28 Şubat Davasının 54. Duruşması Görülüyor

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandıkları davanın 54. duruşması başladı.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan emekli Tümgeneral Berkay Turgut, 1996 yılı haziran ayına kadar Genelkurmay Başkanlığında proje subayı olarak görev yaptığı, son olarak da 3. Ordu Kurmay Başkanlığı görevi yürüttüğünü belirtti.

"Adalet ile zulüm arasında ince bir sınır vardır" diyen Turgut, şöyle konuştu:
"Tek suçum bir bilgisayar çıktısında ismimin yazılmış olmasıdır. Bana tebliğ edilmemiş ve asla bana gönderilmemiş ve hayatımı mahveden bir bilgisayar çıktısı. Yaş kararıyla emekli edildim. Mesleğim elimden alındı. Gerçek anlamda 28 Şubat mağduru oldum. Üstün başarılarımdan dolayı 10 tane ödül, 75 tane takdir belgesi aldım. BÇG çalışmaları bünyesinde bana yapılan bir tebligat, bildirim asla olmamıştır. BÇG'nin içerisinde olmadım, çalışmalarına katılmadım, görev almadım. BÇG'nin çalışma alanını bilmiyorum, özel bir kart bana verilmedi."

İddianamede yer alan atılı suçları kabul etmeyen Turgut, o tarihlerde yurt dışında olduğunu savundu. Turgut, BÇG'ye giriş listesinde isminin yer aldığını ancak  telefon listesinde ismin bulunmadığını, bunun ise sayısal bir çelişki olduğunu öne sürdü. 

"Giriş kartı verme yetkisi Genelkurmay Genel Sekreterliğine bağlıdır. Söz konusu belge imzasızdı. Askeri yazışma kurallarına uymamaktadır" diyen Turgut, şunları kaydetti:

"Bu belgede ismimin geçmesi orada bulunduğum anlamına gelmez. İşlemediğim bir suçun, katılmadığım bir görevin hesabını vermiyorum. TSK'ya adımımı attığım günden beri yeminime bağlı kaldım. Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum. Demokrasiye gönülden inanan bir Türk subayıyım. Suçlamaları kesinlikle reddediyorum. Yüreğim ve vicdanım suçsuzluk konusunda son derece rahat. Neden tutuklandığımı o günden beri anlamış değilim. Adaletsizliğe son vermenizi ve ismimi tertemiz geri vermenizi istiyorum."

Savunmasının ardından Turgut'un sorgusuna geçildi.

Turgut, müşteki avukatlarından Emrullah Beydar'ın "Azerbaycan'dan döndüğünüzde BÇG'yi öğrendiğinizi söylemişsiniz. Nasıl oldu bu?" sorusuna "Basından öğrendiğim şeyler" diye karşılık verdi.

Turgut, müşteki avukatlarından Hüsnü Tuna'nın da  "Adalet ve zulüm ayrımına dikkat çektiniz. BÇG eylem planı doğrultusunda uygulanan evlenme cüzdanlarında başörtülü fotoğraf bulunan subay eşlerine sağlık karnesi verilmemesi gibi bir uygulama var. Bu uygulama adalet ve zulüm arasında nerede yer alıyor sizce?" sorusuna "Görev yaptığım süre içerisinde böyle bir şey olmamıştır" şeklinde yanıt verdi.

Tuna'nın, "Türkiye'de bir JİTEM gerçeği yaşandı. Bu JİTEM ile ilgili bir çok belgenin imzasız  ve mühürsüz olduğunu biliyoruz. BÇG'nin evraklarının da mühürsüz ve imzasız olması manidar değil midir?" sorunu üzerine de Turgut, "Bu konuyla ilgili hiçbir ilgim olmadığını, başka yerde çalıştığımı söyledim" dedi.

Turgut'un avukatı Selen Kılıç Ay, savunmasında, müvekkilinin suçsuz olduğunu, BÇG yapısı içerisinde yer almadığını öne sürerek duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti. 

Turgut'un diğer avukatı Akın Şenol ise BÇG çalışmalarının suç olmadığını düşündüklerini, zarar gören her insanın hakkını almasını istediklerini kaydetti.

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu