3 Ocak: Yaptıklarından dolayı zalimlerin zalimlere musallat olduğu gün!

Halep Kasabı Kasım Süleymani iki sene önce bugün öldürüldü!

HAKSÖZ HABER

Suriye halkının katili Esed rejiminin ilk destekçisi İran oldu. İran’ın bölgede aktif askeri gücüyle var olarak giriştiği katliamlarında başında ise İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü’nün komutanı Kasım Süleymani vardı.

Kasım Süleymani, İran’ın sahada varlığı ile rejimi kurtarmasının mümkün olmadığını anlayınca Rusya’yı Suriye’ye girmeye ikna eden kişi olarak Suriye Savaşı’nda büyük bir kırılmaya sebep olan “hava üstünlüğü” avantajının rejim ve destekçilerine geçmesini sağladı. Rusya, hava kuvvetleriyle Suriye’ye girince rejim nefes aldı.

Tabi Rusya’nın Suriye’deki varlığını artırması ilerleyen süreçte İran’ın işine gelmese de tüm bu büyük cürümlerin arkasında Süleymani vardı. İran’ın elindeki tüm medya ve propaganda gücüyle “kahraman” ilan etmeye çalıştığı Süleymani, Müslüman katili bir zalimdi!

Türkiye’de kendisine ideolojik ve mezhebi olarak bağlı olan çevreler eliyle İran katilliği ayan beyan ortada olan bu adamı allamaya pullamaya devam ediyor. Zalimi başkalarına hoş göstermeye çalışanlar da zulme ortak olmuşlardır!

Kasım Süleymani’nin ABD saldırısında öldürülmüş olması sebebiyle “şehit” olarak lanse edilmesi de tabi ki büyük bir aldatmaca. Bin defa söylendi. ABD’nin Kasım Süleymani’yi öldürmüş olması Süleymani pisliğini temize çıkarmaz! 3 Ocak bu sebeple “İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz.” (En’am/129) ayet-i kerimesinin tecelli ettiği gündür! 3 Ocak "mütekabiliyet günü" olarak ilan edilsin! 

İçimizi buruk bırakan tek mesele Kasım Süleymani isimli katilin Suriyeli Müslümanların kanını döktüğü Haleb’te direnişçilerin eliyle infaz edilmemiş olmasıdır! Ateşin bol olsun!

Rasim Eyüpoğlu tarafından Mepa News'te yayımlanan çalışma Kasım Süleymani'nin cürümleri hakkında detaylı bilgi veriyor.


Rasim Eyüpoğlu / Mepa News

Kasım Süleymani gerçekten Amerikan emperyalizmi karşıtı bir kahraman mıydı?

İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü’nün komutanı Kasım Süleymani, 3 Ocak 2020 tarihinde ABD insansız hava araçlarının Bağdat Havaalanı yakınında düzenlediği bir hava saldırısında öldürüldü.

Saldırının ardından, bölgede ve dünyada bir numaralı gündem maddesi Süleymani’nin ölümü oldu.

Süleymani, kimilerine göre İran’ın çıkarları için yüzbinlerce insanı katleden bir isimdi. Kimileri ise onu, ABD emperyalizmi karşıtı bir kahraman olarak görüyordu.

Ortadoğu’da çok sayıda milis örgüt kuran ve destekleyen İran’ın Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Yemen, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerdeki askeri faaliyetlerini komuta eden Süleymani, bu bölgelerdeki savaşlarda rol oynadı.

Peki Süleymani, gerçekten ABD çıkarlarına karşı savaşan bir kahraman mıydı?

Afganistan sahnesi

Süleymani’nin 1990’lı yılların sonunda destek sağladığı Taliban karşıtı Kuzey İttifakı güçleri, ABD’nin 2001 yılındaki Afganistan işgalinde kara kuvveti olarak görev yaptı. Süleymani, ittifakın önde gelen komutanı Ahmed Şah Mesud ile yakın ilişkiler kurdu.

2001 yılında ABD işgali sırasında, ABD ve İngiltere güçleriyle birlikte Afganistan’ı batısındaki Herat şehrinin Taliban’dan ele geçirilmesi harekatında rol oynadı.

