29 Ocak 1988’de Yunanistan’da ne yaşandı?

Yunanistan makamları, 29 Ocak 1988’de Türk adı bulunan dernekleri kapatmak için çeşitli adımlar atmıştı!

HAKSÖZ HABER

Coğrafya tanımayan ırkçılık, maruz kalanın mağdur olmasına sebep olan ama yine de mağdurların başkalarına benzer muamelede bulunabildikleri bir türlü önüne geçilemeyen bir virüstür!

Yahudilerin yaşadıkları herkesin malumu. Nazilerin tehcir politikalarıyla soykırıma uğrayan Yahudiler bugün Siyonist devletin gücünü kullanarak aynı ırkçılığı Filistinli Müslümanlara uygulamaktadır. Ermeni toplumu da tehcire maruz kalmış ağır şartlara binlerce can kaybedilmiştir. Bunun yanında Ermenistan ulus devleti Karabağ’da Azerileri katletmekten geri durmamıştır…

Örnekler çoğaltılabilir. Netice olarak ırkçılık dünyanın her yerinde insanlığı yok oluşa sürükleyen bir beladır!

Balkanlar’da yaşananlar ise şöyle bir sözün söylenmesine sebep olmuştur: Dünyanın neresinde bir acı varsa önce Balkanlar’da yaşanmıştır! Osmanlı’nın yıllarca barış içinde yönettiği bölge Osmanlı’nın çekilmek zorunda kalmasından sonra Müslüman katliamı her yere yayılmıştır. Bosna’da yaşananlar işin özünde buzdağının görünen kısmıdır.

Balkanlar’da Arnavutluk, Karabağ, Makedonya, Bulgaristan’da da çok ciddi katliamlar ve soykırım politikaları uygulandı. Bunların bir kısmı bugün hala geçerliliğini korumaktadır. Dini, etnik ve kültürel soykırıma uğrayan Balkan Müslümanlarının yaşadıklarının kısa bir özeti ise 29 Ocak 1988 tarihinde yaşanmıştır.

1988’de Batı Trakya’da dayanılmaz hale gelen siyasi ve sosyal baskıların sonucu olarak Batı Trakya Türkleri 29 Ocak günü bir yürüyüş düzenlemiş ve yürüyüş polisin müdahalesiyle olaylara dönüşmüştü. Olaylarda çok sayıda Batı Trakyalı Türk yaralanmış ve Gümülcine’de Türklere ait ev ve işyerlerine saldırılar düzenlenmişti.

Yunanistan’ın bölgedeki Müslüman azınlığın varlığını tanımaması, camilerin kapatılması, dil eğitiminin engellenmesi gibi zulümler artık dayanılmaz hale gelince kalabalık topluluklar halinde yürüyüşler düzenleyen Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlıklar daha fazla şiddete ve baskıya maruz kalmış ve adında "Türk" ibaresi yer alan dernek ve STK'lar kapatılmak istenmiştir!

“Tek suçumuz Yunanistan’da Türk olmak” pankartıyla yürüyüş düzenleyen azınlık grubun yaşadıklarından çıkartmamız gereken çok fazla ders var! Yunanistan’ın Türklere reva gördüğü muameleyi Türkiye’de azınlıklara veya mültecilere reva görmek isteyen medya ve siyasilere karşı ırkçılığın nasıl bir bela olduğunu haykırmamız gerekiyor.

İslami hassasiyetlere ve vicdani hasletlere sahip olan herkes Yunanistan’da Türklerin, Türkiye’de ise Suriyelilerin yaşadıkları zorbalığa karşı durmak zorundadır! Kardeşlik ve adalet karşısındaki sorumluluk bunu gerektirir!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!