12 bin Suriyeli öğretmenin akıbeti ne olacak?

UNICEF tarafından desteklenen mülteci öğretmenlerin işsiz kalması durumunda hem aileler hem öğrenciler mağdur olacak!

HAKSÖZ HABER

Gönüllü Eğiticiler olarak adlandırılan ve birçoğu Suriyeli öğretmenlerden oluşan 12.500 kişiden oluşan grubun görevi mülteci çocukların okula adaptasyonunu sağlamak. Bu kimseler sigortasız, iş güvencesiz bir şekilde çalışırken ücretleri UNICEF tarafından ödeniyordu.

Mülteci öğretmenlerin Temmuz ayı ile çalışmalarına son verildi. Sebepleri arasında ise -Kilis gibi örneklerde- “sigortasız çalışan” olarak görülmeleri ve başka devlet kurumlarının bu durumu cezalandırması. Yani bürokratik işleyişteki aksaklıklar yüzünden mültecilerin zaten zor olan yaşam koşullarını bir nebze kolaylaştıran bir iş sona erdiriliyor.

İddialara göre gelecek dönemde proje ya tamamen sonlandırılacak ya da gönüllü eğiticilerin üniversite mezunu olanlarıyla yola devam edilecek. Bu da 12 bin rakamının yarısından az bir grubuna denk geliyor. Ancak bilindiği üzere Suriyeli mülteciler içinde üniversiteli olduğunu belgelemekte zorlanan birçok kimse var. Bu durum da endişeleri daha fazla artırıyor.

Bugün Suriyeli gönüllü öğretmenler, Hatay ve Antep gibi illerden de katılımlarla Ankara'ya yola çıktılar. Ankara'da Kızılay Müdürlüğünde yetkililerle görüşme talebinde bulunacakları öğrenildi. 

Umuyoruz ki, pandemi şartlarında geçimlerini sağlamakta güçlük çeken, üstelik uyum politikaları açısından da yılların tecrübesine sahip bu insanların talepleri en kısa sürede sağlanır.

Konu hakkında Bekir Berat Özipek’e açıklamalar yapan Suriyeli öğretmen Taha Elgazi şunları söylüyor: Şu an asıl talebimiz bakanlıktan, devlet yetkililerinden, Suriyeli öğretmenlerin durumunun nereye gittiğini öğrenmek. Bu istikrarsızlık gerçekten bütün aileleri şu an perişan halde bıraktı. Bazı öğretmenler evlilik yüzüğünü satmaya başladı, evde bir şey kalmadı. Devlet yetkililerinden birisi çıkıp da bizim durumumuzu bize anlamıyor. Kime sorsanız, ‘Bilgi yok, haber gelmedi, daha bir şey yok bilmiyoruz’ diyorlar. Oysa bu ‘bilmiyoruz’ kelimesi o kadar basit bir kelime değil. 12.500 ailenin hayatını bu kelime belirliyor.

Devlet kurumlarının kendi aralarındaki irtibatsızlığı bir önce çözerek gönüllü eğiticilerin görevlerine geri dönmesi gerekiyor. Bu durum sadece mülteci öğretmenler için önemli değil. Okullardaki mülteci çocukların uyum sağlayabilmesi açısından gönüllü eğiticilerin konumu çok değerli. Hem çocuklar hem öğretmenler için acilen bir çözüm yolu bulunmazsa ortaya ciddi mağduriyetler çıkacak!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!