11 Eylül’de yaşananlar ve komplo teorileriyle bozulan gerçeklik algısı!

11 Eylül 2001 tarihindeki saldırılar neden gerçekleşti? Komplo teorileriyle meseleyi izah etmek ne kadar mümkün?

HAKSÖZ HABER

Batı dünyası ile Müslümanlar arasında yaşanan gerginlikte Filistin, Bosna ve  Afganistan  sembol olma özelliğine sahip ülkelerdi. Batı düşünce dünyasından güç alan komünist, faşist veya kapitalist devletlerin Müslümanlara karşı giriştikleri katliamlar arada aşılması güç duvarlar inşa etti.

SSCB sonrasında “dünyanın jandarması” olarak kendisini gören ABD tüm küstahlığıyla istediği suçu işleyebildiği ama kimseye hesap vermediği bir sisteme inanıyordu. Bu bugün de eskisi kadar olmasa da devam etmektedir.

Batı’nın yükselişi karşısında yaşanılan yenilgi Müslümanlar için kabulü oldukça zor bir konudur. Hakimiyetini inşa ettikten sonra gücünü adilane bir dünya kurmak için harcamayan aksine eşitsizliği, hukuksuzluğu derinleştirmek adına katleden, yağmalayan Batı medeniyetinin bugünkü konumu büyük oradan işlediği cürümlerden aldığı güce dayanmaktadır. İşte esaslı kırılmalardan birisini de burası oluşturuyor.

Gerçekleştirdiği katliamlarla Batı dengeyi ortadan kaldırdı. Dengenin olmadığı bir dünyada ise aşırı şeylerin önünü almak imkansız hale geliyor. ABD’nin katliam ve yağma politikaları kendi yansımasını yaratarak tarihe 11 Eylül Saldırıları olarak geçen bir dizi eylemi ortaya çıkardı.

Müslümanların hukuku açısında tasvip edilmesi mümkün olmayan bu saldırılar Batı yağmacılığı ve katliamlarına karşı verilen bir tepkiydi. Tepkinin ortaya çıkarttığı netice ise Batı dünyası açısından inanılmazdı. Kendisini “yenilmez” olarak değerlendiren ABD öncülüğündeki “medeniyet” bütün kurumlarının, ulus devlet geleneğinin, teknik donanımın hor gördüğü, yüzüne bile bakmadığı insanlar tarafından yerle bir edildiğine şahit oldu.

O gün ABD Başkanı’nın bir okul gezisi esnasında duyduğu haber karşısındaki şaşkınlığı hala hafızlardaki tazeliğini koruyor.

Savaşın sorumlularıyla savaş ile alakası olmayan siviller arasında bir ayrım gözetmeyen bu gayri İslami saldırılar Batı küstahlığının içi boş bir balon olduğunu tüm dünyaya gösterdiler.

11 Eylül 2001’den sonraki dünya eskisi gibi hiçbir zaman olmayacaktı. 4 adet yolcu uçağını bütün prosedürleri aşarak ele geçiren eylemciler 2 uçağı saat farkıyla Dünya Ticaret Merkezi’ne çaktı. Saatler süren yangınlara müdahale bile edilemezken İkiz Kuleler’de mahsur kalanlar kendileri aşağı atmaya başladılar. Ancak sorun hala çözülememişti. 102 dakikada ABD’de 3 bin kişi hayatını kaybetti. ABD Başkanı saldırılar hakkında açıklama yaptıktan sadece 3 dakika sonra ABD Savunma Bakanlığı binası Pentagon bir başka uçak saldırısının hedefi oldu. Beyaz Saray’ı hedef aldığı söylenen 4. uçak ise hedefine varamadan bir tarlaya düştü. Uçağın içindeki sivillerin saldırının hedefe varmasına engel olduğu iddiaları dile getirilse de uçağın neden bir tarlaya düştüğü hala ispatlanabilmiş değil.

Hulasası 11 Eylül Saldırıları, Malcolm X’in ABD Başkanı Kennedy suikastı sonrasında ABD için yaptığı açıklamayı hatırlatan bir ortam doğurmuştu: Rüzgar eken fırtına biçer! ABD’nin katliam politikalarını sorgulanmadan yapılan tüm 11 Eylül değerlendirmeleri boş bir lakırdıdan ibarettir. 11 Eylül’deki gayri insani görüntü insanlık dışı zulümlerin bir sonucundan ibarettir!

