6. Yılında Suriye İntifadası Bartın’da Selamlandı!

Bartın Arap Camii önünde “Suriye Direnişinin 6.Yılını Selamlama’’ konulu basın açıklaması yapıldı.

Bartın’da faaliyet gösteren İslami STK’ların ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleştirilen eylemde ‘’Suriye Direnişi 6. Yılında, Sessiz Kalmak Zulme Ortak Olmaktır’’, ‘’Baas Zulmüne Sessiz Kalma’’,’’ Tam 5 Yıldır Zulme Zillete Tuğyana Karşı Suriyeli Kardeşlerimizin Hep Yanında Olduk; Her Zaman İzze

tle Zulme Karşı Çıkanların Yanında Olacağız’’ yazılı pankartlar açıldı.

‘Bartın Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu’ olarak düzenlenen eyl

emde grup adına basın açıklamasını Akif Çakmak okudu. Eylemde Nihat Yalçın İslami çevreler olarak niçin bu konuya hassasiyet gösterdiklerini ve Bartın’dan yapılan insani yardımların sürmesi gerektiğiyle ilgili açıklamalar yaptı. Basın açıklaması esnasında:  ‘’Müslüman Zulme Boyun Eğmez”, “Suriye Halkı Yalnız Değildir”, “Baas İran Rusya Suriye’den Defol”, “Taifeci İran Suriye’den Defol”, Suriye Suriye Halkınındır ve Öyle Kalacak”, “İşkenceci Esed Suriye’den Defol”, “Suriye’de Ümmet Direnişte” şeklinde sloganlar atıldı.

Eylem, Muharrem Olgun’un yaptığı duayla son buldu.

 

Basın açıklamasının tam metni:

Suriye İslami Direnişiyle Dayanışmamızı Yükseltelim!

Değerli Bartınlı kardeşlerimiz! Yarım asra yakındır Baas zulmü ve kuşatması altında olan Suriye halkı, 2011 Mart’ından bu yana topyekûn bir katliam politikası ile yüz yüze. Zulme karşı ayağa kalkan insanlara karşı tam beş yıldır akıl almaz zulümler icra eden Esed diktatörlüğü, işlediği insanlık suçlarına her gün bir yenisini ekliyor.

15 Mart 2011’de Der’a’da başlayıp tüm ülkeye yayılan protestolardan bugüne Suriye halkı aynı hakikati haykırıyor: “Ölüme evet ama zillete asla!”.

Der’a halkı bundan tam 5 yıl önce okul duvarlarına slogan yazdıkları için tutuklanan çocukların maruz kaldığı kötü muameleye tepki için sokağa çıktığında bunun Suriye’de rejim karşıtı topyekün bir ayaklanmanın fitilini ateşleyeceğini kimse tahmin edemezdi.

Suriye’de mazlum halkın direnişi 5 yıldır büyük zorluklara, imkânsızlıklara karşın kararlı ve istikrarlı bir tarzda sürüyor. Buna rağmen ne yazık ki hala Müslüman halklar tarafından yeterince sahiplenilmiş değil. Bir vücudun azaları gibi olmaları gereken Müslümanların birçoğu maalesef Suriyeli kardeşlerimizin feryatlarını duyma ve acılarını paylaşma hususunda zaaf içinde.

Bugün 5 yılı tamamlayıp 6. yılına giren ayaklanma, zalim bir diktatörlüğün iktidarını koruma telaşıyla halkına karşı nasıl vahşileşebildiğini gösterdiği gibi, küresel sistemin ikiyüzlülüğüne de ışık tutmuştur. Ne yazık ki, tüm dünya boş sözler ve boş gözlerle seyrederken, Esed rejimi, destekçileriyle birlikte Suriye halkını en acımazsız yöntemlerle sistematik bir biçimde cezalandırmayı sürdürüyor.

