İran’ın dini lideri Ali Hamaney’e bağlı Keyhan Gazetesi, Pazartesi günü, İran devriminden bu yana ülkedeki fakirlik oranın yüzde 85 civarında düştüğünü manşetine taşıdı. Keyhan gazetesi bu başlığı atmada İran’da yalnız kalmadı. Diğer gazetelerde İran devriminin başarılarını sayfalarına taşıdı.
Açlık ve fakirlik toplumu
Ancak devrimin sonuçlarını öven bu gibi resmi ve bağımsız gazetelerin verdiği rakamlar, Parlamento Araştırma Merkezi’nin İran halkının yüzde 45-60’ının yoksulluk sınırı altında yaşadığı verileriyle çelişiyor. Meclis İktisat Komisyonu üyesi, İran’da yoksulluk sınırının yüzde 80’lere yaklaştığını söylerken, İran’da asgari ücret aylık 12 milyon riyal (yaklaşık 105 dolar). Çalışma Bakanlığı Tahran’da fakirlik sınırının 303 doları aştığını belirtirken bakan yardımcısı İran’da yaklaşık 5 milyon insanın aşırı yoksulluk ve açlıktan muzdarip olduğunu açıkladı.
Çöküşün işaretleri
Durum diğer göstergelerde çok farklı değil. Resmi basın aksini iddia etse de son kırk yıl boyunca İran ekonomisinin “felaket” halde olduğu görülüyor. Bu durumu gösteren en belirgin gösterge İran para biriminin çöküşü. Bir dolar 70 riyalken, bugün 120 bin riyal ve birçok ekonomiste göre gelecek karanlık. Son 40 yıl boyunca İran parası 1715 kez dolar karşısında düşüşe geçti.
Çöküş, yalnızca İran riyalinin dünya para birimlerine karşı değerinde değil, İran piyasalarında altın fiyatlarındaki artışa da yansıyor. İran Ekonomi Bakanlığına göre, 1979 yılında 4200 riyal olan külçe altın, 2019’da 41 milyon riyale yükseldi. Yani yüzde 300 bin artış oldu.
Çalışma Bakanlığı verilerine göre asgari ücret 1979’da 243 ABD doları iken bu rakam devrimden 40 yıl sonra yüzde 56’lık bir düşüşle 106 dolara geriledi.
İran toplumunun yaşadığı ekonomik karmaşayı en iyi gösteren enflasyon verileri olabilir. Verilere göre sadece bir yıl hariç İran’da enflasyon oranın 40 yıl içinde yüzde 10’nun altına hiç düşmediği görülüyor. Bu 40 yılın yarısında enflasyon yüzde 20’lerde gezerken Ekim 2018 rakamlarına göre enflasyon yüzde 60’lara ulaşmış durumda. Üstelik bunlar reel olmayıp hükümetin açıkladığı rakamlar. Örneğin, Amerikalı bir ekonomist Eylül 2018'deki enflasyonun resmi oranın dört katı olan yüzde 230 olduğunu belirtti.
Ancak ekonomik çöküşün en uygun göstergesi, son 40 yılda kişi başına düşen gelirlerin karşılaştırılmasıdır. Resmi kaynaklar, devrimden sonra İran’daki yüksek yaşam standardından bahsederken, bağımsız araştırma merkezleri, İran’daki kişi başına düşen ortalama gelirin son 40 yılda yüzde 78 civarında bir düşüş yaşadığını belirtiyor. Beheşti Üniversitesi’nde ekonomi profesörü Said Leylaz, “bu dönemde kişi başına düşen gelir oranının yüzde 67 oranında azaldığını ve bunun da, İranlıların devrimden bugüne gelirlerinin üçte ikisi ile dörtte biri arasındaki bir oranda gelirlerini kaybettiklerini gösterdiğini” söyledi.
Devrimin başarılarını manşete taşıyan Hamaney’in kontrolündeki gazete aynı zamanda ekonomi imparatorluğunun bir parçası sayılır. Bu portföyde yer alan 90 milyar tutarında değeri olan pek çok şirket devrim tarafından herhangi bir vergi ve hesap vermeden yönetiliyor.
İnsanlar ideolojik sloganların kurbanı
Ancak devrimci rejimin sembolleri bile son günlerde İran gazetelerinde yazan şeylerin gerçek olmadığını biliyorlar. Halk, İran devriminin kendilerine ard arda ekonomik çöküş getirdiğini biliyor. Belki de bu durum, Tahran’da Cuma hatiplerinden Muhadi Kermani’yi, “İran devrimi insanlara ekonomik refah sağlamaya değil daha büyük maslahatlar için geldiğini bu nedenle halkın daha fazla sabretmesi gerektiğini” söylemeye iten şeydir.
Muhadi Kermani tarafından açıklanmayan büyük maslahatlar, ekonominin çöküşü pahasına cephanelerin güçlendirilmesidir. İran’ın sıçrama yaptığı en büyük alan füze çalışmalarıdır ki İran bu çalışmaların artarak sürdüreceğini ifade etmektedir. Ancak İran cumhurbaşkanının eski bir ekonomi danışmanı olan Mesud Nili,” İran toplumu her an batabilecek bir gemidedir” ifadelerini kullanmaktadır.
Kaynak: Şarku’l Avsat