Bugün, 15 Temmuz 2016’daki Darbe Hıyaneti’nin, evet önceki darbe hıyanetlerinden daha alçakça olan darbenin 6. Yıldönümü..
Bu sonuncu darbe hıyaneti üzerine de, söylenecek çok söz ve görüş vardır, elbette..
Bu satırların sahibi de bu konuya biraz gerilerden başlamak ister:
F. Gülen’in adı ilk kez, 1969-70’lerde zihnimde yer etmeye başlamıştı. Hakkında, İzmir’de, Kemeraltı’ndaki bir mescidde, vaazlarıyla ilgi çektiğine dair sözleri duyuyordum; Risale-i Nûr taifesine yakın yayınlarda ve bazı cemaat sohbetlerinde..
1975’lerdi, (merhûm) Kadir Mısıroğlu telefon etti, ‘Bir yere gidiyorum, seni de alayım..’ dedi.. (O zamanlar, Millî Gazete’de günlük ve Kadir Bey’in Sebil dergisinde de haftalık makaleler yazıyordum.)
Kadir Bey arabasıyla geldi.
Yola çıktık. ‘Hayrola âbi, nereye?’ deyince, ‘Fethullah Gülen’i tanıyor musun?’ dedi.. ‘Adını biliyorum’ dedim.
‘Çok değerli birisi..’ dedi..