Dünya canlı yayınlarda kimyasal silahlar yüzünden acı içinde kıvranarak can veren Suriyeli mazlumların görüntülerine şahitlik etti ve geçiştirdi. Boyunlarında demir kelepçeler, vücutlarında yanık izleri, bir deri bir kemik kalmış cesetleri ifşa eden işkence fotoğraflarını tepkisizce karşıladı. Ve Suriye’de insanların evlerini başlarına yıkan, şehirleri yakıp kavuran varil bombalarıyla, füzelerle, tanklarla işlenen insanlık suçlarını seyretmeyi sürdürdü.

BM başta olmak üzere uluslararası camianın her yıldönümünde Bosna’da bir araya gelip Serebrenitsa katliamını ve bir bütün olarak Sırp vahşetini hatırlayıp, bir anlamda günah çıkarttığını biliyoruz. Bu durumda acaba Suriye’de işlenen vahşeti doğru anlamak ve konumlandırmak için de 10-15 yıl geçmesi mi gerekecek?

Birileri Suriye’de isyanın bugüne kadar rejimi devirememiş olmasından ötürü “Hani 3 ay içinde devrilecekti, yanıldınız, rejim zannettiğinizden güçlüymüş.” diyorlar. Doğrusu Suriye halkının zulme ve diktatörlüğe karşı ayağa kalkarken belli bir takvimle hareket ettiğini iddia etmek gülünçtür. Esas olan bu despot rejime karşı korku duvarının yıkılmış olmasıdır.

Baas rejiminin dışarıdan destek alarak ve dünyanın da vurdumduymazlığına dayanarak katliamla, yıkımla, zulümle iktidarını sürdürmeye çalışmasının aynı çarpık mantıkla sanki Suriye halkının başarısızlığı, zaafı gibi sunulmasının ise utanç verici bir yaklaşım olduğu ortadadır. Katlederek ayakta durmaya çalışan, ömrünü bir nebze daha uzatma derdindeki bu rejimin bir geleceğinin olmadığının en büyük delili 5 yıldır her türlü baskıya, zulme, katliama ve üstelik de dünya tarafından yalnız bırakılmış olmasına rağmen Suriye halkının direnişini sürdürmesidir.

On binlerce şehit ve yüz binlerce tutsağa, milyonlarca muhacire rağmen direniş azminden taviz vermeyen Suriye halkıyla dayanışmamızı daha güçlü bir tarzda haykırmak durumundayız.

Hiç şüphesiz Baas rejiminin bugüne kadar yıkılamamış olmasının tek nedeni Suriye halkının kendisini savunmak için etkili silahlara sahip olmasının engellenmesidir. Ne yazık ki, katil Baas diktası hamileri tarafından dişine tırnağına kadar silahlandırılırken, Suriyeli direnişçiler silah ambargosuyla karşılaşmaktadırlar. Bu itibarla Suriye halkının kendisini savunmasını engelleyen uluslararası güçler Baas rejiminin ve emperyalist Rus ordusunun uçaklarla, helikopterlerle Suriye şehirlerini yerle bir etmesi suçuna dolaylı ortaklık etmektedirler.

Türkiye, Suriye sorununda direnişten yana bir tutum takınarak adalet ve insanlık değerlerini yücelten bir örneklik ortaya koymuştur. Doğrudur, Suriyeli mazlumlara sahip çıkmak suretiyle bugün için çeşitli boyutlarıyla da bedel ödemektedir. Ama şüphesiz ki yarınlara onurlu bir miras bırakmak ancak bedel ödemeyi göze alanların harcıdır. Yarınlarda utanarak hatırlayacağımız, başımızı öne eğdirecek durumlara düşmektense, bugün mazlumlara sahip çıkmak, kardeşlerimizle dayanışma içinde olmak ve gerektiğinde bunun bedelini ödemekten de imtina etmemek adaletin ve insanlığın gereğidir.

İnanıyoruz ki, 5 yıldır elden geldiğince Suriyeli kardeşlerinin yardımına koşan, destek veren, dua eden herkes inşallah yarınlarda Suriye halkının özgürlük sevincini paylaşacaktır. Bu süreçte Suriye halkının özgürlük mücadelesine karşı tavır alanlar, dilleriyle, kalemleriyle Baas rejimine destek olanlar ise utanacak, hanelerine yazılmış koca bir ayıpla yaşamak zorunda kalacaklardır!

 Bartın Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi