut Çapan: Kapatılan Turgut Özal Üniversitesi çalışanı Turgut Çapan’ın 31 Mart 2017’de Yenimahalle’nin Şentepe semtinde kaçırıldığı iddia ediliyor.

Cengiz Usta: KHK’yla meslekten ihraç edilen öğretmen Cengiz Usta’nın 4 Nisan 2017 tarihinden beri kayıp olduğu iddia ediliyor.

Mustafa Özben: Ankara Barosu avukatlarından olan Mustafa Özben, 9 Mayıs 2017 tarihinden beri kayıp. Ailesi görgü tanıklarının Şentepe’de 3 kişi tarafından siyah bir trasporter araca bindirildiğinin görüldüğünü söylüyor.

Cemil Koçak: KHK ile ihraç edilen bir başka öğretmen olan Cemil Koçak 15 Haziran tarihinde 8 yaşındaki oğlu yanındayken zorla yine bir siyah trasporter araçla kaçırıldı.

Yakınları tarafından kaçırıldıkları ifade edilen bu isimlerin gerçekten ne yaşadıklarını şu aşamada kesin biçimde bilmek mümkün değil. Ama daha önce de kaçırıldığı ifade edilen ve yaklaşık 40 gün sonra emniyette izine rastlanan bazı isimlerin varlığı bu iddiaları güçlendiriyor.

Bu isimlerden biri olan Önder Asan da nisan başında ortadan kaybolmuş, ancak 12 Mayıs tarihinde izine rastlanmıştı. Ankara’da Eymir Gölü'nün yanına terk edilmiş bulunan Önder Asan’ın Ankara emniyetince gözaltına alındığında sağlık durumunun iyi olduğu ancak gördüğü işkence ve hakaretler nedeniyle psikolojisinin çok bozulduğu bildirilmişti.

Yaşadıklarını avukatı aracılığıyla duyuran Asan, “1 Nisan günü gittiğim Şentepe’de arabamın tekerleri kesilmiş olduğu için bir taksiye bindim. Ancak yolda taksinin önü 4 araçla birden çevrildi. Kendilerini polis olarak tanıtan kişiler beni indirip siyah bir transporter araca bindirdiler. Gözlerimi bağlayıp bilinmeyen bir yere götürdüler. İşkence gördüm. 12 Mayıs’ta beni yine gözü bağlı olarak minibüse bindirdiler. Araçtan indirip gözlerimi açtılar. Eymir Gölü’nün yanıydı. Ankara Emniyeti’ni aradılar ve bana, ‘Teslim olmak istiyorum. Lütfen gelip beni teslim alın’ dedirttiler. Sonra polisler gelip beni aldı.” açıklaması yapmıştı.

Türkiye 90’lı yıllarda devlet güçlerinin bu tür kirli operasyonlarının sık yaşandığı bir dönemden geçti ve ardından bu karanlık operasyonların hukuksuzluğu, iğrençliği hususunda geniş bir mutabakat oluştu ve süreç içinde devlet de bir biçimde yapılanların hukuksuzluğunu kabullendi ve bu kirlilikten arınmaya çalıştı. Ne var ki aradan geçen bunca zaman sonra benzeri tartışmaların, iddiaların yeniden konuşulmaya başlanması, gündeme gelmesi bile çok ama çok rahatsız edici bir durum oluşturmakta.

Hep birlikte yeniden o iğrenç ortamı solumak istemiyorsak kamuoyunun bu vahim durum hakkında daha duyarlı olması önem arz ediyor. Ve elbette hükümetin ve yetkililerin de acilen bu konu hakkında açıklama yapmaları gerekiyor.

Hukuk Haberleri

Sinan Ateş cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı
Mülakat sistemi yeni mağdurlar üretmeye devam ediyor: Yazılıda rekor kırdı, mülakatta yok sayıldı!
Bu ne acele! Suriyeli muhacirlere aile hekimliği uygulaması sonlandırılıyor
Cumaya giden işçisini ekmeğinden eden işveren müstehakını buldu
"Nitelikli dolandırıcılık" soruşturması kapsamında 117 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi