Lokman Doğmuş / Haksöz Haber
8 Mayıs 1984 tarihinde Kaddafi’nin sarayının bulunduğu Bab Aziziye’yi basmak için Sudan’dan hareket eden grub bir iddiaya göre Amerikan istihbaratının Kaddafi’yi uyarması sonucu tedbir alması ile başarısız olmuş çıkan çatışmada bir kısmı öldürülmüş, yakalananlar da derhal idam edilmişti. Çatışmada öldürülen veya sonradan idam edilenlerin naaşlarının nerede olduğu bilinmiyordu. Devrimden sonra Trablus’taki Şara Zaviye Hastanesi’nde gizli bir buzdolabında bulunan kimliği belirsiz naaşların yapılan DNA testleri sonucu 1984’te meydana gelen çatışmada öldürülen Muhammed Said el Şeybani el Tamzini, Cemal Muhammed el Mısrati ve Halife İbrahim el Hammasi’ye ait olduğu tespit edilmişti.
Naaşların teslim edilmesinden sonra Cuma günü Trablus’ta Şehitler Meydanı’nda cenaze namazları kılındı ve cenazeler Tamzin ve Cadu’da toprağa verildi. Naaşların Şehitler Meydanı’na getirilmesi esnasında tekbir getiren topluluk “şehitlerin kanı boşa akmaz” şeklinde slogan attı. Cenaze namazına Libya Meclis başkanı Nuri Busehmin, bazı hükümet ve meclis üyeleri, şehitlerin bağlı oldukları Libya Milli Kurtuluş Cephesi üyeleri ve kalabalık bir grup hazır bulundu. Meclis başkanı Nuri Busehmin burada yaptığı konuşmada merasimin eski sistemin insana saygısızlığı ve tuğyanının boyutunu gösterdiğini söyledi.