28 Şubat sürecinde halkı hedef alan ve Müslümanlara kendi öz vatanlarında parya muamelesi yapan cuntacı paşalar “ileri yaş’ gerekçesiyle tutuklu oldukları cezaevlerinden bir bir tahliye olurken, iftiralarla ve düzmece belgelerle zindanlara atılan alnı secdeli mazlumların feryadı görmezden geliniyor. Tutuklu kaldığı cezaevinde hayatını kaybeden darbeci Vural Avar’ın ölümünün ardından harekete geçen Adalet Bakanlığı’nın hasta ve yaşlı hükümlüler için yayınladığı genelge sonrası geçtiğimiz günlerde darbeci Hakkı Kılınç tahliye edilirken, şimdi de 28 Şubat’ın cuntacı generallerinden İlhan Kılıç ile Kenan Deniz’in cezaları ‘kocama hali’ gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Kararı ile kaldırıldı.
Bu tahliyelerden sonra gözler bir kez daha 28 Şubat zalimlerinin hüküm sürdüğü dönemde cezaevine atılan ve hastalıklarla mücadele eden mazlumlara çevrildi. Adli Tıp Kurumu 3’üncü Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun raporu ve Anayasanın 104. Maddesi’nin 16. fıkrası gereğince darbeci Kılıç ile Deniz’in tahliye edilmesi maşeri vicdanda kabul görmezken, kamuoyundan, aynı kurumun ‘zindanda öl raporu’ verdiği Sivas mazlumu Faruk Belkavli ile Şeyhmus Alpsoy, Hamit Çöklü, Ahmet Arslan, Mehmet Sıddık Durgun, Ömer Faruk Gez, Yasin Demir ve Mehmet Olam gibi yaşlı ve hasta mahkumlara ayrım yapılmaması çağrısı geldi.
“Adli Tıp'tan umudumuzu kestik”
Konuyla ilgili akit’e konuşan Sivas mazlumu Bülent Düvenci’nin eşi Buket Düvenci, şunları dile getirdi: “Biz yıllardır uğraşmamıza rağmen dosyaları açtıramadık. Bizim davadakilerin hepsi yakın zamanda Adli Tıp’a gönderilmiş ama ret gelmiş. Bülent için henüz red gelmedi. Avukatımız hastaların tahliye edildiği yeni yasadan bir başvuruda bulundu ama bir şey beklemiyorum. Ne hastalık, ne yaşlılık bizim akrabalarımızı çıkarmaya yetmiyor. Eşime de söyledim; ‘Artık gidip eşlerimizin cenazelerini alacağız’ diye. Bu duruma getirdiler. Bizim davaya kulaklarını sağır gözlerini kör ettiler. Eşimde şu demans başlangıcı var. Bacaklarda kireçleme, tansiyonu var. Kalp kapakçığı yüzde 46 çalışıyor. Acilen by pass olması gerekiyor. Biz, eşimi hastalandırıp da Adli Tıp raporu istemedik. Aysel Tuğluk da demans yüzünden tahliye edildi. Adalet bu mu? Darbeci de HDP’li de tahliye oluyor ama biz bu engeli aşamıyoruz. Şimdiye kadar 30 yıl kim yattı? Mazlumların hali neden görülmüyor. Biz af istemiyoruz, dosyaları açsınlar. Adli Tıp doğru rapor hazırlasın. Bu kadar mı zor?”
“Mazlumlar da tahliye edilmeli”
HAKDER Genel Başkanı Av. Bülent Demir de, şunları ifade etti: “28 Şubat davasının avukatı olarak, binlerce mağduru temsilen 5 yıl Ankara’daki duruşmalara katıldım. Ayrıca hem 28 Şubat mağduru hem de TSK’da 20 yıl üniforma giymiş bir subay olarak bu karaları ve cuntacıların ‘ileri yaş’ gerekçesiyle cezaevinden tahliye edilmelerini uygun bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Bu kararlar hem hukuka hem adalete hem hakkaniyete hem de kamu vicdanına uygun değildir. Bundan sonraki tüm darbe heveslilerine bir cesaret verecektir. Bu darbecilerin cezalarını cezaevlerinde eksiksiz çekmesi gerekmektedir. Yaş gerekçe olarak ileri sürülemez. Bunu kabul etmiyorum. Öte yandan, 28 Şubat mağdurlarının sesi duyulmazken, cezaevlerinde çok ağır hasta olan mazlumlar adeta ölüme terk edilmişken, paşaların tahliye edilmesi bir çifte standarttır. Bu kabul edilemez. 28 Şubat mağduru olan cezaevindeki tüm mağdurların, çifte standarttan uzak bir şekilde tahliye edilmesi gerekir.”
“Benim insanım insan değil mi?”
İşadamı ve Aktivist Doğan Kasadolu ise, şunları söyledi: ‘28 Şubat generalleri tutuklandı’ diye vaveylayı koparıyorlar, öbür taraftan senelerce içeride yatan insanımız var. Ne yapmış bu insanlar? Geçmişte Ahmet Turan Kılıç dede gibi hasta bir adamı tahliye ettiler diye malum cenah kıyameti koparmadı mı? ‘Gericiyi saldınız’ diye ortalığı ayağa kaldırmadılar mı? Oysa tahliyesinden 10 gün sonra vefat etti. Hakeza Faruk Belkavli cezaevinde sefalet içinde. Bu ve benzeri mazlumlara yazık değil mi? Yaşlı generaller tahliye oluyor diye hepsi bayram ediyor. Fakat bizim insanımıza, mütedeyyin kişilere neden sahip çıkmıyorlar? Kaldı ki bu mazlumlarla ilgili adil yargılama olmadığı ortada. Bu mazlumların da tahliye edilmesi gerekiyor. Mazlumlar güya darbe yapacaklarmış. Esas Madımak otelini ve aydınları yakanlar kimdi? Onları yangından kurtarmayan yönetim kimdi? Onu sorgulamak lazım.”