“28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin!”

İslami kuruluş temsilcileri başta Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur olmak üzere 28 Şubat sürecinin siyasi mahkûmları için özgürlük istediler.

Birçok İslami kuruluş, 28 Şubat sürecinin mağdurlarından olan ve 7,5 yıldır hukuksuz yere hapis yatan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur için bir araya geldi. Mazlum-Der İstanbul Şubesinde toplanan kuruluş temsilcileri ortak bir basın açıklaması yaptılar.

28 Şubat darbesi sürecinde Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’un avukatlığını yapan Av. Cüneyt Toraman, basın toplantısında, Malatya davasında 28 Şubat yargısının "ihtimaller ve siyasi kararlarla" bu insanları mahkûm ettiğini söyledi. Toraman, kendisine yöneltilen bir soru üzerine “Dava sürecinde Fahri Memur hayali bir örgütün hayali silahlı kanat sorumlusu olarak yargılandı, hem de İstanbul’da yaşıyorken. Malatya’da babasından kalmış yıllardır kullanılmayan bir silah mahkûm edilmesinde delil sayıldı. Bu davayı Cem Yılmaz mizah kitabı olarak yazsaydı en çok satılanlar arasına rahatlıkla girerdi.” dedi.

Toraman’ın ardından konuşmaya başlayan Zekeriya Şengöz’ün avukatı Şadi Çarsançaklı, “Mahkeme beraat kararı vermiştir ve beraat kararı 20 sayfadan oluşmuştur ancak bu beraat kararı 4 satırlık Yargıtay kararıyla iptal edilmiş ve mahkûmiyetleri infaz edilmiştir. Bu da bir hukuk cinayeti olarak tarihe geçmiştir. Bu durum darbelerin oluşturduğu yargı mekanizmalarının durumlarını da ortaya çıkaran üzüntü verici bir örnektir.” dedi.

Çarsançaklı, o dönemde Malatya’da bulunan İslami Dayanışma Vakfı’na yapılan bağışların dahi suç sayıldığını söyledi.

O dönemde dava sanıkları arasında yer alan Anadolu Platformu YİK Başkanı Ramazan Kayan, “Bu dava İstiklal Mahkemelerinin modern versiyonudur. Ben insanlara İslami bilinç kazandırmaya çalıştığım için idam ile yargılandım. Böyle bir dönemin varlığını, bu dönemde yaşananları gençler unutmamalıdır. 28 Şubat sürecinde Malatya’da yaşanan operasyon Türkiye’deki Müslümanları sindirme operasyonudur. Biz o dönemde irtica yaygaralarıyla 62 milyar doların nerelere gittiğini iyi biliyoruz. Biz merhamet istemiyoruz, sadece adalet ve iade-i itibar istiyoruz!” dedi.

Toplantıya Fatih Akıncıları adına katılan Mehmet Şahin, “28 Şubat süreci Müslümanlara yönelik bir sindirme operasyonudur. Eğer hükümet darbelerle yüzleşme söyleminde samimiyse hukuki düzenlemeler ivedilikle yapılmadır.” dedi.

Toplantıya Özgür-Der adına katılan Hamza Türkmen, “Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’un davasındaki savcının Ergenekon Terör Örgütüyle ilişkileri incelenmelidir.” dedi.

28 Şubat sürecinde birçok mağdurun da avukatlığını yapan ve halen İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Yönetim Kurulu Üyesi olan Av. Gülden Sönmez, “Ben bütün başörtülüler adına verdikleri mücadelen dolayı ve onurlu duruşlarından dolayı bedel ödeyen Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’a teşekkür ediyorum. Bizler Zekeriya Şengöz’ün onurlu duruşuna şahidiz.” dedi.

Araştırma Kültür Vakfı adına toplantıya katılan Cevat Özkaya, “Darbe dönemlerinde yargı brifinglerle yönetilmiştir, Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur davasında da olan bundan başka bir şey değildir, emir komuta zinciri dahilinde mahkum edilmişlerdir.” dedi.

Medeniyet Derneği adına konuşan Kazım Sağlam, “Bu kararı verenleri Allah’a havale ediyoruz, Zekeriya Şengöz hiçbir şart ve baskı altında müslümanların başını yere eğdirmemiştir.” dedi.

AKABE Vakfından Nasuhi Günay, Mustafa İslamoğlu’nun selamlarıyla toplantıya katıldığını ve bu adaletsizliğin bir an önce bitirilmesi gerektiğini söyledi.

İnsan ve Medeniyet Hareketi adına toplantıya katılan Fesih Kaya, Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’un insanlığa hizmet etmekten başka gayesi olmayan insanlar olduğunu ama 28 Şubat’ın onlar gibi insanları yok etmek için yapılan bir tezgah olduğunu belirtti.

Hikmet Vakfı adına toplantıya katılan Hüseyin Tüzgen, Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur için, “Onlar dik durdular, onlar korkmadılar, ölseydiler şehit olurdular, hapisteler ama onlar kahramandırlar.” dedi.

Basın açıklamasına katılan vakıf ve derneklerin temsilcilerinin konuşmalarının ardından Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar ortak basın açıklamasını okudu.

Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’a destek için toplantıya katılan dinleyiciler de ellerinde “Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’a Adalet! Hemen Şimdi!” yazılı dövizler taşıdı.

BASIN AÇIKLAMASI TAM METİN:

28 ŞUBAT SİYASİ YARGI KARARLARI İPTAL EDİLSİN!

28 ŞUBAT MAHPUSLARINA ÖZGÜRLÜK!

28 Şubat darbesi sürecinde, İslami kimlikleri ve çalışmaları ile öne çıkmış, başörtüsü yasağı dâhil uygulanan zulüm ve haksızlıklara karşı fikir beyan eden, protesto gösterilerine katılan insanlar, vakıflar ve dernekler aileleriyle ve çevreleriyle birlikte baskı ve haksızlıklara maruz kalmış, medya, asker ve yargı kıskacında işkenceye ve linçe tabi tutulmuşlardır.

İnsanların aylarca fiili ve psikolojik işkenceden geçirildiği bu süreçten, Malatya’da vakıf çalışmaları yürüten İslami Dayanışma Vakfı ve yöneticileri de nasibini almıştır.  Aynı  zamanda vakfa yakınlığı ile bilinen İstanbul, Bursa, Gaziantep, Adıyaman, Kayseri, Hatay, Ankara, Ağrı, Van ve diğer  illerde  partner kuruluşlar olarak faaliyet gösteren vakıf ve dernek yönetecilerine yönelik operasyon düzenlenmiş, 44 ilde 550 kişi göz altına alınmıştır. Bu süreçte vakıf, dernek ve iş adamlarının mal varlıklarına el konulmuştur.

Malatya Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, halen Malatya Cezaevinde mahpus bulanan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur ile kamuoyunun yakından tanıdığı Ramazan Kayan, Mehmet Duman, Davut Güler, Turgay Aldemir, Namık Şahin, Bayram Babacan, Nurettin Kayan ve daha pek çok insan hakkında:

“(…) belirli yerlerde bir araya gelerek toplandıkları ve illegal yollardan kurulan şirketlerde legal olarak çalışmak için vakıf kurdukları (…) Örgüt üyelerinin, İslami Dayanışma Vakfı adı altında konferans, seminer ve toplantı düzenledikleri ve böylece taban genişletme çalışmalarında bulundukları…”

gibi iddialara yer verilmiş, bu insanlar Malatya 1 Nolu DGM’de “dine dayalı devlet düzeni kurma” isnadı ile yargılanmışlardır. Suçun oluşmadığı kanaatine varan DGM’nin Beraat Kararı, savcı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 9. Dairesi tarafından bozulmuştur.

Yargıtay, yargılanan isimlerin “(…)bugün olmasa bile uzun vadede Anayasal düzeni yıkıp yerine Şer-i esaslara dayalı bir devlet yapısı kurmak için illegal faaliyetler içerisinde olabilecekleri…” ihtimaline dikkat çekmiş ve birçok insan bu sebeplerle mahkûm edilmiştir.

Bugün gelinen noktada, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu çalışması ile Malatya Davasında adil yargılamanın yapılmadığı, kararın siyasi olduğu, ihtimale dayalı değerlendirmelere itibar edilerek hüküm kurulduğu tespitlerine yer verilmiştir.

Aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak, insan hak ve hürriyetlerinin temini ve adaletin tecellisi için, millete ve onun değerlerine karşı bir kalkışma olan 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptali yanında ;

- Malatya Davası’nda ihtimale binaen 7,5 yıldır mahpus olan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur’un bir an önce özgürlüklerine kavuşması için gerekli adımların atılmasını,

- 28 Şubat sürecinde siyasi ve askeri güçlerin yargıya olan etki ve baskısı neticesinde haksız ve mesnetsiz suçlamalarla mahkûm edilen insanların haklarının iadesini, iade-i itibarlarının sağlanmasını, hukuksuz yargılama ve uygulamalardan doğan zararların tazminini, sorumluların hesap vermesini, bu amaca yönelik kanuni ve idari düzenlemelerin bir an önce gerçekleştirilmesini,

istediğimizi kamuoyu önünde deklare ederiz.

---------------------------

İMZALAR:

Akabe Vakfı
AKDAV
AKV
Anadolu Platformu
Anadolu Öğrenci Birliği
Fatih Akıncıları
Hikmet Vakfı
İHH, İnsan ve Medeniyet Hareketi
Mazlum-Der
Medeniyet Derneği
Özgür-Der

Basın Açıklaması Haberleri

Türkiye’nin göç raporu yayınlandı
“Çocuk katliamlarına, ayrımcılık ve şiddetine dur de!”
İslami STK'lar: Gazze için meydanlara inmekten vazgeçmeyeceğiz
Ey Sisi, Gazze halkının açlık ve susuzluktan ölümünü daha ne kadar seyredeceksin?
ANFİDAP: “Sisi Gazze’deki soykırıma sessiz kalma utancından kurtulmalıdır”