Aynı zamanda ABD’ye, bölgede bulunan Taliban merkezlerine dair istihbarat sağladı.

Afganistan’da, özellikle Şii Hazaralar üzerinden milis gruplar teşkil edilirken, Sovyet-Afgan savaşından itibaren İran’ın desteklediği güçler etkin hale gelmişti.

Süleymani, İran ile gergin ilişkilere sahip olan Taliban yönetiminin devrileceği kesinlik kazanırken, ABD ile yaptığı işbirliği ile, ülkenin geleceğine İran’ın söz sahibi olmasını sağladı.

Bu doğrultuda halen İran, ABD’nin 2001 sonrası kurduğu Kabil hükümetinde, Kuzey İttifakı’na bağlı siyasiler ve Şii Hazaralar üzerinden etkinlik sahibi.

Irak ve ABD ile ittifak

2003 yılında başlayan Irak işgalinde, Süleymani öncülüğünde Irak’ta kurulan Şii milis gruplar, zamanla ülkede egemen oldu.

Süleymani, 2014 yılında IŞİD’in Irak’ın büyük bir bölümünü kontrol altına almasından sonra, İran destekli Şii grupların kurduğu çatı örgüt Haşdi Şabi’nin içerisinde büyük bir öneme sahipti.

Şii güçler IŞİD’e karşı ilerlerken, ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyon ile Süleymani komutasındaki güçler arasında büyük bir işbirliği göze çarpıyordu.

ABD, İngiltere ve Fransa’nın havadan ve karadan yoğun desteğiyle, Süleymani liderliğindeki İran destekli Şii milisler, başta Musul olmak üzere Irak’ın batısını kontrol altına aldı.

ABD’nin hava güçleri ve Süleymani’nin Şii milislerinin ortaklaşa gerçekleştirdiği saldırılarda on binlerce sivil hayatını kaybetti.

Suriye ve Rus emperyalizmi

Günümüzde birçok akademisyen ve aydının görmezden geldiği bir nokta olsa da, Rusya eliyle yayılan bir diğer emperyalizmin varlığı da çarpıcı bir gerçek.

Kasım Süleymani, 2011 yılında başlayan Suriye savaşında, Esed rejiminin en etkin destekçisi olan İran’ın bölgedeki operasyonlarını yürüttü.

Süleymani, 2015 yılında da İran ile Rusya arasındaki askeri ittifak paralelinde yürütülecek operasyonları Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Putin’e sundu.

Rusya 2015 yılının sonlarında Suriye’ye müdahalede bulunurken, Süleymani’nin Şii milisleri ve Rusya arasındaki işbirliği sahaya yansıdı.

Süleymani yönetiminde, başta Lübnan Hizbullahı mensuplarıyla Afgan Hazaralar olmak üzere binlerce kişilik Şii milis kuvvet, Rusya’nın yoğun hava desteğiyle muhaliflerin kontrolündeki bölgelere şiddetli şekilde saldırılar düzenledi.

Bu saldılarda on binlerce sivil hayatını kaybederken, Esed rejimi de ülkede kaybettiği kontrolü büyük ölçüde yeniden sağladı.

Sonuç

Her ne kadar Süleymani’nin “ABD emperyalizmi karşıtı bir kahraman” olduğu algısı, özellikle İran’a müzahir kitle ve şahıslarca lanse edilse de, sahadaki gerçeklik bu durumun aksini gösteriyor.

Süleymani, askeri kariyeri boyunca İran’ın çıkarları için oldukça pragmatik bir tutum izledi.

Kudüs Gücü Komutanı, ABD karşıtlığı söylemiyle imajını parlatırken, bir yandan da İran çıkarına olacak Irak ve Afganistan gibi sahalarda ABD ile doğrudan işbirliği yaptı.

Aynı zamanda Suriye’de de Süleymani, Rusya ile İran’ın yaptığı askeri ittifakın liderlerinden biri olarak, on binlerce sivilin katledilmesinden de doğrudan sorumluydu.

Bu doğrultuda bakıldığında, Süleymani’nin bir “ABD karşıtı” değil, her koşulda İran’ın çıkarlarının gerektirdiği noktada duran bir isim olduğunu söylemek gerekiyor.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!