Seçim Değerlendirmesi
Akhisar Özgür-der Temsilciliğinde düzenlenen seminer programında Beykoz Özgür-der'den Yılmaz Çakır ''Seçim Değerlendirmesi '' başlıklı konuyu işledi.
Tarihi arka planı rejimin sahibi CHP ve ona karşı çevreninin temsilcisi partiler ve onun son temsilcisi AK Parti üzerinden durduğumuz yeri hatırlatan Yılmaz Müslümanların doğal olarak çevrenin halkın yanında olması gerektiğini belirtti.AK Parti’de oluşan sıkıntı sorun ve eleştirilere katıldığını buna rağmen yapılan doğru işerin de görülmesi gerektiğini hatırlattı.
Çakır, bardağın dolu tarafına odaklanan biri olduğunu, bir Müslüman olarak içinde bulunduğumuz sosyal, siyasal süreci, olayları, durumları değerlendirirken geçmişte yaşadığımız olaylardan bağımsız değerlendiremediğini ve son seçimlere de bu zaviyeden baktığını belirttikten sonra konuşmasına şu şekilde devam etti:
Yakın tarih içerisinde seçmen idaresine müdahaleler olduğunu biliyoruz. 1946’daki ‘açık oy kapalı tasnif’ garabetinden sonra seçim ve sandık güvenirliliği genel olarak yüksek bir seyir izliyor. Ayrıca sandığın güvenli oluşuna dair siyasilerden birçok güzelleme duymak mümkün. Fakat yine tarihi seyre baktığımızda bu kadar güvenle yapılan seçimlerin sonucuna yani halkın iradesine saygı duyulup duyulmadığına bakılıyor mu? Halkın iradesi sağlıklı yansıyor ama o irade sağlıklı bir şekilde iktidar olabiliyor muydu? İktidar olduklarında onlara göz açtırıldı mı? Ben liberallerden genel olarak çok istifade ediyorum. Hatta Turgay Güler gibi adını ağzıma almaktan sıkıldığım kişinin yanında Yıldıray Oğur gibi insanlardan çok faydalanıyorum. Lakin çoğunlukla çok iyi ve zeki analizler yapan liberaller bazen yanlış davranabiliyorlar. Bazı detayları pas geçebiliyorlar. Yirmi dokuz bin oy farkından on sekiz binlere indi ve on beş bin farkla biteceği söyleniyor. Bu seçime gölge düşerse? Bu fark az bir fark mı? Tabi onlarında belli zihin evreninde baktıkları için belli alana sınırlanıyorlar ve bazen zihinleri kilitlenebiliyor. Bu basit ama neticeye tesir edebilecek olay atlanmamalı. Tabi biz bütüncül ve hizipçi olmadan bakmalıyız. Kurulu olduğu makamdan indirildikten hemen bir gün sonra aşırı muhalif olan gibi bir omurgasızlığından ve partinin içinde olduğu için aşırı partici bağnaz kişilerden de ayrışmalıyız. Biz meselelerde maslahat formülüyle, içtihat ile tercihlerde bulunuyoruz. Bir tarafgirlik, tutucu fanatiklikten ve topyekûn karşıtlıktan uzak durmalıyız.
Son olarak sorulan soruların cevaplanması ile seminer programı sona erdi.
HABERE YORUM KAT