Şehadetlerle yükselen mücadelenin sürekliliği
Geçen Ramazan ayında Siyonist rejimin havadan düzenlediği suikast sonucu Gazze'de 3 oğlu ve 4 torunu şehid edilen Hamas'ın Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye, 31 Temmuz’un ilk saatlerinde İran'da şehid edildi ve inanıyoruz ki ölümsüzler kervanına katıldı.
Kendisiyle oğullarının ve torunlarının taziyesi için İstanbul Başakşehir'de buluştuğumuzda “tebriklerinizi kabul ediyorum” zira “şehidler için başsağlığı dilenmez ancak ölümsüzlüğe yöneldikleri için tebrik sunulur” demişti. Böylece bizlere hüznü değil mücadele azmini ve mücadelenin sürekliliğini telkin etmişti. Ayrıca Filistin İslami Direnişi’ne destek vermek için yaptığımız eylemlerle, dualarımızla ve infaklarımızla bu mücadelenin bir parçası olduğumuzu vurgulamıştı.
2024 yılı Mayıs ayında İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin helikopterinin düşmesiyle gerçekleşen ölümü gibi, Heniyye'ye düzenlenen suikast konusunda da İran yönetimi tedbir açısından beceriksizliği ile ve bilinçli ihmal konularında zan altına girmiştir. Bu elim saldırının en temelinde tabii ki ABD’den ve küresel baronlardan destek alan Siyonist rejimin iradesi vardır. Bu niyet son derece açıktır. Bu vahim olayı komplo teorileriyle açıklayanlar oldu. Tabii ki komplo edebiyatına kapılmayacağız; lakin olayın analizinde ortaya çıkan bazı boşlukların ve İran istihbaratının beceriksizliğinin birçok sorular oluşturduğu da bir vakıa.
İsmail Heniyye, Hamas’ın son siyasi lideri idi. Muhammed Reşid Rıza ve Hasan el-Benna hattının öğrencisi İzzettin Kassam'ın ve İhvan-ı Müslimin'in takipçisi ayrıca Seyyid Kutub'un gösterdiği merhaleci mücadele stratejisini Gazze’de en başarılı şekilde uygulayan, kendini safha safha ve istişari bir dinamizm ile inşa eden Hamas hareketi olmuştur. Bu hareketin istişari öncü heyetinden Ahmed Yasin ve Abdulaziz Rantisi, 2004'te Siyonist rejim tarafından şehid edilmişti. Rahmetli Ahmed Yasin ve Rantisi’nin katledilmesiyle hareket sinmemiş ve yeni liderler yetiştirmişti. Hamas’ın bağlı olduğu ıslah, inşa ve direniş ekolü Heniye'den sonra da inşaallah pratiğin içinde birçok alim ve liderler çıkartacak ve yetiştirecektir.
Saltanat ve aşiret asabiyesini aşan Hamas kadroları, dünden bugüne gelen eğitim, organizasyon ve mücadele sürecinde işlerini şura ile karara bağlama taliminin olgunluğu sayesinde Heniyye'nin bıraktığı boşluğu da süratle dolduracağını ifade edebiliriz. Heniyye ise bize şerefli ve onurlu örnek bir mücadele modeli bırakarak inşaallah ölümsüzlüğe yürüdü. O artık İzzeddin Kassam gibi Ahmet Yasin gibi İslami direnişin sembollerinden birisidir. O da İslami mücadele bilincine varan müminler için hayatından dersler çıkartılacak şehidlerimizdendir.
Heniyye’nin şehadetinden bir gün önce El Kassam sözcüsü Ebu Ubeyde, sebat ve sabır yurdu Gazze’den yaptığı açıklamada şöyle diyordu:
“ Bu mesajları siz Müslim olan kardeşlerimize gönderiyoruz, belki de kısa bir zaman sonra bir daha sizinle birlikte olamayacağız.
Allah’tan dileğimiz, bu konuşacağımız şeyleri bizim lehimizde bir delil olarak amel defterimizde saklamalısın...”
Bu girişten bir gün sonra Hamas lideri Heniyye’nin şehadet haberi geldi. Görüldüğü gibi Hamas’ın göreve ehil tüm elemanları hakka, adalete ve ahirete ulaşmak için dünya üzerinde verdikleri mücadelede her an şehadete hazır bir ruh haliyle yetişmekte ve yaşamaktadırlar. Rabbimiz rızası peşindeki tüm müminleri ve bizleri de bu adanmışlık ve şahidlik bilincinin elemanları yapsın inşallah. Sonrasında Ebu Ubeyde, Hamas ve El-Kassam’ın şu üç mesajını açıkladı:
“Birinci mesajımız:
Müslüman kardeşlerimize deriz ki; Hepimiz Muvahhid Müslüman kimseleriz. Allah’ımızın hakkımızda takdir buyurduğu şeylere razıyız, asla ümitsiz değiliz, asla o’nun takdirine itiraz etmeyiz.
Allah Teala’nın hakkımızda zafer takdir edeceğine dair de hüsn-ü zanna sahibiz.
