Sivas Madımak olayları sebebiyle somut hiçbir suçlama olmaksızın zindanlara doldurulan ve 28 Şubat yargısının müebbet hapis cezasına çarptırdığı mazlumlar, demir parmaklıklar arkasında çile çekmeye devam ediyor. Sivas sanıklarının zindan çilesi 29 yıldır devam ederken, farklı cezaevlerinde tutulan mazlumlara yönelik kötü muamele ve haksızlıklar bitmek bilmiyor.
Feryatlarını gazetemize ulaştırdıkları mektup veya notlarla dile getirmeye çalışan Sivas mazlumlarından Mevlüt Atalay’ın 4 aydır ağır psikolojik baskıya uğradığı, Faruk Belkavli’nin kantinden talep ettiği ürünlerin kendisine verilmemesi üzerine maruzatını ilettiği cezaevi müdürü tarafından azarlanarak aşağılandığı, Zafer Yelok ile diğer Sivas sanıklarının ise, mahkumların aileleriyle görüntülü konuşması için koğuşlarına yerleştirilen cihazlardan kendilerinin faydalandırılmaması sebebiyle büyük bir haksızlığa uğradıkları bildirildi.
Yapmadıklarını bırakmadılar
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ndeki Mevlüt Atalay’a haksız disiplin ve hücre cezası verilmesi ile havalandırma saatinin keyfi olarak 1 saate düşürülmesi gibi problemler dolayısıyla zihin sağlığının bozulduğu kaydedildi. Yazdığı mektupla çilesini anlatan Atalay, şunları kaydediyor: “30 senedir görmediğim haksızlıkları 07.04.2022 tarihinden bu güne kadar görmekte ve yaşatılmaktayım. Sevmediğim ve yemediğim yemeği almadım diye tutanak tutuluyor disiplin soruşturması açılıyor. Yatılmayacak durumda olan bir odaya girmediğim için disiplin cezası veriliyor. Haksız yere açılan bu disiplin soruşturmaları nedeniyle havalandırma saatim keyfi olarak 1 saate düşürülüyor. Resmen hava almamı ve yaşamamı engellemek için her türlü haksızlığa maruz kalmaktayım.
Cinnete sürüklüyorlar
Sesimi kimseye duyuramıyor haklılığımı ve suçsuzluğumu ispatlayamıyorum. Haksız disiplin cezaları, hücre cezaları verilerek beni daha da çıkmaza sürüklemekteler. Memurlar, kendimi kesmeme ve odamda yangın çıkarmama göz yummuş, sonra da bir memur tarafından üzerime kasıtlı bir şekilde toz yangın söndürücü sıkarak adeta öldürmeye teşebbüste bulunmuşlardır. Hastane dönüşünde de sırf işkence olsun diye yangın çıkan odaya taciz ederek zorla kapatıp beni iyice bunalıma sokmak istemişlerdir. Yaşadığım bu durumları Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe yazarak bildirdim fakat lehime bir karar verileceğinden şüpheliyim. Memurun biri geliyor bize iftira atıyor ‘sayımı engellemeyin, girin içeri’ diyerek tahrik ediyor, cevap verdim diye ‘memura kötü söz söylemek ve uygunsuz davranışta bulunmaktan’ dolayı disiplin cezası verildi. Sayın infaz hakimi de aynı noter gibi verilen haksız disiplin cezasını onayladı. Çok zor günler geçiriyorum.”
Müdür hem beceriksiz hem hadsiz
Kayseri 1 Nolu T Tipi Cezaevi’ndeki Faruk Belkavli’nin beraberindeki Sivas sanığı Erkan Çetintaş ile kantin sorununu anlatmak için kuruma yeni atanan müdürün huzuruna çıktıkları sırada “Siz kendinizi ne zannediyorsunuz, siz kimsiniz” şeklinde küstah sözlerle azarlayıp bağırması üzerine, Belkavli’nin gözyaşlarına hakim olamadığı bildirildi. Kantinden ücreti mukabil talep edilen meyve ve sebzelerin tedarik edilerek Sivas davası sanıklarının koğuşuna verilmemesiyle ilgili yaşanan sorunda kurum müdürünün mazlumlara bağırıp hakaret etmesinin ardından Sivas mazlumu Belkavli’nin 2 aydır durmuş olan sara krizlerinin 2 gündür yeniden tetiklendiği aktarıldı.
Görüntülü arama onlara yok
Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Zafer Yelok ise 29 yıl sonra aileleriyle görüntülü konuşabilecekleri için kendilerine bir nebze ferahlık sağlayacak uygulamadan mahrum bırakılmalarının kendilerinde ceza içinde ceza hissi uyandırdığı kaydedildi.
3 farklı mazlumun 3 farklı cezaevinden ilettiği 3 farklı zulüm uygulaması vicdanları yaraladı. Mevlüt Atalay’a yaşatılan problemlerle ilgili başsavcılığın harekete geçerek tahkikat başlatacağı öğrenildi. Faruk Belkavli’ye hakaretleriyle ilgili ulaşmak istediğimiz kurum müdürü “tatilde olduğu gerekçesiyle” tarafımızla görüştürülmedi. Zafer Yelok’un aktardığı Sivas mazlumlarının görüntülü telefon görüşmesi hakkından muaf tutulmalarıyla ilgili ise Adalet Bakanlığı’nın harekete geçmesi bekleniyor.