Hani Temel paralarını sakladığı yere “Burada değildur” diye yazmış ya..
Kemal bey de aynı mantık(sızlık)la, “Havuzlu villada oturmayacağım” deyip, dikkatleri üzerine çekiyor.
Sonra da, havuzlu villası ortaya çıkıyor..
Bu sefer de “Taksitleri ödeyemiyorum. Satılığa çıkarttım” edebiyatı!
Kemal bey dürüstlükten bahsediyor.
Hem oğlu, hem torununun hileli sigortası deşifre oluyor..
Ve daha nicesi..
Şimdi, son söylediklerinden bir küçük bölüm: “Recep Bey’e sordum, dedim ki; ‘Sen 12 Eylül Anayasası için nasıl oy verdin?’ Ben çıktım, söyledim. O dönem memur Kemal'dim, sizin memur Kemal'inizdim ve ben ‘hayır’ oyu verdim. Şimdi çıksın söylesin bakalım, 12 Eylül Anayasası’na ne verdi?''
Kemal beyin o gün gerçekten “hayır” oyu verip vermediğini tabii ki bilemeyiz.
Başbakan’ın kullandığı oyu da bilmemiz mümkün değil!
Ama bilmemiz mümkün olan daha somut gerçekler var ortada..
“Şimdi ne oy vereceksiniz?”
Öyle ya.. Sandık başında ne oy verdiğinizi, hele hele 40 yıl önceki oylamada kimin ne yaptığını nereden bileceğiz?
Ama şimdi, herkes anayasa değişikliği konusunda görüşlerini açıklıyor..
Kemal bey sadece görüş açıklamakla yetinmiyor, il il dolaşıp, “hayır oyu” verilmesini istiyor. Kendisinin de “hayır” oyu kullanacağını söylüyor..
Böylece, vereceği oyun belgesi de ortaya çıkıyor..
Bu tesbiti yaptıktan sonra, Kemal beyin neye hayır dediğine bakalım..
Kemal bey, 12 Eylül Anayasası’nı değiştiren maddelere hayır diyor..
Kemal bey, değişikliğe hayır deyince hangi maddeler yürürlükte kalmaya devam edecek?
12 Eylül Anayasası’ndaki maddeler.
Yani Kemal beyin, 40 yıl önce beğenmediği, “Hayır” dediği maddeler!
O zaman, Kemal bey ne yapmış oluyor?
“Değişikliğe hayır, 12 Eylül Anayasası’na evet” demiş oluyor.
“12 Eylül Anayasası uygulanmaya devam etsin” demiş oluyor..
“12 Eylül Anayasası’ndaki maddelerin yerine, başka maddeler getirilmesin” demiş oluyor..
“Hayır” derken, aslında 12 Eylül Anayasası’na “evet” demiş oluyor!
Hah işte, böyle bir şaşkınlık da tam Kemal beye yakışır!
40 yıl önce bile, “hayır” dediği anayasaya, bugün gelinen noktada, “evet” demek, gerçekten de Kemal beyin acemi politikacı profiline çok yakışır bir davranış!
O tarihte, şahsen ben de “evet” oyu kullanmamıştım; protesto amaçlı olarak “hayır” demiştim ama.. Şu veya bu sebeble, o anayasaya “evet” diyerek onay vermiş olsa da, şimdi "Üzerinden 30 yıl geçti.. O maddeler eskidi artık" gerekçesi ile bazılarımız yeni değişikliği destekleyip, "evet" diyebilir. Dolayısı ile 30 yıl önceki “evet”ini, bugün o maddelerde yapılacak değişikliğe de “evet” diyerek affettirebilir..
Ama ya Kemal beyin durumu?
Kemal beyin durumu, perperişan bir durum değil mi?..
Sen 30 yıl önce “hayır” dediğine, gel bugün “evet” de!
Bu ne biçim iştir Kemal bey?
Herkes gider Mersin'e, sen gidersin tersine..
30 yıl önce “hayır” dediğin anayasaya, bugün “evet” demek, hangi aklın eseridir?
30 yıl önce bile, beğenmediğin/yanlış bulduğun bir düzenlemeye, 30 yıl sonra nasıl “evet” dersin?
Bunu nasıl savunabilirsin? Değişiklik maddeleri yeni bir şey getirmiyor olsa bile, sırf 30 yıl önce verdiğin “hayır” oyunun hatırına, referanduma sunulan değişikliğe onay vermesi gereken bir politikacı, nasıl olur da 30 yıl öncesinden daha geri bir çizgiye düşebilir?
Bir açıklar mısın Kemal bey?
VAKİT