11 Eylül’de yaşananları anlamaktan uzak bir diğer yaklaşım tarzını ise komplo teorileri oluşturuyor. El Kaide’nin gerçekleştirdiği saldırılarından bir tek uzaylılar sorumlu tutulmadı denilse yeridir. Haberin devamında BBC’nin 11 Eylül komploları hakkında hazırladığı içeriği aktarıyoruz.


11 Eylül saldırılarından 20 yıl sonra komplo teorileri hala gündemde / BBC 

11 Eylül saldırılarından saatler sonra ortaya atılan komplo teorileri o tarihten bu yana sosyal medyada hızla yayıldı, kapsamı da giderek genişledi.

ABD hükümetine bağlı kurumlar ve uzmanlardan oluşan 11 Eylül Komisyonu, raporlarıyla kuytuda köşede kalanlar dahil bütün komplo teorilerini çürüttü.

Ama ABD ve dünyanın birçok farklı ülkesinde komplo teorilerini destekleyenlerden oluşan "11 Eylül Hakikat Hareketi" gerçeklerin saklandığını söylüyor.

Hareketin bazı önde gelen liderleri, Covid-19 ve aşılarla ilgili komplo teorilerini de benimsedi.

11 Eylül saldırılarıyla ilgili resmi açıklamaları tartışmalı bulanlar arasında üst düzey siyasetçiler, ünlüler ve medyada öne çıkan isimler de var.

'Dünya hükümeti'

ABD "derin devletinin" saldırılardan sorumlu olduğuna inanların takip ettiği QAnon gibi yeni komplo teorileri akımlarındaki artış, 11 Eylül ile ilgili ortaya atılan komploların da yayılmasına ve daha geniş kitlelere ulaşmasına neden oldu.

"Loose Change" olarak bilinen bir dizi filmin internette yayılan klipleri de yalanların yayılmasına katkı sağladı.

Bazıları, saldırıları ABD hükümetinin düzenlediğini veya saldırılardan daha önceden haberdar olduğunu ve göz yumduğunu iddia ediyor.

Bunlara ek olarak, yakın zamanda ortaya çıkan bazı sanal hareketlerin inancına göre de küresel elitler, saldırılara yanıt olarak sivil özgürlükleri kısıtlamayı ve otoriter bir dünya hükümeti oluşturulmasını sağlamak istiyor.

İnternette sıklıkla paylaşılan bir iddia, "jet yakıtının çelik kirişleri eritemeyeceğini, dolayısıyla Dünya Ticaret Merkezi'nin İkiz Kuleleri'nin patlayıcılarla yıkıldığını" öne sürüyor.

Ama resmi rapora göre çakılan uçaklar kulelerin kolonların desteklerine büyük hasar verdi ve alevlerden korunma özelliğinin kaybolmasına neden oldu.

Buna ek olarak, bazı bölgelerde alevlerin ısısı 1.000 santigrat dereceye kadar çıktı ve çelik kirişler eğrildi, bina da bunun sonucunda çöktü.

 

Kontrol edilemeyen alevler

İkiz Kuleler'in yakınlarındaki 47 katlı Dünya Ticaret Merkezi'nin çöküşü hakkında çok sayıda komplo teorisi ortaya atıldı. Bunlardan bazıları geçen sene 11 Eylül'de sosyal ağlarda en çok paylaşılan konular arasına girmişti.

Bu binada CIA'in, Savunma Bakanlığı'nın ve Acil Durum İdaresi'nin ofisleri bulunuyor. Bu bina, herhangi bir uçak çarpmadan veya doğrudan hedef alınmadan, İkiz Kuleler'den birkaç saat sonra çöktü.

Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü'nün üç yıllık araştırma sonunda 2008 yılında yayımladığı rapora göre ise bina, Kuzey Kulesi'nin yakınlanlarına düşen enkazdan kaynaklanan ve yedi saat süren şiddetli ve kontrol edilemeyen yangından dolayı çöktü.

