Ergenekon davasında sona yaklaşılıyor.
Sona yaklaştıkça da, ceza alacaklar, hırçınlaşıyor..
Neydi o, hafta başı Silivri’de yaşananlar..
Bir milletvekili, mahkemeye sanki delil yetiştireceklermiş gibi, duruşma salonu dışındaki göstericilere taktik veriyordu: “Şu tarafa yoğunlaşın. Orası zayıf nokta..”
Bu adam bir de savcılıktan milletvekilliğine geçen bir sözde hukukçu ise..
Yandı gülüm keten helva!
•
Önceki akşam, muhafazakar kanallardan birini izliyorum..
Çıkartmışlar Ergenekon avukatlarını..
Sanki diğer kesimin televizyonlarında yeterince konuşamıyorlarmış gibi..
“Biraz da bizim kanaldan propaganda yapsınlar” mantığı ile, saatlerce konuşturdular..
Yok, hepsini izlediğim için değil.
Ara sıra kanal değiştirirken, gözüme çarptığı için bilgilendim..
Konuşulanlar, gerçekten fındık kabuğunu doldurmayan cinsten..
Ne gibi?
İlker Başbuğ’un avukatı, İlkay Sezer’in dedikleri gibi..
Diyor ki avukat bey: “200 sanık olan davada 57 tane şahit dinletmişiz. Çok az..”
Avukat bey zannediyor ki, dinlettikleri şahit sayısı kadar, puan kazanacaklar..
Ne kadar çok şahit dinlenirse, o kadar ceza almaktan kurtulacaklar..
Avukat bey biliyordur ama..
İşine gelmediği için, böyle bir söylem geliştiriyor..
O söyleme aldananlar olabilir.
Onlar için hatırlatalım..
200 sanık değil, 1000 sanık olan bir dava olsun..
57 şahit değil, sadece 1 tane şahit dinletin..
Şahidiniz, olaya vakıf ise..
Olayın tam merkezindeki konuları ayrıntılı olarak biliyor ise..
İddia makamının isnadını çürütecek mahiyette, başka kanallardan da araştırıldığında doğruluğu test edilebilir bir bilgi veriyor ise..
O tek şahidiniz.. 1000 tane sanığı beraat ettirir..
Kimi şahitler de vardır.
Bir tane değil, yüzlercesini getirip dinletin..
Olaylardan habersiz..
İsnadın ne olduğunu bilmeyen, iddianamede ne yazıldığını okumamış..
Sabahtan akşama kadar dinletin..
Bir tane sanığın, cezasının yüzde bir oranında bile azalmasına fayda vermez..
Tam da Ergenekon davasında olduğu gibi..
Adamlar 57 tane şahit dinletmişler....
Yine tatmin olamamışlar..
“Cezayı yiyeceğiz. Bari on-onbeş şahit daha dinletelim de, biraz zaman kazanalım” mantığı ile, yeni şahitler dinletme peşinde koşarsınız..
Siz dinlettiğiniz 57 tane şahitten tatmin olmamış iseniz..
Savcı ve hakimler haydi haydi tatmin olmamışlardır..
Değil mi, saygı değer avukatlarımız?
•
Danıştay’da bir yüksek hakimin öldürülmesi olayında, daha olay yaşanır yaşanmaz, yarım saat sonrasında Bağcılar Başsavcısı, olaya el koymuştu.
“Ne alaka, olay Bağcılar’da olmadı ki!” demeyin.
Cinayet Ankara’da işlendi ama.. Danıştay Başkanı’ndan tutun, başsavcısına kadar hepsi, açtılar telefonu, şimdi CHP milletvekili olan bir başsavcıya talimatı verdiler: “Vakit gazetesi yetkililerini derdest edin.”
Katili ne görmüşlüğümüz var, ne tanımışlığımız..
O baskı ile, neler çektik neler!
Ama bugün gelinen noktada..
Danıştay’daki cinayet için, sanıkların cezalandırılması amacı ile avukatlar duruşmaya bile girmiyorlar..
Sanık Vakit olursa, olmayan isnatlarla, dava üretip, cezalandırma istiyorlar.
Olayın gerçek yüzü ortaya çıkıp, sanık sandalyesinde Vakit yetkilileri kalmayınca da, “Ceza vermenize gerek yok, bir yanlışlık olmuş. O da öldürmek istemezdi herhalde” deyip, nerdeyse beraat isteyecekler..
•
Danıştay cinayeti ana davası gibi, cinayetin işlenmesinde büyük rahatlık sağlayan Danıştay kameralarının bozulması ile ilgili davada da müdahil avukat yoktu..
Tesadüfe bakın ki, tam olaydan önce, kameralar bozuluyor. Tesadüfe bakın ki, kameralar, adı derin devletle özdeşleşen bir istihbaratçının yönetimindeki OYAK’ın sorumluluğunda..
Şimdi o OYAK’ın yöneticileri yargılanıyor.. Ama duruşmada, Danıştay adına kimse yok..
Danıştay niye davaya müdahil olmuyor, acaba?
Çok mu memnun kalmışlar, OYAK’ın hizmetinden?
Bize de tavsiye ederler mi, OYAK’ın güvenlik/kamera kayıt hizmetlerini?
YENİ AKİT