Şarkıyla türküyle nereye kadar!
Ucuz pop şarkılarından medet uman muhalefetin içler acısı hali!
Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
“Postmodern dönemde amaç (avangard) sanatçı olmak değil, medya sanatçısı olmaktır –yani günümüzde medyanın önünde olan, ama medyanın çabucak yetişip toplumsal bir olgu haline dönüştürdüğü sanatçı. Postmodern medya sanatçısı modern sanatın simyasal deneylerini klişeleşmiş sığ bir biçimde yineler; modern sanatı gündelik göstererek kendi kitlesinin karikatürüne çevirir. Böylece yaptığı eserler, varoluşa ve gerçekliğe yeni bir bakış açısı sunmamasına rağmen kitleleri kendine hayran bırakarak sihirli dokunuşu elde etmiş olur.”
Sanatın Sonu isimli kitabın yazarı Donald Kuspit’e ait olan bu ifadeler “medya sanatçılarının” mahiyeti hakkında oldukça önemli şeyler söylüyor. Kuspit, postmodern sanatı ve sanatçıyı tartışmaya açarak kendi sanat değerlerini kurtarmaya çalışıyordu. Biz ise gemileri yaktık! Sanatın kendisini bile tartışmaya hazırız... Ancak şuan için buna gerek yok. Zira tartışma konusu "Tarkan" ismindeki bir medya sanatçısından ibaret! Muarızları çok fazla zorlamaya gerek yok kısaca!
“Türk pop müziğinin en büyük yıldızı Tarkan, merakla beklenen ‘Geççek’ isimli şarkısını haber verdiği gibi önceki gün 21.00’de yayımladı. Ve bir anda kıyamet koptu!“ Cumhuriyet gazetesinin “ Tarkan’ın şarkısını kimi pandemiye, kimi de AKP'ye yordu” başlıklı haberine ait olan bu giriş cümlesi -sizler de fark etmiş olacaksınız ki- ağzı kulaklarında bir coşkuya sahip!
Tarkan isimli “medya sanatçısı” farklı şekilde yorumlanması mümkün olan bir şarkıya imza attı. “Geççek” isimli bu şarkıdaki bazı ifadeler muhalif çevreler tarafından cari hükümetle ilişkilendirildi. Büyük bir sosyal medya kampanyasıyla şarkı siyasi argüman için kullanılıyor. Tarkan’ın neden yazdığını bilemeyiz ama muhalefetin Tarkan üzerinden siyaset üretmeye çalışmasının oldukça içler acısı bir durum olduğunu pekala söyleyebiliriz.
Birçok “ünlü” ismin de dahil olduğu bu kampanya “toplumun Erdoğan’a duyduğu nefret” şeklinde lanse edilince muhalefetin düzeyi de ortaya çıkmış oluyor. Geçmişte oldukça karanlık ve karışık işlerle adı geçen Tarkan gerçek bir medya sanatçısı. Popüler kültürün önde gelen simalarından olan Tarkan bu kültürün gayrı meşru bütün özelliklerini de bünyesinde barındırıyor haliyle. Uyuşturucudan cinsi sapkınlığa uzanan “amel defteriyle” pusula olarak Tarkan’ı kendilerine seçenlerin gittikleri yer de herkesin malumu! Diğer tarafın ise sakin olması lazım... Aşırı tepkiler sadece lümpenliğe olan meyli artırıyor!
Kuspit’in vurguladığı gibi “kendi kitlesinin karikatürü” olarak Tarkan klişeleşmiş şeylerin sığ bir örneğinden ibaret olan bir medya sanatçısı. Varoluştan ve gerçeklikten nasibini alamamış şarkılar ise kaybetmeye mahkum!
Şarkıyla türküyle nereye kadar! Muhalefetin gerçek hikâyelere ihtiyacı var. Şarkılar "geççek" olan değil gerçek olan hikayelerin üzerine inşa olunduğu zaman anlam kazanıyor çünkü! Tarkan gibi plastik gocuk giyip gerdan kıranlardan medet umanlar ise yemeğin üzerindeki sinek misali mide bulandırıyor sadece!
HABERE YORUM KAT