Suriye Devriminin yıldönümü nedeniyle Özgür-Der Adana Temsilciliği tarafından bugün İnönü Parkında saat 14.00’de gerçekleştirilen eylemde Esed, İran, Rusya ve Batı Emperyalizmi protesto edildi.
Basın açıklamasının sunumunu yapan Recai Aguş, “Yarım asra yakın süredir Suriye’de dikta rejimini sürdüren Esed ailesinin halka karşı topyekûn katliamlara başlamasının üstünden 5 yıl geçti. 6. Yılına giren Suriye direnişi 40 bini kadın ve çocuk olmak üzere 500 bin şehit ile yoluna devam ediyor. Zalim Esad’ı ayakta tutmak için her türlü desteği veren İran başta olmak üzere Rusya ve Batılı Emperyalistler masum halkı katlediyorlar. Varil bombaları, scud füzeleri ve hatta kimyasal silahlara kadar insanlık dışı her türlü yöntem ile kanı dökülen, işkenceye uğrayan Suriyeli kardeşlerimiz Müslümanların yüz akı olmayı sürdürüyor.
Mücahitler onca imkansızlıklara rağmen, her türlü desteği eksiksiz alan Baas rejimine karşı direndiler. Şüphe yok ki bunca olup bitenlere karşı hakkıyla en yüksek ses Türkiye’den çıktı. Büyük bir erdemlilik örneği gösteren Türkiye hükümeti adil bir tutum sergileyerek tüm dünya mazlumlarının ve halklarının yanında diktatörlerin ise karşısında durmayı başardı. Gerçek şu ki zalimler mazlumların elleriyle bir gün diz çöktürülmekten kurtulamayacaklar. Allah zalimlerin yaptıklarından bihaber değildir.” dedi.
‘Suriye Cihadımız 6. Yılında’ ve ‘Suriye’de Vekalet Savaşı Yok, İran Ve Rusya Destekli Esed Vahşetine Karşı İslami Direniş Var’ yazılı pankartların açıldığı eylemde, program boyunca ‘Yaşasın Suriye Direnişimiz’, ‘Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz’, “Suriye Cihadı Onurumuzdur”, “Lebbeyk, Lebbeyk, lebbeyk ya Allah”, “Müslüman Zulme Boyun Eğmez”, “Suriye’ye özgürlük Direnişle Gelecek”, “Adana’dan Halep’e Direnişe Bin Selam”, “Katil Rusya Suriye’den defol”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol” ve “Yaşasın Küresel İntifada” sloganları atıldı.
Eylem Özgür-Der Adana Temsilcisi Hakan Yalınız’ın basın açıklaması metnini okumasını müteakip sona erdi.
Basın açıklamasının tam metni:
İntifadanın 6.Yılında Direnen Suriye Halkına Binlerce Kez Selam Olsun!
Her şey bundan 5 yıl önce Dera'da, okul duvarlarına slogan yazdıkları için tutuklanan çocukların maruz kaldığı kötü muameleye tepki için halkın sokağa dökülmesi ile başladı. İnsanca bir yaşam Talebi ile Temel hak ve Özgürlükleri için 15 Mart 2011 de Dera da başlayıp tüm ülkeye yayılan İntifada hareketinin Onurlu Halkı, dün olduğu gibi bugün de aynı hakikati haykırıyor:
Ölüme evet ama zillete asla!
Yarım asra yakın bir süredir Suriye de dikta rejimini sürdüren Esed ailesinin halka karşı küresel ve bölgesel işbirlikçileri ile beraber topyekûn katliamlara başlamasının üstünden tam 5 yıl geçti, 6. Yılına girecek olan Suriye direnişi 40 bini kadın ve çocuk olmak üzere 500 binin üzerinde insanın katledilmesine rağmen devam etmektedir.
Söz Konusu Müslümanlar ve Ortadoğu olduğunda kör, sağır ve dilsiz kesilen dünya, canlı yayınlarda kimyasal silahlar yüzünden acı içinde kıvranarak can veren Suriyeli mazlumların görüntülerine şahitlik etti ve geçiştirdi. Boyunlarında demir kelepçeler, vücutlarında yanık izleri, bir deri bir kemik kalmış cesetleri ifşa eden işkence fotoğraflarını tepkisizce karşıladı. Açlığa mahkum edilmiş ve açlıktan feryat ederek ölen mazlumları görmezlikten geldi. Suriye de insanların evlerini başlarına yıkan, şehirleri yakıp kavuran varil bombalarıyla, füzelerle, tanklarla işlenen insanlık suçlarını seyretmeyi sürdürdü, sürdürmeye de devam etmektedir.
Katlederek ayakta durmaya çalışan, ömrünü bir nebze daha uzatma derdindeki bu rejimin bir geleceğinin olmadığının en büyük delili 5 yıldır her türlü baskıya, zulme, katliama ve üstelik de dünya tarafından yalnız bırakılmış olmasına rağmen Suriye halkının direnişini sürdürmesidir.
Suriye halkı, bugün ülkenin önemli bir bölümünü Baas diktasının elinden kurtarmış, özgürleştirmiştir. Üstelik de bunu İran ve Rusya gibi güçlü ordulara sahip iki ülkenin açık biçimde ve bütün güçleriyle Esed rejiminin yanında yer almalarına ve fiilen Suriye"yi işgal etmiş olmalarına rağmen gerçekleştirmiştir. Öyle ki, bu süreç, bütün gücüyle yüklenmesine rağmen İran'ı başarısızlığa mahkum etmiştir. İran'ın takatinin kesilmesi ile birlikte bu kez Rusya'dan medet umulmuştur. Geldiğimiz noktada Rusya'nın da aylardır inanılmaz bir vahşetle Suriye halkına karşı işlediği insanlık suçlarına rağmen istediği neticeyi almaktan uzak olduğunu kabullenmek zorunda kaldığını ve güçlerinin önemli bir kesimini Suriye'den çekme kararı verdiğini hamd ederek müşahede ediyoruz.
Hiç şüphesiz Baas rejiminin bugüne kadar yıkılamamış olmasının tek nedeni, Suriye halkının kendisini savunmak için etkili silahlara sahip olmasının engellenmesidir. Ne yazık ki, katil Baas diktası hamileri tarafından dişinden tırnağına kadar silahlandırılırken, Suriyeli direnişçiler silah ambargosuyla karşılaşmaktadırlar.
Bu itibarla Suriye halkının kendisini savunmak için etkili silahlara sahip olmasını engelleyen ve bir nevi silah ambargosuna tabi tutulmasını sağlayan uluslararası güçler Baas rejiminin ve emperyalist Rus ordusunun uçaklarla, helikopterlerle Suriye şehirlerini yerle bir etmesi suçuna dolaylı ortaklık etmektedirler.
Bu aşamada Türkiye ise Suriye sorununda direnişten yana bir tutum takınarak adalet ve insanlık değerlerini yücelten bir örneklik ortaya koymuştur. Doğrudur, Suriyeli mazlumlara sahip çıkmak suretiyle bugün için çeşitli boyutlarıyla bedel ödemektedir. Ama şüphesiz yarınlara onurlu bir miras bırakmak ancak bedel ödemeyi göze alanların harcıdır. Yarınlarda utanarak hatırlayacağımız, başımızı öne eğdirecek durumlara düşmektense, bugün mazlumlara sahip çıkmak, kardeşlerimizle dayanışma içinde olmak ve gerektiğinde bunun bedelini ödemekten de imtina etmemek adaletin ve insanlığın gereğidir.
İnanıyoruz ki, 5 yıldır elden geldiğince Suriyeli kardeşlerinin hayatın her alanında yardımına koşan, fiili ve kavli destek veren, dua eden herkes inşallah yarınlarda Suriye halkının özgürlük sevincini paylaşacaktır. Bu süreçte Suriye halkının özgürlük mücadelesine karşı tavır alanlar, kendi ideolojik sapmalarına saplanıp kalanlar, geleceğe dair plan - projeleri ve teorik idealleri uğruna bir halkın zulüm görmesine aldırış etmeyenler, dilleriyle, kalemleriyle Baas rejimine destek olanlar ise ancak utanacak, hanelerine yazılmış koca bir ayıpla yaşamak zorunda kalacaklardır!
Şunu bilmenizi istiyoruz ki Suriye'deki mücadele, Müslümanların birbirini öldürmesi, emperyalizmin oyunu olan bir vekâlet savaşı değil, Hak-Batıl mücadelesidir. Bizler inanıyoruz ki bu mücadelede son sözü tüm zorluklara, Esed'e, Rusya'ya, İran'a, Hizbullah a, PYD'ye, IŞİD'e, ABD ve Batı emperyalizmine rağmen direnen Suriyeli Müslümanlar söyleyecektir.
İntifadanın 6. yılında direnen Suriye Halkına bin selam olsun...
ÖZGÜR-DER ADANA TEMSİLCİLİĞİ