Savaş suçlusu Verfelli'yi, üzerindeki baskıları bertaraf etmek için Hafter mi öldürttü?
Libya'da savaş suçları işlediği için Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından hakkında yakalama kararı bulunan, Halife Hafter'e bağlı milis komutanı Mahmud el-Verfelli'nin Bingazi'de bir silahlı saldırı sonucu öldürülmesinin yankıları sürüyor.
Verfelli öldürülmesinden önce son olarak 3 Mart'ta Bingazi'de bir otomobil şirketine düzenlediği baskınla gündeme gelmişti.
Sosyal medyada yayınlanan görüntülere göre, otomobil şirketinin ofisini darmadağın eden Verfelli ve beraberindeki milisler, eşyaları tahrip ederek camları kırdı. Görüntüde ayrıca Verfelli'nin, yurt dışında bulunan şirket sahibini döndüğünde öldürmekle tehdit ettiği duyuluyordu.
Hafter güçleri taziye mesajlarıyla yetindi
Libya'nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter milislerinin "Özel Kuvvetleri" Sözcüsü Meylud Ez-Zevi, dün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Özel Kuvvetlerin sembol isimlerinden Yarbay Mahmud El-Verfelli'nin (42) öldürüldüğü haberini teyit ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Verfelli'nin, Bingazi'deki El-Hevari mezarlığına herhangi bir askeri tören düzenlenmeden gömülmesi dikkati çekerken, ölümüne ilişkin herhangi bir soruşturma ve bir adli tıp sürecinin duyurulmaması da bu suikast dosyasının alelacele kapatılmaya çalışıldığı izlenimi yarattı.
Halife Hafter cephesinden Verfelli'nin ölümüne dair yapılan yazılı açıklamalar taziye mesajları ile sınırlı kalırken, saflarındaki en öncü isimlerden birine karşı düzenlenen bu saldırının arkasında kimler olduğuna veya faillerinden hesap sorulacağına ilişkin somut bir duruş gösterilmemesi de dikkati çekti.
Suikast "içeriden bir iş" olarak görülüyor
Verfelli suikasti, bir yandan BM himayesinde son aylarda Libya krizine siyasi çözüm çabalarının arttığı ve ülkede Ulusal Birlik Hükümeti'nin kurulduğu yeni bir siyasi atmosfere denk gelirken, diğer yandan Hafter kontrolündeki Bingazi'de son dönemde yaşanan siyasi, güvenlik ve kabile temelli sorunlar silsilesinin son halkasını oluşturuyor.
Libya basını ve kamuoyunda çok sayıda yorumcu ve siyasi analist Verfelli suikastinin "içeriden bir iş" olduğu yorumunda bulundu.
Zira Verfelli, askeri olarak Bingazi'de üstlendiği önemli rollere rağmen aynı zamanda tartışmaların odağında bir isim olarak biliniyor ve kentin önde gelen kabilesi Avagir ile arasında husumet bulunuyordu.
Sosyal medyada dolaşan bir iddiaya göre de Verfelli'ye suikast düzenlenen aracın olay yerinden ayrılmasının ardından, Hafter'in oğlu Saddam Hafter'in liderlik ettiği Tarık Bin Ziyad birliğinin karargahına girerken görüldü.
Verfelli'ye suikast emrinin yalnızca Racme'den (Halife Hafter'in Bingazi'deki karargah merkezi) verilebileceğini savunan görüşe göre, Hafter, doğu bölgesinde (Sirenayka) son yıllarda meydana gelen suikast ve infazlara karşı yükselen yerel kabile tepkilerini ve tüm muhalif sesleri bastırmak istemiş olabilir.
Buna göre Hafter, Mahmud Verfelli'nin ölümü ile saflarındaki önde gelen isimlerinden birini kaybetse de, işlediği katliamlar ve savaş suçlarıyla uluslararası toplum ve Sirenaykalı kabilelere karşı başını ağrıtan büyük bir yükten kurtuldu.
Yargısız infazları ile ünlü "Hafter'in kasabı"
Verfelli, 2016 yılından bu yana düzinelerce savaş esirini uluorta infaz ettiği, sosyal medyaya yansıtılan görüntülerle ünlendi.
Verfelli ayrıca, işlediği yargısız infazlar nedeniyle Libya kamuoyunda "Hafter'in kasabı" olarak anılırken, 2017'de UCM tarafından savaş suçlusu ilan edildi ve İnterpol'ün arananlar listesine girdi. UCM, Verfelli hakkında "savaş suçu işlediği, Bingazi'nin farklı bölgelerinde 33 kişiyi öldürdüğü ve 6 kişiyi yargısız infaz ettiği" gerekçesiyle 15 Ağustos 2017'de yakalama emri çıkardı.
Avrupa Birliği de Eylül 2020'de Libya'da insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle 3 oluşum ile Verfelli ve diğer bir kişiyi yaptırım listesine aldı.
Ek olarak, ABD Hazine Bakanlığı Aralık 2019'da Verfelli'yi "ağır insan hakları ihlalleri" nedeniyle yaptırım listesine dahil etti.
Uluslararası baskıların ardından Hafter'in bir süre gözlerden uzak tuttuğu Verfelli, darbeci liderin Nisan 2019'da başkent Trablus'u ele geçirmek için başlattığı ve 14 ay süren saldırılarda yeniden ortaya çıktı.
Bu dönemde Hafter tarafından binbaşı rütbesinden yarbaylığa yükseltildi ve Beni Velid (Trablus'un 180 km güneydoğusu) ve Terhune (Trablus'un 90 km güneydoğusu) kentleri arasında milislerin ikmal yollarını güvence altına almakla görevlendirildi.
Hafter, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde meşru Trablus merkezli hükümete karşı açtığı savaşta Verfelli'yi, ülkenin batısındaki en büyük kabilelerden Beni Velid kentindeki "Verfelle" kabilesini milislerine destek vermeleri yolunda ikna etmesi için kullandı.
Ancak Verfelli, Beni Velid'in ileri gelenleri ve yetkililerinin tarafsız kalma konusunda ısrar etmeleri üzerine bu görevinde başarısız oldu.
Verfelli, Libya'nın batı bölgesinde sayı ve silahlanma açısından en güçlü tugaylara sahip Misrata şehrini (Trablus'un 200 km doğusu) ele geçirmek için kendisine bağlı unsurları harekete geçirdi. Ancak Hafter milislerinin, Türkiye'nin desteklediği Libya ordu güçleri karşısında Haziran 2020 başında yenilerek Sirte (Trablus'un 450 kilometre doğusunda) ve Cufra (Trablus'un 650 kilometre güneydoğusunda) bölgelerine çekilmeleriyle Verfelli'nin bu girişimi de başarısız oldu.
Sirte Harp Okulu mezunu olan Verfelli, aşırıcı silahlı grupların oluşturduğu "Bingazi Devrimciler Şura Meclisi" ittifakına karşı Bingazi'yi ele geçirmek için yapılan birkaç şiddetli savaşa katılarak Hafter milisleri arasında ün kazanmıştı.
HABERE YORUM KAT