Fırat Aklaç / TARAF
İstanbul’da yaşayan Halil Kantarcı, 28 Şubat’ta henüz çocukken İstanbul DGM tarafından idam cezasına çarptırıldığını hatırlatarak, “28 Şubat davasına müdahil olacağım” dedi.
Kantarcı, 1995’te henüz 15 yaşındayken Milli Gençlik Vakfı’na üye olduğu, oturduğu mahalledeki meyhanelere saldırdığı ve tehdit ettiği iddiasıyla İstanbul’da gözaltına alındı. Günlerce Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde işkenceye maruz kalan Kantarcı, beş çocukluk arkadaşıyla birlikte İstanbul 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılandı. 18 Şubat’ta arkadaşlarıyla birlikte mahkemeye çıkarılan Kantarcı ve arkadaşları hakkında savcıdan mütalaa istendi ve duruşma 28 Şubat’a ertelendi. Ankara’da MGK toplantısı yapılırken, DGM de Kantarcı ve arkadaşları hakkında idam cezası verdi.
“Çocuk yaşta idama çarptırıldım”
Başından geçenleri Taraf’a anlatan Kantarcı, 17 Şubat 1997’de dönemin 1. Ordu Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun DGM’ye gelerek Mahkeme Başkanı Şerafettin İste’yi ziyaret etmesinin ardından yargılamaların hızlandırıldığını iddia etti. Kantarcı o günleri şöyle anlattı: “28 Şubat günü mahkeme benim hakkımda idam cezası verdi. Sonra dosya Yargıtay’a gönderildi ve karar bozuldu. Bu dönemde yasalarda değişiklik yapıldı ve dosyamız Çocuk Mahkemesi’ne gönderildi. Burada ise zamanaşımından dava düştü. Ama tüm bu süreçte ben sekiz yıl üç ay cezaevinde kaldım. Toplam beş cezaevi dolaştım ve ailem çok mağdur oldu. Bu kadar yargılamanın ardından dosyamda hiçbir delil kanıtlanamadı.”
Yargı kararları iptal edilmeli
28 Şubat soruşturmasına müdahil olacağını belirten Kantarcı, döneminin yargı kararlarının da ele alınması gerektiğini belirterek, “O dönemden kalan bazı davalarım devam ediyor. Yargıtay’da olan dosyalarım var. 28 Şubat yargı kararları iptal edilmeli. Bunlar yapılmadan 28 Şubat ile hesaplaşma olmaz” dedi.