Şehid Aytaç Baran Kabri Başında Anıldı
Geçen yıl uğradığı bir suikast sonucu şehid olan Aytaç Baran, ailesi ve sevenleri tarafından kabri başında yâd edildi.
Yeni İhya-Der Başkanı ve HÜDA PAR üyesi Aytaç Baran şehadetinin yıldönümünde sevenleri tarafından Yeniköy Mezarlığında bulunan kabri başında anıldı.
Sıcak havaya rağmen yoğun kalabalığın olduğu programa; Şehid Aytaç Baran'ın ailesi, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Genel Başkan Yardımcıları Vedat Turgut, Sait Şahin, Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile sevenleri katıldı.
Sık sık tekbirlerin getirildiği anma programında ‘Zalimler için yaşasın cehennem, Ey şehit yolunu sürdüreceğiz, Şehit Aytaç yolun yolumuzdur’ sloganları atıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını Yeni İhya-Der Başkanı Muzaffer Berber yaptı.
Yeni İhya-Der’in kuruluş aşamasını ve çalışmalarını anlatan Muzaffer Beber, mağdur ve muhtaçlarla yardımlaşma ve dayanışma, gençlerin ifsat edilme çabalarına karşı da ilim, ahlak ve edeple mücadele ettiklerini belirtti.
İhya-Der’in yapmış olduğu hizmetlerin Aytaç Baran’dan sonra da ara vermeden devam ettiğini dile getiren Beber, “Hizmet kervanında bayrağı devralan Şehit Aytaç Baran Hocamız, derneği kurduğumuzda kutlu sevda yolculuğunda yenilerden değildi. Aytaç Baran, Geçmişte uğruna nice gençlerin işkencelerden geçirildiği, nicesinin zindanları mesken tuttuğu ideal olan Kur’an dersi hizmetinde, isimsiz kahramanlardan, mescit güllerindendi. Yeni neslin iman ve Kur’an’la tanışması onun tek arzusu, tek ideali idi. Bu uğurda gayret ve fedakârlık timsali olmuş, bedeller ödemiş ve zindanın Yusuf’u olmuştu. Sonrasında da davudi sesiyle gençlerin yüreklerini okşamış ve farklı İslami STK’larda hizmet ve gayretlerini sürdürmüştü. İhya-Der, sevdasına ve aşkına kavuşma yolunda dâhil olduğu son hizmet halkası oldu.” dedi.
“Güzel ahlakı ve tebessümle nişanlı siması, gençlerin biricik hocasıydı”
Aytaç Baran’ın güzel ahlakı ile çevresine örnek olduğunu söyleyen Beber, “Her zaman ve her yerde olduğu gibi, burada da o güzel ahlakı ve tebessümle nişanlı siması, gençlerin biricik hocası kıldı onu. Batıl ve gayri İslami akımlar tarafından yem yapılan ve hain emellere alet edilen gençleri Hakk’a ulaştırmak tek sevdası oldu. Kendi hayatından, aile ve çocuklarından feragat edip, o gençlere kalkan olma amacıyla sürdürdüğü hizmet ve tehditlere karşı gösterdiği cesaret, onu da gençlerin sevdası kıldı. Bu karşılıklı sevda, birlikte bir iman halkasına, bir hizmet kervanına ve de zalim ve zorbalara karşı çelikten bir yürek kalkanına dönüştü. İşte Kürdistan’ın hainlerini çıldırtan da buydu. Kendi hain emellerine alet etmek istedikleri yavrularımızı ve gençlerimizi, iman ve İslam halkasında görmek onları çileden çıkarmıştı. Aslında bu garip değildi. Zira tarih boyunca batıl zihniyetler, İslam davasını insanlığa ulaştırmayı hedefleyen Hakk ehline hep düşman olmuş, onları katletmişlerdi. Hakk ehlinin ahlakı, dürüstlüğü, yardımseverliği ve halkı için fedakârlığı onların umurunda değildi. Onların tek hedefi vardı, o da kendi batıl emellerine engel gördükleri Hakk ehlini ortadan kaldırmak. Ancak tarihten ders alamayacak kadar kıt olan akılları bu kez de işlemedi ve Hakk’ın çelik duvarına tosladı.” ifadelerini kullandı.
“Zalim ve hainlere düşen pay, sadece zillet ve ebedi sefalettir”
Zalimlerin tarih boyunca kaybettiğini, bundan sonra da kaybedeceklerini dile getiren Beber, konuşmasına şöyle devam etti: “Evet, bu nadide çiçeklerimizin ayrılıkları bizleri hüzünlendiriyor. Geride kalan yıllar özlem ve hasretimizden bir şey eksiltmiyor. Ama iman ediyoruz ki onlar Rabbimizin ikram ve lütufları ile sevinç içerisindedir. Ve geride kalan kardeşleri de onların yolunda izzet ve cesaretle yürümektedir. Peki ya zalim ve hainler! İşte onlara düşen pay, sadece zillet ve ebedi sefalet olmaktadır. Ya Rabbi! Senin yolunda feda olan bu azizlerimizin yolunda durmadan yürümeyi, onların iman ve gayretlerine sahip olmayı ve akıbeti şehadetle taçlandırmayı bizlere de nasip et. Yeryüzünün tüm zalimlerini kahret, onları zelil ve perişan et.”
