Seçimlere İlişkin Tavrımıza Dair...
Yaklaşan seçimlere dair nasıl yaklaşmak gerektiğini ele alan Rıdvan Kaya, konuyla ilgili tartışmalara da değinerek sürece kayıtsız kalmanın sakıncalarına dikkat çekiyor.
Rıdvan Kaya / Haksöz Haber
Türkiye gündemi doğal olarak 7 Haziran’da yapılacak seçimlere kilitlenmiş durumda. Burada bu konuyu değerlendirmeyi arzu ediyoruz.
Evvela yaşadığımız toplumu ve hatta tüm coğrafyamızı doğrudan etkileyeceği açık bir konuyu yakından takip etmenin bazılarının zannettiği gibi güncel-aktüel gelişmelerin içinde boğulup asli görevimiz olan tebliğ ve davet sorumluluğunu ikinci plana atmak anlamına gelmediğini, bu yaklaşımın, eleştirinin haklı olmadığını vurgulayarak söze başlamakta yarar görüyorum.
Nasıl tavır alınması gerektiği konusuna birazdan değinelim inşallah ama öncelikle bu çapta toplumsal-siyasal sorunlara ve gelişmelere bigâne kalınamayacağının altını çizelim. Neden? Çünkü söz konusu gelişme doğrudan hem bizi hem de muhataplarımızı etkiliyorsa onların içinde bulundukları hali şu veya bu yönde değiştirme potansiyeli taşıyorsa bunu görmezden gelme lüksü söz konusu olamaz.
Gündeme bigane kalma lüksümüz olamaz!
Düşünün ki, sizin belirlemediğiniz, sizin planlamadığınız ya da doğrudan aktör konumunda bulunmadığınız bir gelişme mevcut ama bu gelişme şu veya bu şekilde sizi etkileyecek. Ne yaparsınız, “biz asli fail konumunda olmadığımız gelişmeleri gündemimize almayız, onunla ilgilenmeyiz” diyebilir misiniz? Bu durumun klasik bir örneği olarak Bizans ve Sasaniler arasındaki savaşa Müslümanların taraf olmasını hatırlayalım.