3. iddianame

Abdurrahman Dilipak

Ve 100. duruşma geride bırakılırken 3. iddianamenin hazırlıkları da başladı..

Öyle anlaşılıyor ki, bu dava devam ederken birtakım kararlar verilecek, ama yeni iddianamelerle bu dava daha bir süre devam edecek.

Şimdi sırada Alevi Ergenekonu var. Sivas ve Başbağlar olayı ortaya çıktığında, “Alevici”lerin karanlık tezgahları da ortaya dökülecek..

Daha işin siyasi boyutu, sermaye boyutu, STK ve media boyutu ortaya çıkmadı. Bunların da eli kulağında..

Bu yapının envanteri de ortaya çıkartılmış durumda. 20 bin civarında potansiyel sanık var.. Her yerde varlar.. Bunlardan 2 bin kadarı karar verici, yönetici konumda.. Çok sayıda kullanılan insan var.. Çatlı grubu 700 küsür kişiden oluşuyor..

Bu Askeri Şûra’da bir “mıntıka temizliği” bekleniyor.. Ardından kafa tutanlar, yeniden toplanmaya başlayacak. TSK’da hâlâ her seviyede bu yapı içinde insan var.. Bu yapının tasfiyesine karşı çıkanlar % 10 bile değil.. Silah bırakanlara dokunulmayacak ve yakın takibe alınacak..

Şimdi ortada yeni bir sorun var.. Bu yapı içinde bulunup yabancı istihbarat örgütleri ile şöyle ya da böyle bir şekilde temas kuranların, o örgütlerin yanına kaçma ihtimali..

Ersöz’ün Moskova macerası da buna bir örnek. Ya da kimilerinin Almanya’ya gitmesi, kimilerinin İngiltere’de olması bu ihtimali akla getiriyor..

Apo’nun uzun yolculuğunda Rusya, Yunanistan, Suriye... herkes işin içindeydi..

Yabancı istihbarat örgütleri bu adamları yanına alıp, bu kişilerin ellerindeki bilgi ve belgelere sahip olurlarsa, tehdit ve şantajlarla ortalık karışabilir..

En azından bu istihbarat örgütleri, yarın kendileri ile ilgili bilgi ve belgelerin ortaya çıkması söz konusu olduğunda pazarlık edebilmek için bu kişileri yanlarına almak isteyebilirler..

On binlerce kişiden oluşan illegal bir yapıdan söz ediyoruz..

Bu istihbarat örgütlerinin, silah, uyuşturucu ya da birtakım illegal işlerinde kullandıkları kişileri ortadan kaldırmak için düğmeye basması da mümkün..

Madem bu yapı tasfiye ediliyor.. Bazı kişiler güçlü konumlarını kaybediyorlar, içeride de aynı şekilde, bazı sermaye grupları benzer hesablar içine girebilirler..

Eğer petrol kaçakçılığı ve kayıt dışı iktisadi faaliyetler içindeki sermaye gruplarının izi sürülecek olursa, media ve sermaye içinde ciddi olaylar yaşanabilir..

Bu Askeri Şûra’dan sonra Ergenekoncuların direncinin biraz daha kırılması mümkün.. Ne kadar susarlarsa bu dava o kadar sessiz devam edecek, ne kadar çok konuşur, meydan okurlar, direnirlerse, o kadar aleyhlerine gelişecek ve yeni bilgi-belgeler ortaya çıkacak ve dalgalar gelecek..

GATA’dakiler aslında paçayı kurtarmış değil, bir bakıma rehin tutuluyorlar.. Bir süre sonra oradan da sıkılacaklar.. Korkunç bir psikolojik baskı altındalar.. “İstenmeyen adam”, TSK’nın sırtındaki bir kambur durumuna düşürüldüler..

Ergenekon içindeki hareket halindeki tüm fraksiyonlardan birer ikişer toplayacaklar. Sanki “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden, aleme ibret olsun diye alıp sanık sandalyesine oturtacaklar gibi..

Örgüt sanıldığından daha kolay çözüldü.. Ulusalcı geçinmelerine rağmen kimi Almanya, kimi Rusya, kimi İngiltere ile kanka çıktı. İsrail’le ve ABD ile içli-dışlı idiler.. Şimdi herkes kendi can derdinde. Birileri ya korkusundan ya da hâlâ uyanmamasından meydan okumayı, tehdit etmeyi sürdürüyor, ama artık onların da bazı gerçekleri görmesi yakındır..

Bu işlerden anlayan biri, Baykal’ın Ergenekon’un avukatlığına soyunmasını, Ergenekoncuların tabanını çalma girişimi, işlemsizleştirme operasyonu olarak görüyor.. Aslında MHP’nin de sanki benzer bir rolü var gibi.. DSP zaten ciddi bir varlık gösteremedi gitti.. DTP de AK Parti’yi bazı konularda hizaya sokmak için birileri tarafından sopa olarak kullanılmak isteniyor gibi..

Önümüzdeki günlerde bazı sermaye ve media grupları üzerinde baskıların yoğunlaştığını görürseniz şaşmayın..

CHP, Almanya konusunu fazla kaşıyor.. Almanya bağlantılı birtakım başka dosyalar ortalığa dökülürse, o zaman kimlerin canı ne şekilde yanacak görürsünüz.. Ergenekon’un Almanya ayağının ortaya çıkması yakın gibi sanki!

Yargıdaki direniş de, herhalde Eylül-Ekim’den sonra kırılır.. Hele bir adli tatil geçsin. Yaz tatilinden dönsünler, şu Askeri Şûra olsun, Eylül-Ekim’de de ne olacaksa olsun, o zaman onların da ayakları suya erer herhalde..

Yaz sıcağında Ergenekon çekilmez.. Hele rejim, laiklik ve irtica tartışmaları birkaç Ergenekon dostundan başka kimsenin çekeceği bir şey olmasa gerek..

Göreceksiniz, yıl sonuna doğru bürokraside emeklilik ve istifa taleplerinde patlama olacak.. Birileri umudları tükenince “yol yakınken” kentin kalabalık sokaklarında kaybolmayı daha akıllıca, güvenli bir yol olarak görecek.. Çünkü, gelen günler, geçen günleri aratabilir.. Kendin inmek varken, indirilmek ya da inmek zorunda bırakılmak pek iç açıcı bir durum olmasa gerek..

Selam ve dua ile..

VAKİT