Şebbihalar ‘başörtülüye kelepçe’ gündemi üzerinden dezenformasyon kampanyası yürütüyorlar!
İran sempatizanları siyasi söylem üretmek adına Filistin meselesini araçsallaştırmaya devam ediyor…
HAKSÖZ HABER
Taksim'deki "Filistin eylemi" üzerine başlatılan tartışmalar kısa süre içerisinde propaganda malzemesine dönüştürülmüş durumda. Burada öne çıkan unsurlar arasında PKK yanlıları ve İran sempatizanları polisin müdahalesindeki kontrolsüzlükten yola çıkarak yine dezenformasyon maharetlerini sergiliyorlar. Özellikle İrancılar, Filistin meselesi üzerinden duyar kasma noktasında oldukça deneyimliler!
İran’ın başta Suriye ve Irak olmak üzere işlediği cürümler herkesin malumu. Buna karşın ’79 Devrimi’nden bu yana İran, İslam ümmetine kendisini ispatlamak için Filistin meselesini kullanmaktan kaçınmıyor.
Kendisini Filistin’deki direnişin en büyük destekçisi gibi lanse eden İran’ın tutarlılığını sorgulamanın anlamı dahi yok. Suriye’deki azınlık Nusayri rejimini korumak için Suriye halkını çoluk çocuk demeden katleden İran, Filistin ve Kudüs için ne yaparsa yapsın bu durum eli kanlı bir mezhep çetesi olduğu gerçeğini değiştirmeyecek. Kimse Bağdat’ta Şam’da kana bulanan ellerini Kudüs sokaklarında temizlemeye çalışmasın özetle!
İran sempatizanları ise 7 Ekim’den bu yana Türkiye’yi “İsrail’le işbirliği” yapmakla itham ediyorlar. Türkiye’nin Filistin meselesindeki yaklaşımını Siyonist çeteye devam eden ticarete indirgeyerek oluşturulan argümanların alıcısı da olduğu aşikar. İktidarın bu konudaki zaafları eleştiriye açıkken sanki Gazze’yi Erdoğan hükümeti bombalamış gibi hareket etmek ise akıl dışı bir tutuma işaret ediyor. Son olarak İran’a yakın çevreler ve iktidar karşıtı sol öykünmeci tipler ‘başörtülüye kelepçe’ gündemi üzerinden dezenformasyon kampanyası yürütüyorlar!
Türkiye’de Esed ile görüşme “şerefine” sahip birkaç isimden birisi olan İslam Özkan da bu kampanyanın koordinatörü olarak kendisini vazifelendirmiş durumda. İHH yöneticilerinden Serkan Nergis ile girdiği tartışmada hakaret ve iftiralar savuran Özkan, İHH’nın IŞİD ve el-Kaide ile ilişkileri olduğunu ileri sürecek kadar saçmalıyor.
31 Mart seçimlerinde alınan sonuçlar sebebiyle olsa gerek kendinden geçen Özkan, “yargılanacaksınız” şeklinde tehditler savurduktan sonra alışıldık “gazeteci” kartını kullanıyor.
Esed katili ile görüşme haysiyetsizliğini gazeteci sıfatına sığınarak perdelemeye çalışan bir kimsenin Filistin duyarlılığı üzerinden söylem üretmeye çalışması tutarsızlık değil de nedir? Bir katille dostluk ilişkisi kurarken diğer yandan bir başka katile yeteri kadar karşı çıkılmadığını ileri süren birisinin ciddiye alınacak bir tarafı olabilir mi? Kendi kişisel, ideolojik emellerine ulaşmak için Filistin'i araçsallaştıran müfterilerin yaldızlı sözlerine inanmak için hiçbir sebep yok ortada!
HABERE YORUM KAT