Anayasa değişikliği, halktan büyük oranda “evet” oyu aldı ya.. Şimdi taktik değişti..
Propaganda şu:
“Evet” oyu verenler, toplumun değersiz kesimi..
Keyfiyette çoklar ama.. Kemiyette azlıktalar.
Sayısal olarak çoğunluğu temsil ediyorlar ama, kalite açısından baktığınızda değerleri yok!
“Hayır” oyu verenler ise, azınlıkta kalsalar bile, kıymet olarak çok üstünler. “Hayır”cılar, kaliteli insanlar.
Bu propagandayı yaymak ve haklı çıkarmak için, bazı verilerden de yararlanıyorlar.
“% 42’lik grup, genelde okumuş, gelir seviyesi yüksek kişiler.”
Tabii % 58’lik kesim de, “Az okumuş, gelir seviyesi düşük kesim” olarak karşınıza çıkarılıyor.
Bu verilerin ne derece doğru olduğu, ayrı bir tartışma konusu.
Kesin olarak, “Şöyledir” veya “Böyledir” demek mümkün değil.
Ama birileri bunu sürekli pompalıyorlar ya.
Onların sözlerinin ciddiyetini ortaya koymak için, (onların iddialarının ciddiyeti oranında ciddi olarak) bir analiz de ben yapayım.
Daha doğrusu, onların analizini daha netleştirmek için, ek sorular yönelteyim..
Onların sormaktan çekindikleri soruları hatırlatıp, daha sıhhatli bir sonuca varmanın yolunu açayım.
Mesela bir soru: “% 42’lik grup, ne kadar vatanperverdir?”
Buyursun söylesin, çok bilmiş % 42 taraftarları..
Gidelim Ege Bölgesi’ne.. Gidelim İzmir’e..
Çok geniş alanlar mı bunlar?
Gidelim orman alanını işgal ile kurulmuş Acarkent’e, bakalım. “Hayır” oylarının tavan yaptığı, zenginlerin ve özellikle de eğitimli insan oranının yüksek olduğu yerde araştıralım...
Bakalım, oralarda vatanperverlik ne oranda?
Nasıl ölçeceksiniz ki, vatanperverliği?
Zenginliği nasıl ölçüyorsanız. Eğitim durumunu nasıl ölçüyorsanız..
Mesela ne yapıyorsunuz, “Diplomanı bir versene” diyorsunuz.
Öyle ise, biz de mesela soralım, “Ey yüksek gelirli arkadaşlar. Eyyy eğitimi yüksek sınıfın kıymetli üyeleri.. Sizin içinizde, bu ülke için oğlunu şehid vermiş kaç anne var? İçinizde, kaç tane övünç madalyası almış anne var?”
Vatanperverlik için, illa oğlunu şehid vermek mi gerekir?
Peki, sizin dediğiniz olsun.
Bu tek başına bir kriter olmasın.
Bir başka soru soralım: “Ey fakülte mezunu, hatta yüksek lisans yapmış insanlar topluluğu.. Eyyy paraya para demeyen yüksek gelirli insanlar... Kısacası, son günlerin aktüel gündemi anayasa değişikliğine ‘Hayır’ diyenler topluluğu.. Sizin içinizde, askerliğini Hakkari’de yapan, vatan aşkı ile yanan kaç insanımız var?”
Hadi Hakkari’yi şart koşmayalım.. Muş da olabilir. Batman da. Hatta Güneydoğu’nun herhangi bir ili olabilir.
Yok mu, birkaç tane de olsa?..
Tamam, Doğu Anadolu’yu da katalım.. “İçinizde, askerliğini Doğu Anadolu’da yapmış kaç tane insanımız var?”
Hayır, maksadım kimseyi suçlamak değil.
Onlar bir analiz yapıyorlar ya.
Verilerden yola çıkarak, bazı genellemelerde bulunuyorlar ya..
Bu genellemelerin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koymaya çalışıyorum.
Halkı bölmenin yanlışlığını ifade etmeye çalışıyorum.
Devam edelim, iyi niyetli sorularımıza..
“Hayır oyları”nın zirve yaptığı bölgeleri şöyle bir araştırsak.. “Hortum” eyleminin Türkiye toplamını, rakamsal olarak belirlesek. Ve sonra “hayır”cıların bulunduğu bölgelerde bunların oranını tespit etsek..
Nasıl bir sonuç çıkabilir acaba?
Banka hortumlarını yapanların, yani bu ülkenin 50 milyar dolarına el koyanların, anayasa değişikliğine ne oy verdiğini sanıyorsunuz?
Tüm ülkenin ortak malı olan ormanları talan edenler, milyarlarca liralık vergi kaçırma eylemlerine imza atanlar, dar gelirli, eğitim durumu az olan insanlar mı?
Ne dersiniz, uyanık “hayır”cılar?
VAKİT