Türkiye’de yaklaşık 70 bin öğretmen ücretli öğretmenlik yapıyor. Yani öğretmen açığı, sadece girdiği ders saati karşılığı maaş alan, lisans ve ön lisans mezunlarıyla kapatılıyor. Atanamayan öğretmenlerin pek çoğu da ücretli öğretmenlik yapıyor. Bunlardan biri de Süleyman Tolga Özsoylu. Özsoylu, Afyon’da ücretli bir beden öğretmeni.
İSTİHDAM 200 BİN ARTACAK AMA 10 YIL SONRA
MEB, Hacettepe Üniversitesi işbirliğiyle 2012-2023 yılları arası öğretmen ihtiyacını hesapladı. 2023 yılında tüm alanlar dikkate alındığında MEB'in yaklaşık 1.1 milyon öğretmene ihtiyacı olacak. Öğretmen istihdamının önümüzdeki 10 yılda 200 bin artması bekleniyor. Oysa MEB'in 2020 yılındaki istihdamına denk bir arza neredeyse şimdiden ulaşılmış durumda.
* 2002-2011 göstergelerine bakıldığında öğrenci sayısında yüzde 10'luk bir büyüme yaşandı, öğretmen sayısı ise 536 binden 740 bine yükselerek, yüzde 38'lik artış sağlandı.
* Yıllık ortalama istihdam 30 binin üzerinde gerçekleşiyor. Mezun sayısı ise 40 binin üzerinde. Bu arz ve talepteki fark, KPSS'deki bekleyenleri ortaya çıkarıyor.
* Şu anda MEB'in yalnızca Türk Dili ve Edebiyat, din kültürü ve ahlak bilgisi, tarih, rehber öğretmen, felsefe, matematik, ikinci yabancı dil, coğrafya, biyoloji, müzik, İngilizce, fizik, kimya veya kimya teknolojisi öğretmenliklerinde kontenjan artışına ihtiyaç var.
2009 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünden mezun olan Özsoylu, para kazanmak için çeşitli işlerde çalıştı. Şeker fabrikasında ambardan kamyonlara şeker çuvallarının yüklemesini bile yapmış. Sonra ücretli de olsa mesleğini yapmaya karar vermiş. Haftada 16 saat derse giriyor. Ayda 550-600 TL para kazanıyor. Atanamadığı için psikolojinin bozulduğunu anlatan Özsoylu, şöyle konuşuyor:
"AYAKKABI ALAMIYORUM"
“Girdiğim ders başına para alıyorum. Sigortam tam yatmıyor. Yaz tatilinde maaş almıyoruz. Kazandığım 600TL’nin 400’ünü de öğrenciyken verilen öğrenim kredisi borcu nedeniyle haciz kondu. Ailemle oturmasam geçinmem mümkün değil. Güçlü olmaya çalışıyorum ama asgari ücretin daha altında para kazanmak onuruma dokunuyor. Kadrolu öğretmen arkadaşlarımla sohbet edecek ortak bir konu bulamıyorum. Hayata başka bakıyorlar. Onlar hayatlarını planlıyor. Ben ayağıma ayakkabı alamıyorum. Çaresiz bekliyorum ama 30 yaşıma geldim. Evlenemedim. Ailem evlen diyor da, evlensem ne yapacağım işim olmadan ?”
ÜCRETLİ ÖĞRETMEN ÖĞRENCİYE DE ZARAR
26 yaşındaki Emel Öztoprak da 2010'da Ankara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Ücretli öğretmenlik de yaptı. Bu yıl ise temmuz ayındaki KPSS'ye çalışmak için ücretli öğretmenliği bırakmış. Temmuz ayındaki sınava girdikten sonra gerekli puanı almayı ve atanmayı umut ediyor. Öztoprak, ücretli çalışmanın öğretmenler için zor olmasının yanısıra öğrencilere de zarar verdiğini anlatıyor:
"Çocuklar için de çok kötü. Ücretli öğretmenler kalıcı olmuyor. Her ay öğretmen değiştiği oluyor. Öğretmenlerin çoğu bir yandan KPSS'ye hazırlandığı için okula konsantre olamıyor. Okul idareleri ise dersler boş geçmesin de, ücretli öğretmen gelsin gözüyle bakıyor. Veliler ve öğrenciler, öğretmenin kadrolu değil de ücretli olduğunu anladığında tavır değiştiriyor."
Kaynak: El Cezire Türk