Kurtuluş Tayiz / Akşam
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Midyat’taki bombalı intihar saldırısı sonrası taziyeye gitmeye kalkınca halk tarafından protesto edildi ve bölgeden uzaklaşmak zorunda kaldı. Bölgenin seçilmiş milletvekili olarak bölge halkı tarafından yuhalanarak kovalanmak Altan’ın gücüne gitmiş olmalı ki, Haber Türk’e dobra dobra açıklamalarda bulundu; Altan Tan, şu ana kadar hiçbir HDP’linin yapmadığını yaparak PKK saldırılarını “terör eylemi” olarak nitelendirdi.
Altan Tan’ın kendi partisine ve PKK’ya getirdiği eleştiriler ve yaptığı tespitler son derece önemli. Vezneciler ve Midyat’taki bombalı intihar saldırısına bakışını Tan şöyle özetliyor: “Bu iki saldırıda da bundan önceki saldırılarda da terör eylemleri asla meşru, mazur görülemez. Hangi terör örgütü yaparsa yapsın tamamını kınıyorum. Bu eylemler halka fayda getirmeyecek, daha fazla gerilimi, karışıklığı ve kaosu körükleyecek. Sonunda ülkeyi iç savaşın eşiğine getirecek, ardından askeri darbeye neden olacak eylemler yapıyorlar.”
İlk kez bir HDP’li milletvekilinin PKK’yı “terör eyleminde bulunmak” ve “terör örgütü olmakla” suçladığına şahit oluyoruz. Bu açıdan Altan’ın sözleri son derece önemli. Dışarıdan bir çevre PKK’ya meşruiyet devşirmeye çalışa dursun, içeride, HDP nezdinde bile PKK’nın meşruiyetinin kalmadığı ilk kez bu kadar gözler önüne seriliyor.
Altan’ın PKK’nın terör eylemlerinin hedefinin “Darbeye zemin hazırlamak” olduğuna dikkat çekmesi önemli. Zira HDP, şu ana kadar bölge halkına PKK’nın teröre neden başvurduğunu açıklamadığı gibi faturayı da AK Parti hükümetine ve Erdoğan’a kesmeye çalışıyordu. Bizzat bir Diyarbakır milletvekilinin PKK’nın terör eylemine başvurduğunu ve amacının darbeye zemin hazırlamak olduğunu açıklaması, hâlâ PKK ve HDP’ye yakınlık duyanları aydınlatacak özellikte.
Altan Tan, Haber Türk’e verdiği röportajda PKK’nın 7 Haziran sonrası başlattığı terör saldırılarının arkasındaki asıl güçleri de gayet iyi deşifre etmiş: “Uluslararası siyasette Türkiye ile kavgası olanlar var. Türkiye’yle kavgasının ötesinde Tayyip Erdoğan’ı istemeyen, onu devre dışı bırakmak isteyen güçler var. AK Parti’yi iktidardan düşürmek isteyenler var. Bir de direkt İslam’la kavgalı olanlar var. Bunların tamamı siyasi kavgalarına alet olarak Kürtleri seçti. Kürtler isyan etsin, vursun, kırsın, onların amacı gerçekleşsin; sonra da Türkiye’yi dizayn etsinler istediler. Erdoğan’dan nefret edenler, beyaz Türkler, sol sosyalist marjinal gruplar, Amerika, İngiltere, Rusya, Almanya, İran... Bütün bu unsurlar Kürtleri kiralık katil gibi kullanmak istiyor.”
PKK ve HDP’nin dış güçlerin taşeronluğunu yaptığını bizzat bir HDP’li milletvekilinin bu sözlerinden daha iyi kimse anlatamaz. Altan Tan, Türkiye’ye yönelik başlatılan bu terör kampanyasını PKK ile devlet içindeki derin yapının işbirliği ile yaptığını da belirtiyor. Devlet içindeki “derin yapı”dan “Paralel yapı”nın kastedildiği açık. Altan Tan’ın en önemli tespiti ise PKK’nın 7 Haziran sonrası başlattığı terör kampanyasında ölüme gönderdiği ve öldürttüğü 7 bin gencin akıbeti... Tan “7 bin Kürt genci hayatını kaybetmişse sadece ‘pardon’ diyemezsiniz” diyor.
Evet, PKK 7 bin Kürt gencini öldürttü ve üstüne bir bardak soğuk su içer gibi ‘pardon’ dedi. Daha kötüsü HDP içinde tek bir milletvekili dışında kimsenin buna kısık sesle bile olsa itiraz edememesi.
HDP siyaset iddiasını bir tarafa bırakıp önce insanlık iddiasında ne aşamada onu sorgulamalı. Sonra sıra Türkiye’nin ortak siyasi ufku içinde toplumsal-siyasal meselelere de gelir.