Şartlar Değişir, Garanti Değişmez mi?
Alpay, ülke için bütün toplumun fedakârlığa davet edildiği bu süreçte, köprü, tünel ve yolları kullanıp ekonomik bir üretim yapabilme imkânlarını yitirmiş bu toplum adına hazine garantisinde işlerin nasıl ilerleyeceğini sorguluyor.
Kenan Alpay'ın yazısı:
Çok sağlam hesaplar yapılmıştı. Fizibilite raporlarında milimetrik sapmalara bile müsaade edilmemişti. Yüksek karlı yatırımlar küresel piyasaların akışıyla paralel biri biçimde şekillendiriliyordu. Çin’in büyüme hızı Amerika ve Avrupa’yı telaşlandırıyor, Rusya nükleer silahları ve yayılmacı askeri siyasetinin yanı sıra uluslararası petrol ve doğalgaz piyasalarıyla istediği gibi oynayabiliyordu. Teknoloji ve sanayi üretiminin merkezi Avrupa ve Amerika’dan Avrasya’ya doğru kayarken liberal kapitalist düzen de yeni bir krize giriyor ve böylece devletçi siyaset yeniden yükselişe geçiyor gibi propagandif söylemler yoğunlaşıyordu.
Siyasal ve ekonomik sahada egemenlik alanını genişletmek isteyen devletler bir taraftan da konumlarını meşrulaştıracak ideolojik gerekçeler üretmenin, karşıtlarının prestij kazanmasını engellemenin peşindeydiler. Hayır, Corona Virüs korkusu ve yaptığı tahribat bu ahlaksız dengenin makul ve mutedil olanla değiştirilmesi yönünde henüz bir katkı yapmış değil.
Klişe Temenniler mi? Uzak Olsun!
Düzen değişecek, adalet ve merhamet egemen olacak, doğaya karşı işlenen suçlar son bulacak gibi çıkışlar sahip çıkanların oranı epeyce artsa da uzun bir süre daha yine temenni olarak kalmaya devam edecek. Çünkü sadece devletler, şirketler, kurumlar değil çok büyük bir oranda henüz fertler ve toplumlar bazında bile Covid-19 korku ve panik duygusunda öteye adalet ve merhamet duygularını harekete geçirebilmiş değil. Korku ve panik havası tek başına bırakalım adil ve müşfik bir düzenin inşasını mazlum ve mağdurlarla empati duygusunu bile oluşturacak yeterlilikte değildir. Bu sebeple doğrudan akıl ve iradeyi felç etmeyi hedefleyen komplo teorileri kadar temelsiz ve klişeden ibaret temennilerde de uzak durmakta fayda vardır.