28 Şubat Darbesini İçeriden Anlattı

28 Şubat döneminde tutuklanan ve hala cezaevinde bulunan mağdurların hikayeleri Derdest adlı belgeselde toplandı.

Aylin İzmir / Yeni Şafak

28 Şubat sürecinde henüz küçük olan fakat ailesi ve yakın çevresindekilerin türlü mağduriyetler yaşadığına tanık olan yönetmen Kevser Çakır Demir, yaptığı belgesellerle yaşananları hafızalarımızda taze tutmayı amaçlıyor. “İkna Odaları” adlı belgesel ile üniversitelerde yaşanan başörtüsü zulmünü tanıklardan dinlememizi sağlayan Demir, bu kez “Derdest”in yönetmen koltuğunda oturuyor. 28 Şubat döneminde tutuklanan ve aldıkları cezalarla hala cezaevlerinde bulunanların hikayesini konu edinen yapımda, mağdur aileler yaşadıklarını anlatıyor. 28 Şubat'ın sadece Sincan'da tankların geçişiyle sınırlı olmadığını ve köklerinin 90'lı yılların başına uzandığını belirten Demir, “Belgeselimizde Sivas, Malatya, Selam-Tevhid, İslami Hareket ve Jack Kamhi Davası gibi davaları ele aldık. Müslümanlar 90'lardan itibaren irticacı, dinci, şeriatçı gibi suçlamalarla yaftalanmaya başlandı. Madımak Olayı'nda da aynı suçlama oldu. Tümden müslüman kesim suçlu ilan edildi. Biz de bu belgeselde, sürecin nasıl işlediğini ve haklı haksız ayırdetmeksizin derdest ettikleri bu insanların hikayelerini ele aldık. Amacımız, hapishanelerde unutulan kardeşlerimizin seslerini bir nebze olsun duyurabilmek ve onların adil yargılanmalarını sağlamak” şeklinde konuşuyor.

ZENGİN BİR ARŞİVİN ÜRÜNÜ

Yönetmen Kevser Çakır Demir, zaman zaman gündeme alınan 28 Şubat mağdurları konusunda kamuoyu oluşturmak için bu belgeseli yapmayı uygun gördüklerini belirterek “Yaşananları belgelemek adına bu belgeseli yapmayı uygun gördük. Belgeseli çekimleriyle birlikte yaklaşık bir yıllık bir süreçte hazırladık. İyi bir ekibin ürünü. İyi bir kütüphane çalışması sonucu zengin bir arşive sahibiz” diyor. 28 Şubat'ı birebir yaşamadığını fakat bu sürecin kendisinde derin izler bıraktığını ifade eden Demir “O dönemde evimizde geçen konuşmaları çok net hatırlıyorum. Aile dostumuz olan Rıdvan Kaya'nın aldığı ceza sonucu yurt dışına iltica etmek zorunda kalmasından, bir çok kişinin yazılarından ötürü ağır para cezalarına çarptırılmalarına kadar bir sürü şeyi hatırlıyorum ” ifadelerinde bulunuyor.

ARTIK SESİMİZİ DUYURABİLİYORUZ

Bilgi Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi bölümünü okurken de kısmi olarak başörtüsü mağduriyeti yaşadığını söyleyen Demir, sürecin devamının bir şekilde kendisine kadar bir sürü insanı da etkilediğini belirtiyor. Belgesel için görüştükleri ailelerde kırgınlık ve küskünlük olduğunu sözlerine ekleyen Demir, “25 yıldan beri içeride yatanlar var. Çoğu bu saatten sonra kim bize yardım edebilir ki psikolojisine sahip. Örneğin, bir aileyle görüşmek istedik, 28 Şubat sürecinde neredeydiniz diye bir tepki aldık. O dönem Müslümanların ellerindeki imkanların az olması sebebiyle, yaygın kanaatleri insanlar Hürriyet ve Aydınlık gibi gazetelerden ediniyordu. Artık bu değişti, kendi sorunlarımızı kendi iletişim araçlarımızla duyurma imkanımız var. 15 Temmuz da bize bunu gösterdi.” diye konuşuyor.

Mağduriyetler giderilmeli

Belgeselde 17 kişiyle röportaj yaptıklarını söyleyen Demir, Sivas davasında tutuklanan ve hala içeride olan Bülent Düğenci'nin eşiyle de görüşmüş. Demir “Bülent Düğenci otobüs şoförü. O gün olay mahalinden uzakta bir yer olan Yozgat'taymış. Otobüste 15-20 tanık da varmış. Hatta o gün kesilmiş trafik cezası da var. Tüm bunlara rağmen bir polis, ben bu kişiyi kolundan tanıdım, eylemde buradaydı, Madımak'ın önündeydi ve yakanlardan biri budur şeklindeki ifadesi sebebiyle yıllardır içeride. Düğenci 2042 yılında tahliye olacak. Yine bu süreçte insanların çoğu örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklandı. İçeride olanlar bu zulmü tek başına yaşamıyor. Bu insanların aileleri var ve bu aileler de mağdur durumdalar. Belgeselde bu konuları da işliyoruz. Belgeselde ayrıca 12 Eylül'de ceza alıp yurt dışına çıkan Selahaddin Eş Çakırgil ve Avukat Cüneyt Toraman gibi isimlerin görüşlerine de yer verdik” diyor. Demir, Sivas davasında karakola televizyon tamir etmeye giden 70 yaşlarındaki bir televizyon tamircisinin nedensiz bir şekilde tutuklandığını ve 90 yaşına gelmesine rağmen içeride olduğunu söyleyerek soyadı benzerliği nedeniyle yanlışlıkla tutuklananların da bulunduğunu sözlerine ekliyor. Daha pek çok ismin farklı sebeplerle cezaevlerinde olduğunu söyleyen Demir, “Balyoz davasında yargılananlar serbest bırakıldı. Hapishanelerden adam öldürme, tecavüz gibi suçlardan hüküm giymiş kimseler de dışarı çıkabiliyor. Ama kimliği dindar olan insanlar içeride. Her türlü derin yapılanmaların ortaya çıktığı böyle bir dönemde hükümetin bu mağduriyetleri gidermesi için, elini taşın altına koymalı” ifadelerini kullanıyor.

İşkenceler de belgeselde

Yapımda, gözaltılarda gerçekleştirilen işkencelere de yer verdiklerini belirten yönetmen Kevser Çakır Demir, 300'ün üzerinde müebbet hapis cezası almış kişilerin bulunduğunu belirtiyor. 15 Temmuz gecesi sokağa çıkanlarla mağdurların aynı kişiler olduğunu söyleyen Demir, “Örneğin Halil Kantarcı da bir 28 Şubat mağduruydu. Bu insanlar, Müslüman kimlikleriyle her zaman darbecilerle aralarına mesafe koydular ” diye konuşuyor. Derdest, 24 Eylül'de Ali Emiri Kültür Merkezi'nde izleyiciyle buluşacak.

Kültür Sanat Haberleri

Genç Birikim dergisinin Aralık 2024 sayısı çıktı
Vatanına dönerken yaşadıkları kadar ağır değildi yükü
“Made in Gaza: From Ground Zero” Savaş bölgesinde mahsur kalan film yapımcılarının sesi oluyor
Taksim Camii Filistin Kitap ve Kültür Günlerine ev sahipliği yapacak
Ümraniye Kitap Fuarı cumartesi günü başlıyor