Allah Teâlâ, Bakara sûresinde şöyle buyurmaktadır: ‘Sizden öncekilerin başına gelenlerin benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz? Onlar büyük sıkıntılara maruz kaldılar, sarsıldılar.’ Evet biz de şu an büyük bir sarsıntıdan geçiyoruz. Ayet-i kerimenin devamında: ‘(Bu durum karşısında) Allah’ın elçisi: zafer ne zaman diyecek… İyi bilin ki Allah’ın zaferi pek yakındır.’ (2/214) Evet biz de büyük sıkıntılara maruz kaldık, sarsıldık. Kalplerimize ve canlarımıza dokunan bir sarsıntıdan geçtik, ancak Rabbimizin rahmetinden hiçbir zaman ümidimizi kesmedik, kesmeyeceğiz. Allah Teala Kur’an’ında: ‘Allah’tan ümidinizi kesmeyin’ buyuruyor. Biz de Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmiyoruz. Rabbimizin kendi katına aldığı kardeşlerimizi şehitler olarak görüyoruz. Kalanları da büyük bir zaferin beklediğini düşünüyoruz. Bu Allah’a zor gelen bir şey değildir.
İkinci mesajımız:
Ey beni dinleyen Müslüman kardeşim! Bize sadece duayla bile olsa yardımcı olabilirsiniz. Dua müminin silahıdır. Sakın duayı küçümsemeyelim. Eğer sen bana büyük bir yardımda bulunamıyorsan bana edeceğin duayla Allah katında beraat edebilirsin. Secdelerinizde bize dua edin, sadaka verin, bize dua edin.
Üçüncü mesajımız:
Ey bu mesajımı dinleyen kardeşlerim, dünyanın her bir köşesine bu mesajlarımızı ulaştırmaya çalışın. Zira hala ümmetin içerisinde uykuda olanlar var. Zaferin, kurtuluşun gökten ebabil kuşlarının yardımıyla geleceğine inanıyorlar. Ama ebabil kuşları gelse belki de önce atalet içinde olan bizi ve sizi taşlayacaklar.
Gazze’de olup bitenleri her tarafa duyurun. Haberlerimizi dünyanın dört bir yanına duyurun. Çocuklarımızın içine düştüğü ızdırabı aktarın. Gazze’nin her tarafı enkaz yığını haline geldi. Güvenilir hiçbir noktası kalmadı. Binalar, koca koca siteler, içinde oturanların üzerine devrildi.
En ufak bir uyarı yapmadan, ani baskınlarla vahşice yapıldı bunlar. Arkadaşlarımızdan, ailelerimizden tamamen, bütün aile fertleriyle dünyadan silinen, nüfus kütüğü silinenler oldu. Ailenin birinde yüz şehit, bir diğerinde elli şehit, diğerinde kırk şehit. Hayatta kalanları da ecellerini bekliyor burada.
Bunları size niçin söylüyoruz? Kıyamet gününde sizin için bir mazeret teşkil etsin diye söylüyoruz. Zira Allah’ın huzurunda size Gazze’deki Müslümanlar için ne yaptınız diye sorulduğunda en azından bu bahsettiğim şeyleri yaptığınızı söyleyerek kendi beraatinizi sağlamış olabilirsiniz.
Caddelere meydanlara çıkıp, insanlara karşı bu zulmü haykırmanız sizden büyük bir gayret istememektedir. En azından gafil olan kardeşlerimizi bu şekilde uyarmış, onlara bu durumu hatırlatmış olursunuz. Allah’ın karşısında kıyamet gününde inşaallah bu eylemlerinizle mazur görülürsünüz.
Allah’a yemin olsun ki bu sıkıntıların, bu darlıkların bir ferahlığa vesile olacağını; bu musibetlerden sonra mutlaka ihsanlar geleceğini; bu karanlıkların ardından sadık bir fecir, aydınlık bir gün doğacağımı ümitt ediyoruz. İnşaallah!
Allah’a yemin olsun ki bu Gazze olaylarında en iyilerimiz, en masumlarımız vefat etti. Ailenin en iyileri Allah katına davet edilmekte. Allah onları adeta özellikle seçmekte, kendi katında mükafatlandırmak üzere davet etmekte.
Daha fazla vaktinizi almak istemiyorum. Allah için hepinizi seviyoruz. Mesajlarımızı diğer kardeşlerimize iletin, sesimizi onlara duyurun. Sosyal medya sınırından çıkıp olayı daha da aktif hale getirin. Dua birbirimize karşı vasiyetimizdir.
Ya Rabbi bize vaadetiğin zaferi bekliyoruz senden. Bize vaadettiğin zaferi nasib et bize. Allah’ım sabır yağdır üzerimize, sebat ver kalplerimize.
Bize, bizim hakkımızdaki en güzel sonucu yaz. Ve bizi muttaki kulların arasına ilhak eyle. Nebilerin, sıddıkların, salihlerin, şehitlerin taifesine ilhak eyle. Amin, amin, amin YA RABBi.”
Ebu Ubeyde’nin açıklamasından bir gün sona Heniyye şehid edidi. Bu sefer İzzeddin el-Kassam Tugayları Heniyye’nin şehadetine bağlı olarak yayınladığı bildirisinde de özetle şu vurgular yer alıyordu:
“ ‘Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanmayın! Bilakis (onlar) diridirler, Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar.’ (3/139)
Filistinli mücahit halkımıza, Arap ve İslam ümmetimize ve direnişine, dünyanın özgür insanlarına, İslami Direniş Hareketi Hamas’ın lideri, şehid komutan mücahid İsmail Abdüsselam Heniyye’yi takdim eder. Şehid liderimiz, İran’ın başkenti Tahran’daki ikametgahını hedef alan korkak bir Siyonist suikast sonucunda şehid olmuştur. Bu Nazi suçuna karşı aşağıdaki hususları vurguluyoruz:
Birincisi: Mücahid liderimiz “Ebu'l-Abd”, hayatını cömertçe adadığı mücadele, cihad ve fedakârlık dolu bir yolculuktan sonra şehid olmuştur. Hareketin gelişiminin ve cihad yolculuğunun farklı aşamalarında önemli katkılarda bulunmuş, Filistin davamıza çok şey kazandırmıştır. Direnişi güçlendirme, ümmetin evlatlarının çabalarını birleştirme ve enerjilerini Kudüs'e yönlendirme konusunda önemli bir rol oynamıştır. Son olarak, halkımızın ve ümmetimizin özgürlerinin Aksa'yı ve kutsal mekânları savunduğu en şerefli savaş olan ‘Aksa Tufanı Savaşı’ında hayatı şehadetle taçlanmıştır.
İkincisi: Lider Heniyye'ye yönelik suikast, İran'ın başkentinde gerçekleşen ciddi ve tehlikeli bir olaydır. Bu olay, savaşı yeni boyutlara taşıyor ve bölge genelinde büyük etkileri olacaktır. Delilikle gözü kör olmuş Netanyahu, işgal varlığını uçuruma sürüklemektedir.
Üçüncüsü: Düşmanın çeşitli alanlarda işlediği suçlar, bölgedeki tüm devletler ve halklar için tehlike çanları çalmaktadır. Filistin'deki direnişi desteklemek ve ona yardım etmek herkes için bir motivasyon kaynağı olmalıdır; zira direniş, tüm ümmet için en ön safta savunma hattını oluşturur. Bu nedenle düşman, direnişi kırmak ve tüm ümmetin devletlerine ve halklarına yönelik daha büyük bir saldırıya odaklanmak için çabalamaktadır.
Dördüncüsü: Bugün kanları Gazze'nin çocukları, kadınları, gençleri ve yaşlılarının kanlarıyla karışan liderimiz İsmail Heniyye’nin kanı,
bu kanlar kurtuluş yolunda bir rehber olacak ve düşman, Gazze'de, Batı Şeria'da, sahte varlığının içinde ve mücahidlerimizin ve ümmetimizin ulaşabileceği her yerde kanlarıyla işlediği suçların bedelini ödeyecektir.
‘…Allah, takdir ettiğini yapandır fakat insanların çoğu bunu bilmezler.’ (12/21)
Cihadımız zafer veya şehadetle sonuçlanacaktır! ”
El Kassam’ın bu açıklamasında da görüldüğü gibi Filistin İslami hareketinin öncüsü olan Hamas, sünnetullah kavrayışıyla irtibatlı bir eğitim, dayanışma ve bilinçlenme safhalarından geçen bir muslihun, mücahidun ve yaşayan şehidler aşamasını katedmiş ve Seyyid Kutub’un işaret ettiği gibi yeniden Kur’an Nesli olma seviyesine ulaşmış bir kadroya sahiptir. Dolayısıyla Hamas kırılmakla bitmeyecek, sürekliliği olan nesiller ve liderler yetiştirme gücüne ulaşmış olarak İslami mücadelede sürekliliği ifade etmektedir.
Ahmed Yasin ve Abdulaziz Rantisi’nin yolunda yürüyen ve dün sabaha doğru şehid edilen Filistin İslami direniş hareketinin lideri Heniyye’nin bağlı olduğu Hamas, yeniden ıslah ve inşa ekolünün taşıyıcısıdır. O, merhale merhale yürütülen bir kavrayış ve mücadele sonucunda bir İslami mücadele okulu, bir İslami mücadele mektebi seviyesine ulaşmıştır. Belki şehadetler dışında mevzilerimiz de işgal edilebilir, yiğitlerimiz hapsedilebilir, açık faaliyetlerimiz yasaklanabilir; ama tevhid inancı, ıslah ve inşa fikri demir parmaklıkları aşan bahar çiçeklerinin kokusu gibi, bir rüzgar gibi talep eden gönüllere ulaşır ve yeniden tohumlanır.
Rabbimiz bizleri o tevhidi tohumlanmanın, yeniden ıslah ve inşa inkılabının taşıyıcılarından kılsın inşallah!
YAZIYA YORUM KAT