Yeni İhya-Der Başkanı Muzaffer Beber’in ardından toplanan kalabalığa hitaben konuşma yapan Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik, şehadetin önemine değindi.
“Onun gayesi Allah’a kulluk edecek bir nesil yetiştirmekti”
Çelik, “Bizler şehitlerin davasını anladığımız sürece dünya ve ahiret huzurunu yakalar ve yeryüzü müstekbirlerine darbe vururuz. Değerli şehidimiz Aytaç Hoca küçüklüğünden beri kendisini İslam’a adamış kahraman bir yiğit ve mücahit biriydi. Gerçekten onun gayesi Allah’a kulluk edecek bir nesil yetiştirmekti. Ne cezaevi ne işkence ne de zindan, kardeşimizi bu davasından alıkoyamadı. Onun bütün hayali çevresindeki gençlere İslam’ı nasıl götüreceğiydi. Seydalarını ve abilerini seven bir kardeşimizdi. Onun bütün derdi temiz ve ak bir alınla Allah’a şehadet ile gitmekti. Şehit olmak için Allah’a dua eder ve şehit gibi yaşardı. Allah bu kardeşimize de yetiştirdiği öğrencilere de şehadeti nasip etti. Bizim de temennimiz ve duamız şehadettir.” diye konuştu.
“Bizim küfürle olan savaşımız kıyamete kadar devam edecektir”
Küfür, şeytan, nefis, münafık ve hasedi büyük 5 düşman olarak niteleyen Çelik, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizler bu 5 büyük düşmana karşı Şehit Aytaç gibi yaşantımızı devam ettirmezsek inanın bu 5 büyük düşman hem dünya hem de ahiretimizin heba olmasına sebep olacaktır. Bizler Allah’ı Rab kabul ettiğimiz sürece yeryüzünde Allah’ı inkâr edenler bizimle sürekli savaşacak ve bizi kendisine kulluk yapmaya zorlayacaktır. Bizim küfürle olan savaşımız kıyamete kadar devam edecektir. Eğer biz şehadet sevdası ile kuşanmasak nefsimize karşı gelmezsek bu düşmana karşı galip gelemeyiz. Bizimle savaşan kâfirlere karşı biz de ancak Allah korkusu, dünya sevgisinin kalbimizden çıkmasıyla ve şehadet aşkıyla galip gelebiliriz.”
“Bütün amellerimizi ihlas ile taçlandırmalıyız”
Müslüman ferdin bütün amellerini ihlas ile taçlandırmasıyla şeytana karşı galip gelebileceğini vurgulayan Çelik, “Nice kahramanlar harp meydanında düşmana karşı galip geldiler ama nefisle olan mücadeleyi kaybettiler. İhlaslı kullar üzerinde şeytanın hiçbir şekilde tesiri olmayacağını Allah ayeti kerimede bize bildirmiştir. Bizi sürekli saptırmaya çalışan ve cehennem ateşine sürükleyen iblise karşı dayanağımız ihlas ve itaattir. Şehit olan değerli kardeşlerimizin hayatlarına baktığımızda ilk göze çarpan şeyin ihlas ve itaat olduğunu görürüz. Bize düşen de bütün amellerimizi ihlas ile taçlandırmaktır. Eğer amellerde ihlas yoksa o amelin Allah katında zerre kadar değeri yoktur. Amelleri Allah’a yükselten ihlastır.” ifadelerini kullandı.
“Kendisini Allah’a adamış yiğidi içten içe yıkan nefsi hastalıklardır”
Nefse karşı zikir ile mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Çelik, “Nefsin hile ve tuzaklarına karşı bizi ancak zikir kalesi kurtarır. Biz Allah’ı andığımız müddetçe nefsin bütün hile ve tuzaklarından emin oluruz. Nefsi hastalıkları iyi tanımamız lazım. Kendisini Allah’a adamış yiğidi içten içe yıkan nefsi hastalıklardır. Şehitlerimizin hayatına baktığımızda onların nefsini nasıl ayakaltına aldığını alçak gönüllü olduklarını görüyoruz. Aytaç Baran kardeşimiz de öyle idi. Kendinden küçük çocuklara ‘Abi’ diye hitap eder nefsini ayaklar altına alırdı.” diye konuştu.
Yeni İhya-Der Başkanı Aytaç Baran 7 Haziran Genel seçimlerinden 2 gün sonra hizmetlerde bulunduğu derneğinden eve gitmek için çıkmasından dakikalar sonrasında PKK’liler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda şehid edilmişti. Aytaç Baran, evli ve biri kız 3’ü erkek 4 çocuk babasıydı. (M. Hüseyin Temel, Emrah Deniz, Mahsum Tunç – İLKHA)
HABERE YORUM KAT