2. Sovyet

Abdurrahman Dilipak

Bir arkadaş diyor ki: Derin devletin içinde “2. Sovyet” diye yeni bir yapı var ve 2. Sovyetçi Yahudiler için Türkiye İsrail’den daha önemlidir..

Biliyorsunuz, bir ara, İsrail’in kurulmasına giden yolda Türkiye’nin “1. İsrail” projesi olduğu tartışıldı.. Önce imparatorluğun yıkılması, sonra “İstanbul”un kontrol altına alınması için Cumhuriyet Projesi, Lozan öncesi tasarlanan ve Lozan’la son şekli verilen bir proje idi birilerine göre..

Sevr planı çöpe atıldı değil, uygulamaya konmadan kaldırıldı.. Hilafetle başka türlü başedilmesi mümkün değildir.. O zaman İngilizlerin bir halife çıkartmaları gerekiyordu.. Kontrollü bir “Hilafet devleti”ne ihtiyaç vardı. Bu da başka sorunlara sebep olacaktı. Onun için “Laik Türkiye Cumhuriyeti ve hilafetin bir şekilde laik devletin konntrolüne verilmesi” bir ara çözümdü..

Onun için arşivler kapalı, laikliğin hukuki bir tanımı yok hâlâ.. Çünkü bu derin gerçek ortaya çıkarsa, her şey bir anda tepe takla olabilir..

Ergenekon bunun için bir türlü tasfiye edilemiyor. Terör, irtica, darbeler , Maraş, Sivas, Çorum, Başbağlar hep bu derin gerçeğin tezahürleri olarak önümüzde duruyor..

Aradan yaklaşık 100 yıl geçti. Şimdi şartların yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor..

Bu arada AB doğdu, Sovyetler dağıldı..

NATO, CENTO, RCD artık siyasi ömrünü tamamladı. BM bile tartışılıyor. İKÖ diye bir örgüt ortaya çıktı.. BOP başlamadan bitti.

Tek kutuplu bir dünya ile dünyanın yönetilmesi daha zor hale geldi.. Şimdi yeniden iki kutuplu bir dünya oluşturulmaya çalışılıyor. İkinci kanat nasıl ve kimler tarafından oluşturulacak.. Görünen aday İslâm dünyası. Bu da yeni bir dünya savaşına yol açacak medeniyetler arası çatışmanın fitilini ateşlemek anlamına geliyor..

Yeni uluslararası siyasi ve ekonomik düzen ne olacak? Yaşam tarzı ne olacak? Afrika ne olacak?

ABD’nin iktisadi, siyasi ve askeri liderliği ne olacak? ABD bugün dünya gelirinin nerede ise tek başına yarısına sahip..

AB ne olacak? Çin ne olacak? Hindistan ne olacak? Almanya ve Japonya’nın durumu ne olacak?

Rusya tek başına, nerede ise dünya nüfusunun yarısına sahip Çin ve Hindistan’ın sahip olduğu toprağın 3 katından daha fazlasına sahip, bu sorun nasıl çözülecek?

Tabii bir afet ya da iklim değişikliği sonucu göçler başlarsa ne olacak? Hindistan Avusturalya’ya doğru; Çin, Moğolistan, Kazakistan ve Sibirya’ya doğru genişleyecek herhalde..

Ne olursa olsun, dünyanın merkezinde bir ülke var: Türkiye..

Türkiye ne olacak? Asıl soru bu..

Türkiye’ye hakim olan dünyaya hakim olacak. 3 kıtanın kesiştiği, 3 tarafı denizlerle çevrili, tarihin en eski uygarlıklarının yaşadığı, +-50 derece klimotolojik fark olan bir ülkeden söz ediyoruz..

Türkiye’deki derin hesaplaşmanın arkasındaki sebep bu.

Türkiye İslâmlaşacak mı? Türkiye Türkleşecek mi? Türkiye yeni (2.) Sovyet mi olacak? Türkiye AB ve ABD’nin sıçrama tahtası, stratejik ortağı mı olacak?, Türkiye dünya derin devletinin merkez üssü mü olacak?.

İslâmlaşacaksa hesaplaşması gereken güçler belli. Kendi iç sorunları da.. İslâmlık davası zorunlu bir şekilde Ümmet Birliği ve Hilafet tartışmalarını beraberinde getirecektir. Şii-Sünni tartışmalarını da aşması gerekecektir..

Türkleşecekse, Türklük ve İslâmlık arasındaki çizginin netleşmesi gerek.. Etnik sorunların nasıl aşılacağının görülmesi gerek.. Kürtlük, Araplık, demokratlık, diğer etnik unsurlarla ilgili sorunlar.. Türklük davasının ideolojisi milliyetçilik olacaktır..

AB ve ABD ile ilişkiler de sanıldığında çok daha karmaşık.. AB ve ABD aynı şey değil. NATO da öyle.. AB kendi içinde İngiliz, Fransız, Alman ve İtalyan inisiyatif grublarına bölünmüş durumda. Bir de Katolik, Protestan ikilemi, Vatikan, laiklik sorunu, askeri ve stratejik kaygılar sözkonusu..

Dünya derin devleti açısından Masonlar, Siyonistler, liberaller, globalistler arasında ciddi anlamda amaç ve yöntem sorunu konusunda ihtilaflar var.. Teolojik beklentiler, kehanet, farklı korkular ve çok farklı hesaplar sözkonusu. İsrail de artık perişan vaziyette.. Ülke Falaşalar, Balkanlar, Kafkaslar ve Rusya’dan göç eden “Yahudileştirilmiş işsizler”in ülkesi oldu.. İsrail’in geleceği yok. Kendilerini sorunlu, güven duymadıkları, zor bir kara parçasına hapsetmek istimiyorlar... Dünya Yahudi sermayesi Türkiye’ye akıyor artık.. Amerika’dan da kopuyorlar.. Yahudiler bugün eskiye göre çok daha seküler, hedonist. Ruhaniyetten uzak bir hayat yaşıyorlar.. Giderek Protestanlaşıyorlar, Agnostik hale geliyorlar, dini hayattan kopuyorlar.. Faşizme doğru kayıyorlar..

Bir takım Tapınakçıların durup dururken Türkiye’ye dönmeleri boşuna değil..

Peki Türkiye’de nasıl bir rejim olmalı.. Kimilerine göre Türkiye’de barış, özgürlük olursa Türkiye kontrolden çıkar. Onun için demir yumrukla yönetilmesi gerekir. Bunun yöntemi de “2. Sovyet” olmasıdır.. Soyut bir ulusalcılık, otoriter, ekonomik alanda ise devlet kapitalizminin esas olduğu, belki Çin’e benzer bir model..

2. Sovyet, Yahudilerin Türkiye’yi kendilerine 2. vatan arayışlarının yeni ideolojisi gibi gözüküyor. Aksi halde Türkiye’de “İslâmcıların yükselişi”ni önlemek mümkün değil..

Ilımlı İslâmcılar, İslâm’ın içini boşaltma çabasında, İncil’e benzer bir Kur’an, Hıristiyana benzer bir Müslüman, kiliseye benzer bir cami. Yumuşak bir geçişte dinin çağın gereklerine göre dönüştürülmesi gibi bir şey.. Gerekirse Hilafet bile olsun ama, din telakkisi değişsin.. Birileri İslâm’ın yapısının buna izin vermediği görüşünde ve İslâm’ın baskı ile kontrol altına alınmasından yana. Baykal, Arıtman filan bu 2. Sovyet grubunda yer alıyor.. Ötekileri biliyorsunuz..

Aslında bu yeni bir plan değil. CHP ve DP bu iki kanadın partileri idi..

Malum çevrelerin amaçları bir ama yöntemleri farklı.. Demirel’in sağın liderliğinden CHP’nin destekçisi rolüne sıçramasının arkasındaki gerçek de bu..

Demokratlar bizi ‘Ilımlı İslâm’a çağırırken, Siyonistler buna 2. Sovyet’le cevap vermeye çalışıyorlar..

Bana göre bizim bu ikileme karşı cevabımız Jön Türk ya da Yeni Osmanlıcılık değil, “Geçmişin tecrübeleri ve geleceğin umudu ile, bugünümüzü yeniden üretmek”tir.. “Düne dair ne varsa dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım”, “Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal”. Bunun için de daha fazla özgürlüğe, bilgiye ve sevgiye, cesarete, umuda, Allah’ın kitabında beyan ettiği ve Peygamberimizin bize öğrettiği İMAN’a ihtiyacımız var..

“Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.” Sonunda hüküm onun. Bu dünya ise bizim için bir imtihan yeridir. Allah (cc) “bizi yer yüzüünün varisi kılmak ister.” “Bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister” ama sonuçta “her topluluk layık olduğu gibi idare olunur” değil mi?

Selam ve dua ile..

VAKİT