19. Yüzyıldaki Islah Çabalarının Zaafları Ve Olumlulukları
HAMZA TÜRKMEN
18. Yüzyılda Hicaz havzasında eğitimlerini tamamlayan muhakkik ve ıslah idealinin taşıyıcısı iki öncü şahsiyetten birincisi olan Şah Veliyullah Dehlevi Hindistan kıtasında Urduca Kur’an çevirisi yaptı ve İslami algılardaki yanlışları ıslah etmeye çalıştı; hem de İngiliz sömürgecilerine karşı Müslümanları direnişe hazırlamaya uğraştı. Arap Yarımadası’nda ise Muhammed Abdulvahhap hem kaderciliğe, bid’at ve hurafelere bulanmış ahaliyi algıladığı tevhid anlayışına davet etti; hem de Osmanlıların Avrupalılaşma yabancılaşmasına ve bölgedeki İngiliz emperyalizminin dayatmalarına karşı mücadele başlattı.
18. Yüzyıldaki Kur’ani bilince yönelen ıslah çaba ve arayışları kavrayabildikleri kadarıyla usûli ve siyasi bir birikim bıraktılar. Bu birikime dayanarak, 19. Yüzyılın ikinci yarısında Kur’an nimetinden uzaklaştığımız için nükseden iç zaaflarımıza; ayrıca dış kuşatma ve saldırılara karşı ıslah potansiyelimizi tüm ümmet coğrafyasında ateşleyen en önemli öncü şahsiyet Cemaleddin Afgani oldu.
Islah ekolü ile irtibatlı zaafların tabii ki imtihan süreçlerimizle ve insan yeterliliği ile ilgili yanı vardır; ama önceki nesillerden devraldığımız mirasın olumsuzluğu çok daha baskındır.