1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. İRAN

  4. Sene 1981, İran Meclisinde Bir Sünni Milletvekili Konuşuyor
Sene 1981, İran Meclisinde Bir Sünni Milletvekili Konuşuyor

Sene 1981, İran Meclisinde Bir Sünni Milletvekili Konuşuyor

Müslümanlara karşı İran’ın gerçek yüzünü ve mezhepçiliğin nasıl bir devlet politikası haline getirilmiş olduğunu gösteren tarihi bir belge niteliğinde bir konuşma.

08 Ağustos 2016 Pazartesi 18:42A+A-

1979 yılında Dünya Müslümanları o zamanki adıyla İran İslâm Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla rahat bir nefes alacaklarını düşünerek genel manada sevinmiş ve bayram yapmıştı. Sonraki yıllar, Hama, Afganistan, Azerbaycan, Irak’ta İran’ın aldığı İslam karşıtı tutum İran’a sempati ve vahdet ile bakan Müslümanları büyük hayal kırıklığına uğrattı. İran’ın en son Suriye’de, Esed ve Rusya ile birlikte Müslümanlara karşı gerçekleştirdiği katliamlar Müslümanlarda İran’a karşı en ufak bir sempati kırıntısı bile bırakmadı.

İran Devriminin Müslümanlar arasında kutuplaşma peşinde olduğu devrimin ilk yıllarında mecliste bir Sünni milletvekilinin konuşmasıyla aslında İran’ın bu günlere geleceğinin bir belgesini yansıtması bakımından bir belge niteliğinde.

Sahabeye küfreden, Suriye'de Irak'ta Esed ve mezhepçiliği uğruna masum Müslümanları IŞİD bahanesiyle katleden ABD ve Rusya ile Müslüman öldürmek için ittifak içerisinde olan ve sonra da İsrail ve Amerika bizim asıl düşmanımızdır sanal sloganı ile Müslümanlar vahdet içinde olmalıdır diye Müslümanları susmaya çağırdı İran.

Beluçistan eyaletinin milletvekili Mevlevi Nazar Muhammed 1980-81 yılındaki konuşmasında özetle “Sizin kitaplarınızda sahabeye küfrettiğinizi görmüştük ama yanlışlık olduğunu düşünüyorduk. Vahdet için bir şey demedik fakat meclis tribününden 1400 sene önceyi konuşur ve sahabelere küfredersiniz. Başkent Tahran’da Yahudi, Hıristiyan ve Mecusi tapınaklarına sahipken bize cami için arazi tahsis ettiğinizi belirtir sonra da cami izni vermezsiniz. Asıl vahdet düşmanları sizsiniz” diyor.

İran'ın bugün Suriye'de, Irak'ta, Afganistan'da, Arabistan'da, Yemen'de, Nijerya'da, Azerbaycan'da yaptıkları aslında başından beri vahdet yalanıyla Müslümanların sempatisini kazanıp ne peşinde olduğunu gösteriyor. İslami vahdetten ve kardeşlikten dem vuran İran, başkentinde Sünni Müslümanlara cami izni vermeyen dünyanın tek ülkesidir.

Kaynak: Islahhaber, Haksözhaber

HABERE YORUM KAT

5 Yorum
  • Fatih / 13 Ağustos 2016 12:17

    Sünni bir milletvekilinin bu konuşmasına bile izin verrmesi, İranın vahdet için adım attığını gösterir.

    Yanıtla (0) (0)
  • abdullah / 11 Ağustos 2016 11:37

    Bir sünni olarak bende muaviyeye saygı duymuyorum..

    Yanıtla (1) (1)
  • Faik Kaynak / 09 Ağustos 2016 05:09

    Küresel müstekbir aktörlerle işbirliği içerisinde olan İran ; tıpkı FETÖ gibi gerçek yüzünü, asıl gaye ve niyetini, sinsi emellerini , ahtapot mentaliteyle yayılmacı politikalarını, Şia'yı din olarak algılaması hesabıyla dünyaya ihraç etme gayretini ve derin sevdasını, acem ırkının üstünlüğüne amentü edip Necip millet olduklarına kanaat ettiklerini net olarak gözlemledik.... Humeyni inkilabı ile gençliğimiz dönemindeki umut ve heyecanı tarif etmek imkansız! Lakin boş hayallere kapılmışız, İran her zaman ki gibi statükodan , taassuptan, kast sistemli bir İslami akaidten, Kurani perspektiften uzak, ihlas ve hasbililkten uzak bir coğrafyanın adıdır İran ! Tarihsel süreci ters düz etme gayretlerimizin, havanda su döğmekten öteye gitmiyor bence...

    Yanıtla (0) (0)
  • Sinan / 09 Ağustos 2016 04:32

    İran aslında devrimin ilk gününden itibaren mezhepçiydi. ABD ve İsrail karşıtlığı sloganları arkasında İslam dünyasını şiileştirme politikası güttüler. Sünni İslami hareketleri bu amaçları için engel olarak gördüler. İslami hareketlere karşı yerel ve küresel firavunlarla her türlü işbirliğini yaptılar. Ancak bazı Müslümanlar bu gerçeği ancak Suriye'deki ihanetten sonra fark edebildiler. Hala İran'ın Humeyni zamanında iyi olup sonradan bozulduğunu savunanlar çıkıyor. Hayır kardeşim. İran her zamanki İran. Ama siz bunu yeni görüp anladınız. Ben de (İran'a karşı her zaman mesafeli ve eleştirel yaklaşmış olmakla birlikte) ihanetin boyutlarını önceden bu ölçüde anlayabilmiş değildim. Onun için "İran sonradan bozuldu" demeyeceğiz. "Biz onun ne olduğunu sonradan anlayabildik" diyeceğiz.

    Yanıtla (0) (0)
  • bekir ziya / 09 Ağustos 2016 01:14

    Daha neler duyacağız, neler göreceğiz. Ahir zaman bu olsa gerek. Bütün maskelerin düştüğü çok özel bir zaman diliminde yaşadığımızı düşünüyorum.

    Yanıtla (0) (0)