1. YAZARLAR

  2. Serdar Demirel

  3. Şaşkın öfkeli dindar muhalifler
Serdar Demirel

Serdar Demirel

Yazarın Tüm Yazıları >

Şaşkın öfkeli dindar muhalifler

14 Haziran 2015 Pazar 23:41A+A-

Seçim öncesi ve sonrası camia içi birçok manidar diyaloğa şahit oldum, bir kısmını da kendim yaşadım. Ak Parti’yi birtakım rezervlerle destekleyenleri kastetmiyorum. Daha önce desteklemiş ve fakat bu son seçimde desteklemeyeceklerini, başka bir partiyi deneyeceklerini yahut sandığa gitmeyeceklerini söyleyen dindar muhalifleri kastediyorum. 

Siz “Suriye” diyorsunuz, muhalif “saray” diyor. Siz “Irak” diyorsunuz, muhalif “otoriterleşme” diyor. Siz “Yemen” diyorsunuz, muhalif “yolsuzluklar” diyor. Siz “Arakan” diyorsunuz, muhalif “Cumhurbaşkanının uslûbu” diyor. Siz “Filistin” diyorsunuz, muhalif tekrar “saray” diyor.

Siz “Mısır” diyorsunuz; askeri darbe, sokak ortasında öldürülen binlerce masum İhvan üyesi, idama mahkum edilen Muhammed Mursi ve arkadaşları, halkın zindanlardaki kanaat önderleri, Batı kuklası darbeci Sisi’ye karşı direnen Erdoğan diyorsunuz, Ümmet diyorsunuz, muhalif tekrar “otoriterleşme” diyor.

Siz “Yeni Türkiye, 2023 ve 2071 vizyonu” diyorsunuz, muhalif “Diktatör Erdoğan’a haddini bildirmek lazım” diyor..

Siz “siyasi ve ekonomik istikrar” diyorsunuz, “12 yıllık kazanımlar”ın riske edilmemesi lazım diyorsunuz, muhalif “Erdoğan da çok oluyor artık” diyor.

İsrail’in şımarık ve küstah lideri Şimon Peres’in yüzüne Filistin aşkına “One Minute” tokadı indiren lider diyorsunuz, muhalif “hükümetin kulağını çekmek gerek” diyor..

Zararı defetmek menfaati elde etmekten evladır, fıkıh kaidesini hatırlatıyorsunuz, ehveni şer diyorsunuz, muhalif istihza ile ninem de böyle konuşuyor diyor. Ninen hikmet ehliymiş, ama sen değilsin tepkisini veriyorsunuz muhalif “tek adam olmaz” diyor...  

Diyaloglar farklı zeminlerde farklı kişilerle hep bu minvalde sürüp gitti... Ve seçim sonrası malum tablo ortaya çıktı...  

İsrail, İran, Esed, ABD, Avrupa Birliği ülkeleri basını Ak Parti’nin oy kaybını kendi zaferleri gibi verdiler. Fransa’da yayınlanan Liberation gazetesi, “Osmanlı’nın düşüşü” başlığıyla çıktı.

İtalyan La Repubblica gazetesi seçim sonucunu baş sayfadan iki yorum yazısıyla verdi: “Selahaddin Eyyubi durduruldu”.  Adriano Sofri imzasıyla yayınlanan yazıya ise; “Yeni bin yılın Selahaddin Eyyubi’si son metroda durduruldu” başlığı atıldı. 

Başta Şimon Peres olmak üzere İslâm düşmanı siyasiler seçim sonucundan memnuniyetlerini gizlemediler. Peres’in şu tesbiti başka söze gerek bırakmıyor sanırım: 

“Türkiye’de olanlardan memnunum. Ortadoğu’da iki İran’a yer yok. Türkiye’de güçlü bir lider rejimi oluşmak üzereydi. Seçim bunu önledi. Bu Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun çıkarınadır.”

Dindar muhalifler bu kadarını beklemiyorduk demeye başladılar. Üzüldük, kantarın ayarı kaçtı, diyenler çıktı. Bir diktatörün nasıl olup da seçimle gidebildiğini izah edemeseler de yine de Erdoğan’ın durdurulması fena olmadı demeye devam edenler az değil.

Erdoğan nefretiyle yönetilen ve yönlendirilen öfkeli muhalifler ve bahusus bazı dindar kesimler Türkiye’ye, bölgeye ve Ümmet’e ağır bedeller ödetmelerini yukarıdaki argümanlarıyla meşrulaştırabileceklerini sanıyorlar. Noktayı kubbe yaparak yapılan dünya kadar hizmeti, yürürlükte olan büyük projeleri, Ümmet’i sahiplenen, koruyan, korumaya çalışan kadroları takdir edemediler. 

Gazeteciler meseleleri 40-50 yıllık bir tarih penceresinden, akademisyenler 200-300 yıllık bir zaman diliminden, bilge kişiler ise 2000-3000 yıllık medeniyet perspektifinden değerlendirirler. Ak Parti karşıtları ise kanaatlerini genelde son yıllarda startını Batı’da alan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan karşıtı kampanyaların toz dumanı içerisinden süzmüşler. Zanni kanaatlerle kesin hükümlere varmışlar. Kendilerine gösterilen fotoğrafın önemli bölümünün kurgu olabileceğini gündemlerine bile almamışlar. 

Dindar ve Ümmetçi muhalifler Suriyelilerin acısını içlerinde hissettiklerini söylüyorlar. Ama, Türkiye’ye sığınmış ilim ehli Suriyeli bir dostumun; “Şimdi bize ne olacak?” sorusuna cevap veremiyorlar.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT