28 Şubat İddianamesinden İlginç Ayrıntılar

28 Şubat soruşturmasına ilişkin iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesinin ardından, iddianamede yer alan çarpıcı detaylar gün yüzüne çıkmaya başladı.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği 28 Şubat iddianamesinde, Orgeneral Teoman Koman imzalı belgeler de yer aldı. Söz konusu belgelerde 'İbadet bir ihtiyaç olsa da, devlet mevzuatı resmi dairelerde cami ve mescit açılmasına cevaz vermemektedir' denildiği saptandı. Koman'ın en çarpıcı cümleleri ise şunlar oldu: 'Bundan böyle ihtiyaç halinde mescit açılabilirse bu büyük masraflarla cami yapımına gidilmeyecektir. Devlet parası sarf edilerek yapılan minareler yıkılacaktır. Cami ve mescit duvarlarında manası bilinmeyen eski Türkçe yazılar kaldırılacak, rahle, tesbih, takke gibi TSK kıyafet kararnamesine uygun olmayan malzemeler kullanılmayacak.'

CUNTAYA ÖZEL TELEFON HATTI

Genelkurmay'dan gelen CD'ler de iddianameye eklendi. CD içerisinde yer alan 'BÇG Tel.REH.DOC' dosyasına savcılık tarafından yaptırılan bilirkişi raporuna da yer verildi. CD üzerinde son işlemin 02.06.1997 tarihinde gerçekleştiği belirtilirken, BÇG'nin çalışma alanına özel bir dâhili telefon ağının olduğu belirtildi.

Belgelerin sızdırıldığı dönemde Emniyet İstihbarat Dairesi'nde çalıştığını belirten Kadir Sarmusak, emekli Albaylar Eser Şahan ile Mehmet Aygüner tarafından kendisinde İstihbarat Daire Başkan vekili Bülent Orakoğlu ile ilgili istihbarat toplama görevinin verildiği gerçeği de iddianamade yer aldı. Sarmusak bazı gazete haberlerinin Şahan ve Aygüner'in emirleriyle hazırlanarak bunların gazetelere ve televizyonlara servisi edildiğini ifade etti.

ÇEVİK BİR-İSRAİL İLİŞKİSİ

Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'in İsrail görüşmeleri de deşifre oldu. Çevik Bir'in İsrail Askeri İstihbarat Başkanı Tümgeneral Moshe Y. ile yaptığı 4 sayfadan oluşan gizli görüşmeler de Bir'in 'Asker olarak bizler Refah Partisinin iktidara gelmesi durumunda neler yapabileceği konusunda ilgili yerleri ikaz ettik. Bizim değerlendirmemize göre Refah Partisi İslami fundamentalizmi gerçekleştirmek istiyor. Türkiye'nin İran benzeri bir sisteme sahip olmasını arzu ediyor' sözleri yer aldı.

KIZLARININ AHLAKİ DURUMUNA ÇALIŞALIM

Yine iddianamede yer alan ‘Siyasal İslam’la Mücadele Planı’nda ise Refah Partisi’ne yönelik iftira ve karalamalara yer veriliyor.

Bu konuda PKK’yla mücadele yöntemlerinin kullanılması gerektiği tavsiye edilerek şunlar kaydediliyor: “TSK, MİT, Parlamento, yargı, eğitim kurumları, medya ve STK’ların yapacakları takvime bağlanmalı. RP daima kendini savunma pozisyonunda hissetmeli. Sürekli taarruz etmeliyiz. Siyasi İslam’ın ırz düşmanlığı gibi motifleri ön plana çıkartılmalı. Eşlerinin, kızlarının ahlaki durumlarına çalışılmalı. İslami hareketin liderleri hakkında dezenformasyon yapılmalı. Halkın İslami hareketten korkup nefret edeceği tanımlamalar kullanılmalı. Erbakan ve Şevki Yılmaz’ın hakaret içeren sözleri Levent Kırca’da hicvedilmeli.”

FADİME ŞAHİN, ALİ KALKANCI VE MÜSLÜM GÜNDÜZ... PSİKOLOJİK HARP

İddianamede, "Yazılı ve görsel basında sıkça kullanılan Fadime Şahin, Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz olaylarının da psikolojik harp unsuları olarak kullanılması planlanmıştır" deniliyor.

İddianameye göre , Refah Partisi'nin seçimlerde oy oranının giderek düşürülmesi ve "marjinal parti" olması hedeflenmiş.

Bir diğer ifade ise "Esas amaç sivrisinekleri yok etmek değil bataklıkları kurutmak. Bataklık ise imam hatip okullarıdır" cümlesi.

BATI ÇALIŞMA GRUBU İLAN EDİLİYOR

Aynı toplantıda Çetin Doğan da var. Doğan, "Batı Çalışma Grubu kurulmuştur. Yarından itibaren çalışmalara başlanacaktır. Bir emir yayınlanacaktır" diyor.

Batı Çalışma Grubu'nun şeması da iddianameyle ilk defa ortaya çıkıyor BÇG'nin iş paylaşımlarında ise her askere ayrı bir görev sahası verilmiş. Şema şöyle;

-YAZILI VE GÖRSEL BASIN

-ARAP ÜLKELERİ

-SİYASİ PARTİLER

-DERNEKLER

-HALKEVLERİ

-TARİKAT VE İBADET EVLERİ

-YÖK

-OKULLAR VE KURSLAR

-YURTLAR

-KAMU KURUMLARI

Haberler birimimde hazırlanıyordu

İddianamede, BÇG belgelerini Emniyet İstihbarat Dairesi'ne sızdırdığı gerekçesi ile hakkında dava açılan polis memuru ve denizci onbaşı Kadir Sarmusak'ın da ifadelerine yer verildi. Sarmusak'ın savcıya verdiği ifadelerde, Deniz Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı Güvenlik Kısım Amirliğinde göreve başladığında, bulunduğu birlikte gazete haberleri ve irtica ile mücadele eylem planlarının hazırlandığını belirtti.

Karadayı'ya BÇG dosyası sunulmuş

Daha önce BÇG yapılanmasından bilgisi olmadığını belirten Karadayı'yı yalanlayan belgeler de iddianamede yer aldı. İddianamede dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ya BÇG tarafından sunulduğu tespit edilen 'BÇG çalışmaları' isimli sıralı klasör içerisinde yer aldı. 'BÇG'nin kuruluşu bilgim dâhilinde değildir' savunması yapan Karadayı'ya sunulan belgelerde, 'Değerli Başkomutanımız, bilindiği gibi Zaman Gazetesi, sermayesi açısından çok ortaklı dinci bir kuruluştur' ibarelerinin de yer aldığı tespit edildi.

YÖK'teki yeşil ajanda deşifre oldu

Soruşturmada YÖK'ten talep edilen ve iddianameye eklenen belgeler arasında, 789 öğretim görevlisi, 38 öğrenci ve 56 memurdan oluşan yeşil ajanda da yer aldı. Söz konusu yeşil ajanda da yer alan isimlerin, 'Tarikat yanlısı', 'İrticai eğilimli' ya da 'Nurcu' diye fişlendikleri tespit edildi. Öte yandan YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın ortak kararı ile, Mısır El Ezher, Suudi Arabistan Medine İslam, Irak Bağdat ve Pakistan Karaçi Üniversitelerinin de fişlendiği belirtildi. İddianamede, söz konusu üniversitelerden mezun olan öğrencilerin denkliklerinin iptal edildiğine dair belgeler yer aldı.

Öğrencilerin geleceklerine Gürüz oyunu

İddianamede, dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz imzalı YÖK antetli, gizli kaşeli belgeler de yer aldı.Belgelerde, doktora ya da yüksek lisans öğrencileri ile araştırma görevlisi olarak yurtdışına giden kişilerin nasıl fişlendikleri ve gelecekleriyle nasıl oynandığı açıkça belgelendi. Belgelerde Gürüz'ün üniversite rektörlüklerine yazılar yazarak yurtdışına giden öğrencilerin geri çağrılması ve gözetim altında tutulmalarını istediği de görülüyor.

Abdullah Gül'e takip

1300 sayfalık iddianamede yer alan çarpıcı belgelerden birisi de 'Batı Olayları Başlıklı Belge' oldu. Belgede, dönemin Fazilet Partisi milletvekili olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile BBP Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun sıkı takip edilmesi gerektiği 'Radikal olarak bilinen milletvekilleri Abdullah Gül...' satırlarıyla ifade edildi.

Ajanslar

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu