28 Şubat Davasının tutuklu sanıklarından dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, haklarında dava açılmasıyla ilgili, 28 Şubat sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nce verildiği iddia edilen brifinglerle ilgili, "Brifingler bilgilendirme maksadıyla yapılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri eğer ülkede bir tehdit varsa bunu anlatır. Bu dönemde de irtica tehdidi vardı" dedi.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada sanıklar savunmalarını yapmaya devam ediyor.
Dünkü duruşmada savunmasını yapan Çevik Bir, mağdur ve diğer sanık avukatlarının sorularını yanıtladı.
Duruşmada, sanık avukatlarından Levent Özçelik, Bir'e "Dünkü savunmanızda 'Batı Çalışma Grubu'nda (BÇG) görev alan personelin, seçilmiş, özel görevli olmadığını ifade ettiniz. Bunların özel bir iletişim ağının olmadığını' söylediniz. BÇG'de görev alan personel için özel bir tanıtım kartı çıkarılmış mıdır?" sorusunu yöneltti.
Çevik Bir, BÇG'nin çalışma alanına güvenlik kapsamında herkesin giremediğini belirterek, bu soruyu personelde görev yapmış çalışma arkadaşlarının daha iyi bileceğini söyledi.
"Özel emir vermemiz imkansız"
Sanık avukatlarından Müşteba Aydın'ın, "Müvekkilim Cengiz Çetinkaya'yı, Sincan Cezaevi'ne gelmeden önce tanıyormuydunuz? Müvekkilim size herhangi bir evrak getirdi mi yada verdiniz mi?" sorusuna Bir, "Bu arkadaşı, burada tanıdım. Soyadını bile hatırlamıyorum. Bizim kişilerle muhatap olmamız, özel emir vermemiz imkansızdır" cevabını verdi.
Avukat Aydın'ın, "Tansu Çiller'in 'şerefsiz onbaşı' lafı üzerine Genelkurmay Adli Müşavirliği, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. Bunu hatırlıyormusunuz? Bu emri siz mi verdiniz? Çiller'in bu sözüne karşı bir kampanya yürütülmesi emriniz var mı?" sorusu üzerine de Bir, "Ben böyle bir emir verdiğimi hatırlamıyorum. Böyle birşeyden haberdar değilim" karşılığını verdi.
Müşteki avukatlarından Yunus Akyol'un, "28 Şubat döneminde, Malatya'da bir köyde fişleme yapıldığından haberdar olup olmadığı sorusu üzerine Bir, "Genelkurmay ikinci başkanının böyle bir sipesifik olayı duyması imkansızdır. Bir belge gösterilmeden bu olayın söylenmesi doğru değil" şeklinde yanıtladı.
"Gereği yapılıır"
Sanık avukatlarından Mustafa Öztürk'ün, "Sanık Ahmet Dağcı, emirler doğrultusunda BÇG'de görevlendiriliyor. Ahmet Dağcı bu emre itaat etmezse bu kişiyi emre itaatsizlikten mahkemeye sevk edebilir misiniz?" sorusunu Bir, şöyle cevapladı:
"Böyle birşeyin yaşanacağını düşünmüyorum. BÇG'deki görevin nasıl kişiler tarafından yapılacağını en iyi bilen arkadaşlarımızdır. Burada görev yapmayacak olurlarsa, bu sıralı komutanlar tarafından değerlendirilir ve gereği yapılır. Sıralı komutanları tarafından bilgi verilir, üst komutanın da izni alınarak dava açılır."
Bir, bu süreçte emre itaatsizlikten bir dava açılıp açılmadığını hatırlamadığını söyledi.
"Tehdit varsa anlatılır"
Müşteki avukatlarından Enis Günay, iddianamedeki bir belgeyi örnek göstererek, "değişik mezhep ve tarikatlara ilişkin bilgi ve isimler toplandığını, bunun BÇG'nin görevi olup olmadığını sordu.
İddianamedeki belgeye bakan Çevik Bir, soruyu, belgenin altında isimleri bulunan arkadaşlarına sormasını istedi.
Avukat Günay'ın, 28 Şubat döneminde başı kapalı olanlarla ilgili işlem yapılması telkininde bulundunuz mu? Milli Eğitim Bakanlığı'na bir brifinginiz var mı? Böyle bir göreviniz var mı?" sorusuna Bir, "Brifingler bilgilendirme maksadıyla yapılmıştır. Böyle sipesifik konularla ilgisi yok. Türk Silahlı Kuvvetleri eğer ülkede bir tehdit varsa bunu anlatır. Bu dönemde de irtica tehdidi vardı" karşılığını verdi.
Müşteki avukatlarından Yılmaz Bölükbaşı'nın, "Refah Partisi'ne psikolojik harekat yapıldığı, kamuouyunun etkilenmeye çalışıldığı söylenmiştir. Bunun için altyapı ve bilgi bankası oluşturulmuş mudur? Basın yayın kuruluşları, hakim ve savcılar brifinglerle yönlendirilmiş midir?" sorusunu Bir, "Brifing bilgilenidirme amaçlıdır, ortada bir irtica tehdidi var. Bu brifinglerin metinlerinde sormuş olduğunuz soruların sipesifik konuları yok" diye yanıtladı.
"Islak imza gösterilmedi"
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal'ın, "Daha önceki ifadelerinizi tekrarlıyor musunuz?" sorusuna Bir, şu yanıtı verdi:
"Aradan 15 sene geçmiş aklımızdan geçmeyen bir olayla aniden karşılaştık. Rahmetli bir gazetecinin yazdıklarını görünce 'bu olacak' dedik. Savcılıkta bize sorulan sorular açık açık gösterilmedi. Hiçbir dökümanın, BÇG tarafından hazırlanan ıslak imzalısı gösterilmedi.
İran konusu soruldu? İran irticanın geliştiği bir yer ve irtica ihrac ediyor. Aklıma gelmeyen konularda öylesine cevapladıklarım oldu.15 sene geçtikten sonra aklımızda kalanları söyledik. Kendimizi eğittik, hazırlandık. 15 sene geçmiş kişileri hatırlamıyorsunuz. İddianamenin abartılmış olduğunu düşünüyoruz, ama doğru kısımlarını da alarak hazırlandık ve çıktık."
(AA)