2005’te Refik Hariri'ye düzenlenen suikast ile ilgili karar açıklandı

Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi, 14 Şubat 2005'te öldürülen eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin davasında kararını açıkladı.

Fatih Demir / Haksöz Haber

Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesinin kararında suikaste Hizbullah ve Suriye’nin doğrudan dahli olduğuna yönelik kanıt olmadığı belirtildi.

Mahkeme iki hafta önce Beyrut'u harap eden büyük patlamanın kurbanları için bir dakikalık saygı duruşuyla açıldı.

15 yıl önce Lübnan'ın başkentinde Hariri ve 21 kişinin hayatını kaybettiği bombalı intihar saldırısı nedeniyle Hollanda'daki mahkemede Hizbullah üyesi dört kişi gıyaben yargılanıyordu.

Lübnan Özel Mahkemesi'nin kararı başlangıçta 7 Ağustos olarak planlanmıştı, ancak 4 Ağustos'ta Beyrut'ta 177 kişinin ölümüne ve ülkedeki siyasi gerginliğin artmasına neden olan gübre deposu olarak kullanılan yerin patlamasının ardından karar salı gününe ertelenmişti.

Hizbullah'ın suikastte parmağı olduğu iddia edilen dört üyesi hakkında arama kararı vardı. Hizbullah Başkanı Hassan Nasrallah ise dört sanığı mahkemeye teslim etmeyi reddetmişti.

Davada neredeyse tamamen cep telefonu kayıtlarına dayanmaktaydı. Savcılar cep telefonu kayıtlarına dayanarak oluşturdukları iddianamede dört sanığın Hariri’ye suikast girişiminde bulunduklarını iddia ediyorlardı.

Dört sanıktan 56 yaşındaki Salim Ayyaş, Hariri'nin konvoyunun yakınında patlayan patlayıcılarla dolu bir kamyonun yer aldığı bombalı saldırıyı gerçekleştiren ekibe liderlik etmekle suçlanıyordu. Suikastle ilişkisi tespit edildi.

43 yaşındaki Esad Sabra ve 46 yaşındaki Hüseyin Oneissi'nin El Cezire haber kanalına uydurma bir grup adına sorumluluk üstlenen sahte bir video gönderdiği iddia ediliyordu.

54 yaşındaki Hassan Habib Merhi, suikast planlarına genel olarak katılmakla suçlanıyordu.

Dört sanık aynı zamanda Hariri ve diğer 21 kişinin "kasıtlı olarak öldürülmesi", bombalamada yaralanan 226 kişiyi öldürmeye teşebbüs ve terör eylemi için komplo kurmak gibi suçlamalarla karşı karşıyaydı.

Yargıç Re kararı okumaya başlarken, "Saldırı, Lübnan halkı arasında korku yaymak için tasarlanmış bir terör eylemiydi. Kişisel değil siyasi nedenlerle yapıldı," dedi.

Dört şüpheli, hüküm giymeleri halinde ömür boyu hapis cezasına çarptırılacak, ancak cezalar daha sonraki bir tarihte uygulanacak. Bir mahkeme sözcüsü, dörtlünün hüküm giyip hazır bulunmaması halinde mahkemenin tutuklama emri çıkaracağını söyledi.

Ancak Nasrallah geçen hafta Hizbullah’ın Lahey'in hemen dışındaki Leidschendam'da bulunan mahkemenin kararını görmezden gelineceği konusunda söylemlerde bulunmuştu ve "STL'nin kararlarından endişe duymuyoruz" dedi.

Bombalamanın beyni olduğu iddia edilen Hizbullah komutanı Mustafa Badreddine mahkeme tarafından suçlanıyordu. Ancak Mayıs 2016'da Şam bölgesinde öldürüldüğüne inanılıyor.

Savcılar yargılama sırasında Hariri'nin, Suudi Arabistan ve ABD ile müttefik olan Suriye Rejimine "ciddi bir tehdit" olarak algılandığı için öldürüldüğünü de ifadelerine eklediler.

Lübnan Haberleri

İşgal rejimi Lübnan'ın güneyinde evleri hedef alarak ateşkesi ihlal etmeyi sürdürdü
Fanatik siyonistler Lübnan topraklarına yerleşmeye çalışıyor
İşgal ordusu Lübnan ile olan ateşkesi ihlal etmeyi sürdürüyor
BMGK, BM'nin Golan Tepeleri'ndeki Ateşkes Gözlem Gücü'nün görev süresini 6 ay daha uzattı
DSÖ: Ateşkese rağmen Lübnan'daki sağlık sistemi büyük zorluklarla karşı karşıya