312 General Davası üzerine!

Abdurrahman Dilipak

Ankara’nın telefon numarası. Bir de TCK’nın 312. Maddesi vardı. 312 General davası ile TSK içinden birileri Vakit gazetesine mesaj vermek istemişlerdi o zaman..

Yenihaber, “Onbaşı bile olamayacaklar” demişti ve dediği çıktı. Erdil paşadan başlayıp Er olmaya başladılar. Rütbeleri sökülmeye başlandı birilerinin..

312 generalden 93’ü darbe sanığı bugün.. Bir o kadar da emekli olan var.. Bazıları öldü.

Biz 313 general var sanıyorduk, meğer bu sayı 400 civarındaymış. Bu sayının büyük ölçüde azaltılmasına çalışılıyor..

Ne demişler: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!

O 312 kişiden bir teki bile davasını geri çekmedi.. Şimdi ortaya çıkıyor ki, bu dava emir-komuta zinciri içinde açılmış.. O emri verenler bugün sanık sandalyesinde oturuyorlar ama, birileri hâlâ o emrin dışına çıkamıyor..

312 General davası bir hukuk garabeti olmasının yanında, herhalde Guinness Rekorlar Kitabı’na girecek bir olay.

“Bir zamanlar Türkiye”de neler olup bittiğini anlatırken örnek gösterilecek bir olay..

Benim bir REMİX projem vardı.. İnternet Andıcı davası ile ilgili Genelkurmay’daki bir brifing esnasında bu konu ele alınmış.. Ona bakarken yaralarım depreşti..

Düşünsenize bir günde beş defa ve haftada beş gün duruşmaya çıkıyorum.. Çevik Bir ve ardçıları, her sabah oturup kim TSK’yı ya da bir generali eleştirmişse suç duyurusunda bulunuyorlar.. Ben de oturup, askerlerden birini eleştirmem gerektiğinde, mesela asker yerine “muhtar” diyorum ve yazımı yazıyorum.. Sonuna da bir not: “Siz bu yazıyı asker, polis, jandarma, ya da güvenlik görevlisi, bekçi diye de okuyabilirsiniz, ama bu sizi ilgilendirir” filan diyeceğim. Anlamak isteyen de anlayacak..

Bunun için slaytlarla bir sunum yapmışlar. Ben birkaç yazı denedim öyle. Onlar başedemeyeceklerini bildikleri için sanırım bu işin üzerine gitmediler..

Koşaner’in konuşmasından öğreniyoruz ki, bu iş için özer birimler ve fonlar oluşturmuşlar. Bu adamlar kendilerinin bu kadar önem verdikleri işleri bile yüzlerine gözlerine bulaştırdıklarına göre bunlardan bir şey olmazmış zaten.. Herkes bunun farkında da, kendileri bu gerçeği görmüyorlar hâlâ. Belki de görmek istemiyorlar..

Hâlâ meydan okuyorlar, tehdit ediyorlar.. Hesap sormaktan söz ediyorlar.

Hani darbe yapsalarmış da bugün Kaddafi’nin düştüğü durumdan daha farklı bir durum sözkonusu olmazdı herhalde.. Bugün bu işe kalkışsalar, önce kendi kendilerini vururlar, sonra da halk onların hakkından gelirdi..

Mısır, Tunus, Suriye, Yemen, Libya örneği ortada dururken bunların hâlâ direnmelerini anlamak zor.. Kaddafi ve Esad nasıl kör bir inatla direniyorsa bizim darbeciler de aynı kafada inatlarını sürdürüyorlar..

Aslında birbirlerine çok benziyorlar. Biraz narsizm, biraz megalomani.. Bunlar böyle de, bir de bunların çevresinde bunlara inanıp peşinden gidenler yok mu?

Tekrar bu 312 General davasına dönecek olursak, bunların hukuk müşavirleri, avukatları hiç mi akıl vermiyorlar bu adamlara?. Bu davanın TSK’yı ve davacılarını yaraladığını hiç mi görmüyorlar!

Hadi diyelim “bir deli bir kuyuya bir taş attı”, peki gelinen noktada “Zararın neresinden dönülürse kârdır” diyecek kimse yok mu aralarında?.

Bu nasıl bir mantıktır? Nasıl bir hukuk anlayışı bu?. Bu dava gazetenin aleyhine sonuçlansa bile alacakları bir şey yok.. Alsalar bile Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı var artık. AİHM var, BM İnsan Hakları Komiserliği’ne bireysel başvuru hakkı var.. Bu davanın o divanlarda görülmesi sürecinde yaşanacak tartışmalardan hiç mi pay çıkartmıyorlar kendilerine?.

Bu konu doğrudan hükümeti ilgilendirmiyor, ama hükümetin de bu tür davaların açılmasının önüne geçmek için Basın Yasası’nda bazı yeni düzenlemelere gitmesi gerekiyor anlaşılan. Ama gelinen noktada bu komediyi ancak Genelkurmay Başkanı sonuçlandırabilir sanırım.. En azından bugünkü komuta kademesi kendileri davadan çekilirlerse, bu diğerleri için de bir örnek olur ve bu iş bu şekilde neticelendirilir.. Yoksa konu doğrudan TSK’yı da ilgilendiren bir konu değil, her ne kadar TSK içindeki bir derin yapılanma tarafından örgütlenen bir olay olsa da!

Koşaner “Tam bir kepazelik halimiz” diyordu geçenlerde internete düşen ses kaydının bir yerinde, TSK’da yaşananlarla ilgili olarak.. Dilerim artık bu dönem sona erer ve yeni temiz bir sayfa açılır.

Selam ve dua ile..

YENİ AKİT