9 Sol Örgüt PKK Şemsiyesi Altında 'AKP Gericiliği'ne Karşı Birleşmiş!

İçerisinde THKP-C ve MLKP’nin de bulunduğu 9 örgüt PKK şemsiyesi altında bir araya gelerek “Halkların Birleşik Devrim Hareketi” isimli bir cephe kurdu.

HAKSÖZ-HABER

Söz konusu olan “Gericiler” ise “İlerici Güçler”in ittifakını temel itikadi umde olarak belirleyen güçler bir araya gelerek yine tarihî bir birlikteliğe imza atmışlar! Gezi’de, 17-25 Aralık’ta, 6-8 Ekim Vandalizminde ve son olarak da “Özyönetim” adı altında icra ettikleri hendek ve barikat stratejisiyle Türkiye toplumu üzerinde o arzulaya geldikleri tahakkümü kurmayı başaramayanlar, şimdi tek cepheden sahaya inerek Türkiye’yi Rojavalaştırmaya çalışıyorlar.

“Rojava” olarak tanımladıkları bölgede Suriye yangınından mal kaçırma marifetiyle Doğulu ve Batılı emperyalistlerle iş tutarak karton pardon kantondan bir devlet kuran ve buradan edindikleri özgüvenle Türkiye’de toplum ve Müslümanlar lehine son 10 yıllık kazanımları boşa çıkarmayı temel misyon edinen sol çeteler, nihayet solun özlem duyageldiği tarihî ittifakı kurmayı başardılar! İttifakın zemininde AK Parti iktidarı üzerinden İslam düşmanlığının olduğu çok net. Nitekim bu gerçek “Birleşik Devrim Hareketi”nin kuruluş bildirgesinde de açıkça sırıtmakta.

Çelişki ise bildirgenin daha birinci maddesinde atıfta bulunulan “anti-emperyalist” vurgu. Güya kurtarıcılarımız Türkiye toplumunu “cihatçı ve gerici AKP faşizmi”nden ve “emperyalizm”den kurtarmaya geliyorlar! Solun alışılagelmiş ajitatif dili ve terminolojik cambazlığı yine 5 maddelik bu bildiriye de damgasını vurmuş. Suriye’de çağın en büyük despotu Esed ve Doğulu-Batılı emperyalistlerin kucağına oturanlar şimdi bir kez daha Türkiye’de karşımıza anti-emperyalist kurtarıcılar olarak çıkıyorlar!

İlanı doğrudan Duran Kalkan tarafından Kandil’de yapılan “Birleşik Devrim Hareketi” şu örgütlerden oluşuyor: TKP/ML, PKK, THKP-C/MLSPB, MKP, TKEP-LENİNİST, TİKB, DKP, DEVRİMCİ KARARGAH ve MLKP.

Kuruluş amaç ve faaliyetlerinin ise 5 maddede özetlendiği bildirgede PKK/HDP’nin fiyaskoyla sonuçlanan “Özyönetim” zorbalığının devam ettirilmesi ve her ne pahasına olursa olsun AK Parti iktidarının yıkılması vurguları öne çıkıyor.

İşte o kuruluş bildirgesinin üzerine oturduğu 5 temel hedef:

-Hareketimiz emperyalizme, kapitalizme, şovenizme, faşizme ve ırkçılığa karşı halklarımızın demokratik ve özgür geleceğini kazanmayı hedefler. Sistemle bütünleşen faşist AKP’nin toplumsal dayanaklarıyla birlikte halkın devrimci gücüyle yıkılmasını zorunlu görür.

-AKP hükümeti toplumla birlikte doğayı da imha etmektedir. Kadına ve gençliğe düşmandır. İşçi sınıfı ve tüm emekçiler üzerinde sömürüyü ağırlaştırıp, kölelik koşullarını dayatmaktadır. Tüm halk kesimleri üzerinde baskıcı ve katliamcıdır.

-Halkların Birleşik Devrim Hareketi, AKP hükümeti ve TC burjuva devletinin saldırısı altındaki tüm bu güçleri eğitip örgütlemeye ve birleştirip mücadeleye seferber etmeyi esas alır.

-Halkların Birleşik Devrim Hareketi, ekolojik ve kadın özgürlükçü toplum için, işçi sınıfı ve emekçilerin hak ve özgürlüklerinin elde edilmesi için, Türkiye’de halk iktidarını ve Kürdistan’da demokratik öz yönetimleri kurarak halklarımızın özgür geleceğinin kazanılması için mücadele eder.

-Halkların Birleşik Devrim Hareketi, faşizm ve gericilikten zarar gören her kese başta kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak üzere tüm ezilen halk kesimlerini özgürlük, demokrasi ve halkların kardeşliği için örgütlenmeye, birleşmeye ve mücadele etmeye çağırır.

Bildiri sonunda, “Türkiye’deki mevcut durumun eğer önlenemezse kaçınılmaz olarak daha kanlı bir diktatörlüğe doğru gidileceği” uyarısında bulunularak, şöyle deniliyor:

“Bu gidişi yalnız ve yalnız halkların birleşik direnişi ve devrimi önleyebilir. Ya daha kanlı bir diktatörlük kurulacak ya da halklarımız örgütlenip silahlanarak cihatçı faşist AKP çetesini dayanaklarıyla birlikte yerle bir edecektir.”

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm