19. Yılındaki 28 Şubat Darbesi Muş'ta Protesto Edildi

Muş’ta sabah namazından sonra bir araya gelen İslâmî kuruluşlar, “Darbelere Hayır!” eylemi gerçekleştirdi.

Haksöz Haber

Bugün (28.2.2016) Muş'taki Hacı Şeref Câmîi’nde, sabah namazında bir araya gelen İslâmî kuruluşlar, namazın ardından câmî çıkışında “Darbelere Hayır!” eylemi gerçekleştirdi.

28 Şubat döneminde yaşanan hukuksuzluklara değinen STK'lar Türkiye'de insan hakları ve özgürlükler konusunda kaydedilen mesafeye rağmen, o dönemde hapislere doldurulan müslümanlara verilen hükümlerin yeniden gözden geçirilmesinin hayatiyetine dikkat çekti.

STK'lar adına Şamil Kök'ün okuduğu basın açıklamasının tam metni:

Bugün 28 Şubat!

1997 yılında Müslümanları engellemek üzere yapılan ve 1000 yıl süreceği ilan edilen darbenin yıl dönümünde, sabah namazıyla Rabbimize kulluğumuzu sunmamızın ardından, karanlığın etkisini yitirmeye başladığı ve günün ışımaya başladığı bu saatlerde, Muşlu gençler ve Sivil Toplum Kuruluşları’nın değerli temsilcileri olarak, darbelere karşı dimdik ayakta olduğumuzu göstermek ve hakkın şahitliğini yapmak üzere buradayız.

28 Şubat dönemindeki Başbakan Necmettin Erbakan -Allah rahmet eylesin-, darbeci bürokratlarının kendisine kurdukları baskılara karşı yapabildiği oranda direndi. Darbeciler onun döneminde, geçici olarak etkili olsalar da bugün görüyoruz ki kaybedenler o darbeciler oldu. Şimdi onların esamesi bile okunmuyor.

28 Şubat “Post Modern” darbesini kurgulayan ve uygulayan kadrolar, bir zihinsel dönüşümü hedeflemişler, geri dönülmez bir yaşam biçimini dayatmaya çalışmışlar, bir toplum mühendisliği ile kaba, ilkel ve tek tipçi bir dünya görüşünü, devletin ve toplumun vazgeçilmez bir unsuru olarak, silah zoruyla hücrelerimize yerleştirmeyi denemişlerdi. Bu zihniyetteki kadrolar, belli periyotlarla kendilerince siyaset kurumunu veya halkı hizaya getirmekten çekinmemiş, bu amaçla gayri ahlaki ve gayri hukuki darbeler yapmışlardır.

28 Şubat, Cumhuriyet tarihinin “Müslümanlara yönelik karalama kampanyalarının ve iftiraların ayyuka çıktığı” kirli bir dönem olarak tarihe geçmiştir. Fişlemelerin, sürgünlerin, yasakların vicdansızca uygulandığı acı bir dönemdir 28 Şubat.

Bu dönemde başörtülü hanımların eğitim, öğrenim ve çalışma hakları, anayasal ve uluslararası sözleşmeler hiçe sayılarak ucube yönetmeliklerle engellenmiş, sadece resmi kurumlarda değil, diğer tüm sektörlerde başörtülü kadınların istihdam edilmemeleri sağlanmaya çalışılmıştı. Bu amaçla, söz konusu kurumlara baskılar ve baskınlar yapılmış, öğretmenlerin ders vermeleri engellenmişti. Eşlerinin tesettüründen dolayı insanlar işlerinden olmuştu. O dönemde, muhtemelen yanlış anlaşılacağı bilinmesine rağmen “başörtüsünün furaattan” olduğu bile gündeme getirilmiş, kimi çevrelerce darbe adeta meşrulaştırılmaya çalışılmıştı.

Ama bütün bu insanlık dışı muamelelere rağmen, bu ülkenin inançlı insanları hiçbir zaman siyaset dışı yollara başvurmadı. Yerin üstü varken yerin altını tercih edenlerden olmadı. “Bin yıl sürecek!” dedikleri darbe sürecine karşı, biz Müslümanlar “Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır!” dedik ve sabırla, tahammülle, “İnanıyorsanız muhakkak üstünsünüz.” (Al-i İmran, 3: 139) ayeti gereğince, mücadele ederek irademizi ortaya koyduk ve çok şükür bugün, her kesimin kendi inancını büyük oranda özgürce yaşayabildiği, bir Türkiye’nin aşama aşama inşasına şahitlik ediyoruz. İnanıyoruz ki İslam’ın hayatın her alanında uygulanır hale gelmesi, inanmayanlar da dahil toplumun saadetinin anahtarıdır. Ayrıca ahirette bu uğurda çaba sarf eden Müslümanlar ödüllendirilecektir.

Şiir okuduğu için tutuklanıp “Siyasi hayatı bitti, muhtar bile olamaz!” dedikleri insanlar sabırla mücadele ettiler. İşte o sabır ve tahammülün sonucunda Yusuf’u kuyudan alıp, Mısır’a saygın bir konuma getiren irade, o insanları bu ülkenin başbakanı, devlet başkanı yaptı.

Bin yıl silmek istedikleri Müslümanlar, bugün her türlü zorluğa, kumpaslara rağmen geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Bu hayırlı adımlara, 28 Şubat darbesinin brifingli mahkemeleri tarafından gerçekleştirilen hukuksuz yargılamalar nedeniyle, hapse düşmüş pek çok Müslümanın uğradıkları hak gasbının giderilmesi de eklenmelidir. Muş’taki Müslümanlar olarak, bunun için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan talep ediyoruz.

Son olarak, tevhid, adalet ve özgürlük yolunda, her biri tarihe geçen 28 Şubat direnişçilerini selamlarken, bu ülkede bir daha dinimizi ve halkımızı hedef alan 28 Şubatlara izin vermeyeceğimizi, bu zihniyete sahip çevrelerle, ülkenin doğusunda ve batısında faşist ve diktatör anlayışlarla mücadelemizi sürdüreceğimizi ilan ediyor, buluşmamıza katkı sunan tüm sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyoruz.

İlim Yayma Cemiyeti

Erbakan Vakfı

Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu

Özgür-Der

Muş İHH

Cihannüma

Has-Der

Ensar Vakfı

Anadolu Gençlik Derneği

Selam-Der

Türkiye Genç İş Adamları Destekleme ve Kalkındırma Derneği

Etkinlik-Eylem Haberleri

Kahramanmaraş'ta Şehitler Gecesi düzenlendi
Muş’ta “Neyi, niçin, nasıl okumalı” semineri yapıldı
Siyonist işbirlikçisi Coca-Cola fabrikası Bursa'da protesto edildi
Gazze nöbeti Saraçhane’de: Direniş sürüyor, dayanışma da sürecek!
Open Refah grubu İstanbul'da Gazze eylemi yaptı