Suriyeli muhacirlerin destek verdiği eylem havanın soğuk olmasına rağmen Kent Meydanı’nda gerçekleştirilirken; “Yaşasın Suriye Direnişimiz”, “İslami Hareket Engellenemez”, “Katil Rusya Suriye’den Defol”, “Katil Amerika Ortadoğu’dan Defol”, “Katil PKK, Katil PYD”, “Katil PKK Hesap Verecek”, “Katil Selo Türkiye’den Defol!”, “Katil PKK Türkiye’den Defol “,“Katil PYD Suriye’den Defol”, “Lebbeyk LebbeykLebbeyke Ya Allah”, “BirruhBiddemNefdike Ya İslam”, “Sivas’tan Halep’e Direnişe Bin Selam” sloganları ile tekbirler atıldı.
PKK’nın bombalarında hayatlarını kaybedenlere rahmet ve yakınlarına sabır dilendi.
Sivas Özgür-Der şubesi adına konuşmayı Sinan Ceran gerçekleştirdi:
NE EMPERYALİSTLERİN, NE BAASÇI ESED’İN, NE DE PKK’NIN BOMBALARINA BOYUN EĞMEYECEĞİZ! TEKRAR SÖMÜRGELEŞMEK YOK, HER YERDE DİRENİŞİ YÜKSELTECEĞİZ!
Tam 5 yıldır Suriye dünya gündeminde. Bu süreç haktan, adaletten yana olmanın erdemi ile birlikte zulme meyletmenin ne kadar zelil bir tutum olduğunu da tüm açıklığıyla ortaya çıkardı.
Suriye Devrimi bize bir kere daha despotik zalim yönetimlerin zulümde, tuğyanda, azgınlıkta sınır tanımadığını öğretti. Emperyalistler, Siyonistler karşısında süt dökmüş kediden farksız aşağılık diktatörlerin halklarına karşı nasıl canavarlaşabildiklerini gösterdi. Katliam çıtasını her geçen gün biraz daha yükseltmelerine şahit olduk. Varil bombaları, kimyasal katliamlar, işkence fotoğrafları ve daha sayısız cürümlerle tarihe geçtiler.
Yine Suriye küresel sistemin adaletsizliğine, emperyalizmin zalimliğine ışık tuttu. BM’siyle, NATO’suyla, ABD’si, Rusya’sıyla İslami hareketler karşısında egemenlerin nasıl saf tuttuklarını, sürekli bir sakız gibi çiğnedikleri barış, insan hakları, hukuk kavramlarının Müslümanlar söz konusu olduğunda asla geçerlilik arz etmediğini bir kere daha gördük. İslami hareketler karşısında en geniş ittifakların kurulduğunu, Mısır’da, Bangladeş’te, Filistin’de olduğu gibi, Suriye’de bir kere daha yaşadık.
Ve Suriye ihanete ayna tuttu. Suriye içimizden görülenlerin, içimizden bilinenlerin kirli çıkarları, tağuti hesaplarıyla Ümmeti nasıl hançerleyebildiğinin sahnesi oldu! Suriye Kurani bir temele dayanmayan batıl akidelerinin peşinde tam manasıyla münafıkça bir tavırla kafirlerle, zalimlerle, emperyalistlerle bir olup mazlumları katledenlerin maskelerini düşürdü!
Birileri kurnazca bir tutumla ve aşağılık niyetlerle Suriye’de yaşanan acı gelişmelerin faturasını direnişe ve direnişin destekçilerine çıkartma derdinde. “Bakın iyi mi oldu ne hale geldi Suriye ve Suriye halkı” diye masum pozlar takınarak soruyorlar! Evet çok acı hadiseler yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Ama bütün bu zulmün, kötülüğün, vahşetin sorumlusu sizsiniz! Desteklediğiniz, arka çıktığınız alçak Esed rejimi bu felaketin müsebbibidir. Aşağılık iktidarını koruma gayesiyle ülkeyi cehenneme çevirenleri değil de, hakkını, hukukunu arayan, özgürlük ve adalet talep eden ve bunun için direnen insanları ve onlarla dayanışma içine olanları suçlamak ise tek kelimeyle sahtekarlıktır!
Bu noktada Türkiye de suçlanıyor! Peki Türkiye ne yapmalıydı? Esed katiline “istediğini yap, ben gözümü yumuyorum, halkını keyfince katledebilirsin” mi demeliydi? Öneriniz bu mu? Öyleyse bu nasıl bir insanlıktır, bu nasıl bir vicdandır?
Evet, Türkiye’nin de, Suriye direnişinin yanında olan başka güçlerin de, bizlerin de eksiklerimiz vardır, hatalarımız olmuştur. En büyük eksiğimiz, hatamız Suriye direnişine verdiğimiz desteğin, dayanışmanın zayıf kalmasıdır. Bu boyutta bir ihanet ve vahşet karşısında çok daha yoğun, sistematik bir tarzda direnişle dayanışma içinde olmalıydık.
Bu görev hala bizi bekliyor! Hala üstlenmemiz gereken sorumluluklarımız, daha fazla ciddiyetle, kararlılıkla sahiplenmemiz gereken bir davamız var. Bundan sonraki süreç inşallah bu vazifemizi daha fedakar bir şekilde yükleneceğimiz bir dönem olmalı. Suriye cihadımızı her şeyimizle sahiplenme çabamızı artırmalıyız.
Rabbimiz bu doğrultuda ayaklarımızı sabit kılsın, Suriye direnişinin kahraman evlatlarını aziz, Suriye kıyamını bereketli eylesin!
Suriye’de Esed zulmü ABD, Rusya, İran ve diğer güçlerin de desteğiyle 5 yıldır devam ediyor. Ancak bu güçlerin Suriye direnişini durdurabilmeleri, sindirebilmeleri mümkün olmadı. Suriye halkı Elhamdülillah korkmadan direniyor. Biz de Allah’ın izniyle onların yanında olmaya devam edeceğiz.
Bizlerin üzerine düşen görev ensar olmak, Suriye halkının başta silah olmak üzere diğer bütün ihtiyaçlarının karşılanması için gündem oluşturmaktır.
Esed rejimin ömrünü uzatmak üzere birçok devlet ve örgüt devreye girdi. PKK-PYD de Esed rejimi hesabına iş gören, katliam ve provokasyonlar yapan örgütlerden biridir. Ankara ve İstanbul’da bombalı araçlarla girişilen katliamlar PKK-Esed rejimi marifetiyle gerçekleştirilmiştir. Halep’i, Şam’ı bombalamakla Ankara’da, İstanbul’da bombalı saldırılar tertiplemek arasında hiçbir fark yoktur. Esed rejimi ve PKK-PYD bölgede korku iklimini, panik havasını egemen kılmak üzere ittifak etmişler. Ancak bu kanlı, kirli ve insanlığa karşı düşmanlıktan başka bir şey ifade etmeyen tuzakları kesinlikle hedefine ulaşamayacak.
Rabbimiz zaferi sabredenlere, azmedenlere ve tevekkül edenlere verir. İnşallah biz de sabredenlerden, azmedenlerden ve tevekkül edenlerden oluruz. İnşallah Rabbim bu onurlu direnişi zaferle taçlandırır.