Dünya Ticaret Merkezi, yangın nedeniyle çöken binaların ilki oldu.

 

İran'ın başkenti Tahran'da 2017'de çöken Plasco kulesi de bu şekilde yine yangınla çöken ikinci bina olarak kayda geçti.

Viral

BBC News muhabiri Jane Standley'in canlı yayında arkasında görünmesine rağmen Dünya Ticaret Merkezi binasının çöktüğünü söylemesi de komplo teorileri üretenler tarafından "büyük medya kuruluşlarının da içeriden yürütülen komploların parçası olduğuna" kanıt gösterildi.

Reuters haber ajansı kazara binanın çöktüğü haberini geçmişti, canlı yayından önce CNN de haberi paylaşmıştı.

Reuters daha sonra düzeltme yaptı ama haberin görüntüleri 11 Eylül yıl dönümlerinden önce internette viral olmaya devam ediyor.

Jet

Bazı sanal komplo teorileri, ABD Savunma Bakanlığı'na (Pentagon) Amerikan füzeleri atıldığını, binada oluşan deliğin yolcu uçağıyla yapılmayacak kadar küçük olduğunu öne sürüyor ve bunu da hükümetin planladığını iddia ediyor.

Ama Amerikan İnşaat Mühendisleri Topluluğu, Popular Mechanics adlı dergiye açıklamasında, deliğin boyutu ve şeklinin, Boeing 757'nin bir kanadının karaya çarpması, diğer kanadının da binaya çarpmanın etkisiyle kopmasından kaynakladığı sonucuna vardı.

 

Diğer yandan United Airlines'ın 93 sefer sayılı uçuşunu yapan uçak da, yolcular uçağın kontrolünü hava korsanlarından almaya çalışırken Pennsylvania yakınlarındaki Shankville'e düştü.

Komplo teorilerine inanlar, uçağın yakındaki bir havaalanına giden beyaz bir özel jet tarafından düşürüldüğünü öne sürüyor.

Ama uçağa bölgede gözetleme yapması görevini verenler havacılık yetkilileriydi ve uçak karada büyük bir delik oluştuğunu, delikten dumanlar yükseldiği bilgisini paylaşmıştı.

 

Dönemin Başkan Yardımcısı Dick Cheney daha sonra yayımladığı otobiyografisinde, İkiz Kulelere düzenlenen saldırı sonrası, kaçırıldığına inanılan bütün ticari hava yollarına ait uçakların düşürülmesi talimatı verdiğini yazdı.

11 Eylül Komisyonu'nun raporuna göre, saldırı sonrası yaşanan kaos ve kargaşada talimatı savaş uçağı pilotlarına iletilmemişti.

'Yahudi elitler'

Bir diğer yalan komplo teorisine göre de saldırılarda hiç Yahudi ölmedi çünkü Dünya Ticaret Merkezi'nin 4000 Yahudi çalışanı işe gelmemeleri konusunda uyarılmıştı.

Bu komplo teorisine inananlara göre İsrail hükümeti, ABD'yi bölgedeki İsrail düşmanlarını hedef alması için kışkırtmayı planlıyordu ve sorumluluk, arkadan arkaya dünyanın büyük olaylarını kontrol eden güçlü Yahudi elitlerdeydi.

Ama 11 Eylül'de ölen 2 bin 71 Dünya Ticaret Merkezi çalışanından 119'unun Yahudi olduğu teyit edildi, buna ek olarak en az 72'sinin daha Yahudi olduğuna inanılıyor.

BBC'nin Conspiracy Files adlı belgeselinin araştırmasına göre, bu sayılar bütün can kayıplarının %9,2'sine denk geliyor, bu oran da New York'un nüfusunun o dönem %9,7'sinin Yahudi olduğu bilgisiyle örtüşen bir veri.

Bazıları, o gün 400'e yakın Yahudinin ölmüş olabileceği tahmininde bulunuyor.

Benzer komplo teorileri Irak ve İran dahil başka devletleri de kapsıyor ama bu ülkelerin doğrudan müdahil olduklarına dair bir kanıt şimdiye kanıt bulunamadı.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!