200 bin Suriyeli seçimi nasıl etkileyecek?!

Muhalefetin mülteciler üzerinden çok sık dillendirdiği iddialar bir bir boşa çıkıyor!

HAKSÖZ HABER

Popülizm siyasetin en düşkün halidir. Dezenformasyon yoluyla inşa edilen söylemlere kitleleri angaje etmek için duygu sömürüsü yapmak ise çok art niyetli bir harekettir!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vicdanları rahatlatan “mültecileri zorla göndermeyeceğiz” açıklamasından sonra yine dezenformasyona başvurdu. “Kendi milletinden umudu kestin, sığınmacı oyuyla mı kalmaya çalışıyorsun Erdoğan? Er ya da geç geleceksin kaçtığın seçime ve bu necip millet sığınmacı oylarına güvenmenin hesabını sana kesecek. Seçimin ertesi günü de 2 yıllık “Dönüş Planı” başlayacak. Bakalım el mi yaman bey mi!”  sözleriyle mültecileri yollayacağı vaadini yineleyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı ise mülteci oylarına güvenmekle itham etti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise ertesi gün yaptığı açıklamada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alan Suriyeli sayısını  açıkladı. Soylu, "Bugüne kadar kriterlerini sağlamak suretiyle vatandaşlık hakkı kazanan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Suriyeli sayısı 200 bin 950'dir" dedi.

“200 bin Suriyeli seçimi nasıl etkileyecek?” sorusu Kemal Kılıçdaroğlu’nun önünde duruyor. Biliyoruz ki sessizliği tercih edecek! Zira dezenformasyondan hareketle konuşmak bunu gerektirir. Akıl dışı iddialar ortaya atıp bu zehrin yayılmasını beklersiniz… 200 bin Suriye kökenli vatandaşın ne kadarının seçmen olduğu ise bambaşka bir soru olarak önümüzde duruyor! 

Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanlığı seçiminde desteklemek adına onun ırkçılığını görmezden gelen başta sol-liberaller ve bir takım muhafazakar yazar-çizerlere de ne desek boş! CHP Genel Başkanı başından beri ırkçı siyaseti körüklüyor ancak kimsenin bunu eleştiri konusu yaptığı dahi yok! Vicdanınızı mı yutkunuyorsunuz?

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!