12 Eylül Darbecileri 32 Yıl Sonra Hâkim Karşısına Çıkabildi!

12 Eylül 1980’deki askerî darbeden sonra yürürlüğe giren, Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanamayacağına dâir ifadeyi içeren Anayasa’nın geçici 15. maddesi, 12 Eylül 2010’daki referandumun ardından kaldırıldı.

12 Eylül Askerî Darbesi’nin sorumluları ile bu kişilerin emir ve talimatlarını uygulayanlar hakkında yapılan suç duyurularının ardından, darbe döneminin Genelkurmay Başkanı, Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya 4 Nisan 2012'de, yani darbeden 32 yıl sonra yargılanmaya başlandı. Yargıtay'da temyiz istemi görüşülen dava, iki ismin hayatını kaybetmesinin ardından düştü.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yönetime üçüncü açık müdahalesi olan 12 Eylül Askerî Darbesi'nin üzerinden 36 yıl geçti. Darbecilerin yargılanması ise darbenin 30’uncu yılına denk gelen 12 Eylül 2010’daki referandumda “evet” çıkmasının ardından mümkün oldu.

Referandumdan sonra yapılan anayasa değişikliğiyle Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanamayacağını söyleyen Anayasa’nın geçici 15. maddesi yürürlükten kaldırıldı. Türkiye genelinde birçok kişi ve örgüt, darbenin sorumluları ile bu kişilerin emir ve talimatlarını uygulayanlar hakkında soruşturma başlatılması için suç duyurusunda bulundu.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma kapsamında, Evren ile Şahinkaya hakkında hazırladığı iddianameyi, 10 Ocak 2012'de kabul etmesiyle Türkiye tarihinde ilk kez bir darbenin sorumluları yargı önüne çıktı. İddianamede iki komutan, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya ve anayasa ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engel olmaya cebren teşebbüs etmek” ile suçlandı.

İlk Duruşma 4 Nisan 2012'de Yapıldı

İlk duruşması, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 4 Nisan 2012'de görülmeye başlanan davaların duruşmalarına, Evren ve Şahinkaya, sağlık durumlarını gerekçe göstererek katılmadı.

Davanın ilk duruşmasında sanık avukatlarının savunma dilekçesinde Türk Ceza Kanunu’nda (TCK), “anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması” şeklinde bir suçun bulunmadığı savunularak, “Böyle olunca, Türk ceza düzeninde hiç kimse, anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması suçu diye bir suçu işlediği iddiasıyla soruşturulamaz, kovuşturulamaz ve yargılanamaz.” ifadeleri yer aldı.

Davanın bundan sonraki duruşmalarında her iki isim de savunmalarını, tedavi gördükleri hastanelerden sesli ve görüntülü iletişim sistemi üzerinden yaptı. Evren ve Şahinkaya, savunmalarında, suçlamaları kabul etmeyerek, kurucu iktidar olduklarını, mevcut mahkemelerin kendilerini yargılayamayacağını savundu.

Darbe sırasında milletvekili olan, darbe sonrasında 1402 sayılı Yasa'yla görevlerinden uzaklaştırılan, işkence gören ve yakınları TBMM kararı olmaksızın idam edilen birçok gerçek kişi ile darbeden zarar gören TBMM Başkanlığı, Başbakanlık, CHP, MHP, DİSK, HAK-İŞ, TÖB-DER gibi birçok tüzel kişilik davaya müdahil olarak kabul edildi. 61. Hükümet de 2 Nisan 2012'de yapılan Bakanlar Kurulu'nda davaya müdahil olunması kararı aldı.

Anayasa Mahkemesi’ne Başvuru

Evren ve Şahinkaya 13 Şubat 2013'te, dava nedeniyle haklarının ihlâl edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda da bulundu. İki eski komutan davanın görüldüğü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, “12 Eylül iddianamesinin ve kamu davasının hukuken yok hükmünde olduğunun tespiti” için dilekçe verildiğini ancak mahkemece bu istemin reddedildiğini gerekçe gösterdi. AYM 26 Haziran 2014'te Evren ve Şahinkaya'nın başvurusunu, olağan kanun yolları tüketilmediğinden kabul edilemez buldu.

Savcının Talebi

Dava devam ederken Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la birlikte Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi kapatılınca dava, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devredildi.

Cumhuriyet savcısı Erdinç Hakan Özdabakoğlu, 12 Eylül Davası'nda verdiği esas hakkındaki görüşte, sanıklar Evren ve Şahinkaya'nın, 765 sayılı TCK'nın “Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler” başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarını istedi.

Savcı Özdabakaoğlu, “sanıkların, darbeyi yapmaya yaklaşık 1 yıl kadar önce karar verdiklerinin ve darbenin halkın gözünde sempatik görünmesini değerlendirmek için müdahale etmediklerinin anlaşıldığını” belirtti.

Mahkeme Başkanı Oktay Saday açıkladığı hükme göre Evren ve Şahinkaya, “21 Aralık 1979'da dönemin başbakanına verdikleri muhtırayla Anayasa'yı ve TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan, 12 Eylül 1980'de de cebren Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı tağyir, tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül eden TBMM'yi ıskat ve cebren men suçundan eylemlerine uyan 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesi gereğince” ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Takdirî indirimle bu cezalar “müebbet hapis cezası”na çevrildi.

Evren ve Şahinkaya hakkında, Askerî Ceza Kanunu'nun “askerî rütbelerin sökülmesi”ne ilişkin 30. maddesinin uygulanmasına da karar verildi.

Kararın ardından Evren ve Şahinkaya'nın avukatı, 24 Haziran 2014'de kararın bozulması istemiyle temyiz dilekçesini Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, temyiz incelemesi sürerken Evren 10 Mayıs 2015'te tedavi gördüğü Gülhane Askerî Tıp Akademisi’nde 98 yaşında, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Şahinkaya ise 9 Temmuz 2015'te 90 yaşında öldü.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, temyiz incelemesinde, sanıkların ölümleri nedeniyle davanın düşürülmesine karar verdi. Dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderildi.

Kaynak: AA

Hukuk Haberleri

İşkenceye kılıf: Elektrikler kesilmiş!
Yasa dışı bahis soruşturmasında 7 “fenomen”e yakalama kararı
Yenidoğan Çetesi hakim karşısına çıktı
Malcolm X'in kızları CIA, FBI ve NYPD'ye 100 milyon dolarlık dava açtı
"Yenidoğan Çetesi" 18 Kasım'da hakim karşısına çıkacak