11 Haşim Kılıç olsa...

Ahmet Taşgetiren

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Hürriyet'e, hükümetle mesafeli bir beyanat verdi ya...

Yaşasın Haşim Kılıç!

Sayın Baykal bile çok sevmiş Haşim Kılıç'ı...

O cenah, hükümeti ya da başbakanı eleştirdiğimde beni de çok seviyorlar, sağ olsunlar...

Ondan sonra körlük başlıyor.

Haşim Kılıç, AK Parti ile ilgili AYM kararını açıklarken, "Yasaları değiştirin, bir daha önümüze parti kapatma davası gelmesin" demişti.

Sayın Kılıç'ın o sözünü de dinleseniz ya...

Yoo, başsavcılığın ve AYM'nin parti kapatma iradesi, Demokles'in Kılıcı gibi dursun sizden olmayan partiler üzerinde...

Nasıl olsa hep sizden yana biçeceği konusunda kuşku duymuyorsunuz.

Haşim Kılıç, AYM'nin AK Parti'nin "kapatılması" oylamasında, "Kapatılsın" şıkkına muhalefet eden 5 kişinin içinde yer alırken, "Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak Hazine yardımının kesilmesi" kararında da tek başına muhalif kaldı. Hatırlayın bakalım, o zaman da Haşim Kılıç'ı sevmiş miydiniz?

Yoksa Haşim Kılıç o zaman Anayasa Mahkemesi içindeki "irticai uzantı" mıydı?

Siz ki, "demokrat" diye Özkök gibi bir Genelkurmay Başkanı'nı bile gözden çıkarmış topluluksunuz.

Şimdi;

-Yargı reformunu mutabakatsız yapmayın dedi diye hemen Haşim Kılıç'la "cephe ortaklığı"na giriştiniz.

Hadi ben de size bir teklifte bulunayım:

Anayasa Mahkemesi'nde, Haşim Kılıç gibi 11 kişi bulunsun!

Var mısınız?

Yüreğinizdeki, "Amaan, yazdıysa bozsun" isyanını duyar gibi oluyorum.

İkiyüzlü oynuyorsunuz, size göre, kısa günde ne vurursanız kar!

Gerçekle alakanız yok.

Adalet arayışı kim, siz kimsiniz?

Siz, dün ordu ile vurduğunuz rakiplerinizi, askeri müdahale modası bütün dünyada geçti diye, bugün vurmak için, yargı gücünü kullanmak istiyorsunuz.

Dün kullana kullana orduya güven kaybettirdiniz, bugün yargıyı aşındırıyorsunuz.

Çekin elinizi kurumların üzerinden, kurumları millete emanet edin.

***

Kal-git oylaması

Baykal, bir referandumun hükümet için kal-git oylamasına dönüşeceğini söyleyip duruyor.

Sonuçtan emin, Anayasa değişikliği nasıl olsa yüzde 50'nin altında oy alacak, bu da hükümetin mağlubiyeti anlamına gelecek, Baykal da bu halk iradesini, hükümeti süpürmek için kullanacak. Hesap müthiş!

Aslında hesap sakat.

Ama Baykal, reel ortamda olmasa bile, böyle fiktif hesap faslında mutlu olmayı çok sever.

Oysa şu ihtimallere bakalım bir:

Diyelim, "Evet" oyu yüzde 49, "Hayır" oyu yüzde 51 çıktı.

Bu durumda Anayasa değişikliği reddedilmiş olacak, bu doğru.

Peki bu durumda AK Parti de mağlup mu olmuş olacak?

Soru şu:

-Eğer bu rakamlar "AK Parti ve karşıtları" tarzındaki bir denklemin rakamları ise AK Parti yüzde 49, karşıtları yüzde 51 oy almış olacaklar. Peki bu durumda "karşıtlar"ın her birinin payına yüzde kaç düşüyor? CHP, o yüzde 51'in tümünü aynı torbaya koymaya muktedir mi?

Kaldı ki, bir de referandumda, Baykal'ın kurduğu "kal-git" denklemine göre halk çoğunluğunun, Anayasa değişikliğinin muhtevasına göre, cumhurbaşkanını halkın seçmesi oylamasında olduğu gibi (yüzde 69) "Evet" demesi de mümkün. O zaman, "karşıtlar"ın payı nasıl hesaplanacak?

***

Özal benzetmesi

Yanlış bir kıyas yapılıyor.

-Özal, referandumda yenildi ve aşağılara kaydı, şimdi de öyle olacak!

Özal'ın halk oylaması, "yasakların kaldırılma-ma-sı"nı öngören bir halk oylaması idi.

Özal, bir anlamda kendi kredibilitesini ve "yasaklılar"ın aşınmışlığını oya sunmuştu. Yasakları onaylatmak istiyordu. Kredibilitesi yetmedi. Hatta bana göre çok bile oy aldı.

Şimdi ise hükümet, diyelim Erdoğan'ın-AK Parti'nin kredibilitesi ile yetinmiyor. Toplum beklentilerini Anayasa değişikliği paketine koyuyor. CHP veya pakete muhalefet edenler, halka, "Sırf AK Parti karşıtlığı için kendi beklentilerini aş" demiş olacaklardır.

Bu tutar mı?

Akıl tutulursa bu da tutar. Kim ne diyebilir?

Bence CHP halkın akıl tutulmasına oynuyor.

Bence halkın aklı toptan tutulmaz!

BUGÜN